4. Bölüm 9 Adım

8.5K 1K 124
                                    

Şimdi kimi yerde yağmur yağıyordur. Kimi yerde kar. Bu havalarda hikaye ve kitap okumak gibisi yoktur.

Sokağımıza uygun bir multimedyamız var. Evet kahvelerimiz elimizde. Müziğimizi açalım. #düşlersokağı No 7/24 hikayemizin 4. Bölümünü okumaya geçelim. Buyrun efenim. Bölüm sizlerin.☕️🐞🍀🌺❤️

Üzerini giyindikten sonra buz dolabını açıp baktı ama canı bir şey istemiyordu. Dolabı kapatıp odasına geldi. Telefonunu alırken gözü istemsiz Zeynep'in evine kaydı. Merakla baktı sanki bir şey görecekmiş gibi. Zeynep'in diğer odadan sürünürcesine zorla geldiğini görünce dikkatle izlemeye başladı. Bu kız ne yapıyordu? Üzerindeki kıyafetten spor yaptığı anlaşılıyordu. Dikkatle izlemeye başladı. Onun bir kaç esneme hareketi yaptıktan sonra duşa girdiğini görünce gözlerini kırpmadan bakarken birden kendine geldi. Ne yapıyordu!? Meraklı komşu efsanesi gerçekti ve şu an o efsane kendisiydi!

Perdeyi çekip odada bir kaç tur attı. Anlamsız hayat, anlamsız davranışlar! Anlamsız, hiç bilmediği bir iş! Gözü tekrar Zeynep'in penceresine takılınca hemen evden çıkıp kendini dışarı attı. Yürüyerek giderken karşısında elinde ekmek, sekerek yürüyen Aysima'yı görünce yüzünde istemsiz bir gülümseme belirdi.

"Günaydın Kerem Abi."

Kerem'in yüzündeki gülümseme büyürken Aysima'nın saçlarını okşadı.

"Günaydın Aysima. Nasılsın?"

Aysima, elindeki ekmekten kopardığı küçük parçayı ağzına atıp yerken gülümsedi.

"İyiyim Kerem Abi. Kahvaltı yapacağız da ekmek aldım. Babamın vardiyası artık gece oldu. Bir süre birlikte kahvaltı yapacağız. O yüzden o kadar mutluyum ki."

Kerem'in gülümsemesi buruk bir hal aldı. Babayla kahvaltı yapmanın daha doğrusu ailece kahvaltı yapmanın mutluluğu mu olurdu? Bunu daha önce hiç düşünmemişti! Aysima'ya gülümserken içi sızlıyordu. Küçük kızın arkasından baktı dalgın gözlerle. Ağır ağır yürüyerek giderken yanında duran dolmuşa baktı. Aksel korna çalıp kendine eliyle selam verdi.

"Kerem kardeş. Sana da bana da hayırlı işler. Akşama görüşürüz. Bu akşam seni çok önemli biriyle tanıştıracağım."

Aksel'in kornaya basarak hızla gitmesinden sonra arkasından bir süre baktı. Kafasında onlarca soru artı midesindeki ağrıyla zar zor iş yerine geldi. Kapıyı açmadan önce iş yerine baktı. Sayer ailesinin tek oğlu emlak bürosu açmıştı! Magazinciler bunu görse kesin haber yapmak için burayı yol ederlerdi! Cebinden anahtarı çıkarıp bıkkın bir nefes alarak kapıyı açtı. İçeri girip oturdu, etrafına baktı. Burayı kiralamıştı! Kim kiralamıştı? Koskoca Sayer ailesinin oğlu Kerem Sayer! Hayatı film olsa içler acısı ağlamaklı bir dram olurdu! Şu an masaya kapanıp akşama kadar ağlamak istiyordu! Ağlarken omzuna dokunan bir el, karşısında babası ve annesi. Annesi hüngür hüngür ağlıyor, babası üzgün gözlerle kendine bakıyor. Babasının elinde arabasının anahtarı.

"Oğlum biz seni affettik. Sen de bizi affet. Özür dileriz. Sen bizim tek evladımızsın. Çok pişmanız. O ev sensiz olmuyor, hadi evimize gidiyoruz."

Diye konuşsa. Her şeyi unutacaktı. Babasının annesinin yaptığı her şeyi unutacak ve eski hayatına dönecekti. Her şey bu kadar basitti ama olmuyordu! Bugün bayramın ikinci günü ve kendi yurt dışında tatilde değil, Düşler Sokağı'nda dükkanını açıyordu! Allah'ım! Şu an bildiği küçük bir esnaftı! Boğaziçi'ni bitirmiş emlakçı!

Düşüncelerinde boğulurken dalgın gözleriyle dışarı baktı. Tam karşıda iki adımlık yerde bir pastane vardı ve vitrindeki pastaları görünce midesinin kazındığını hissetti. Eskiden olsa arabasına atlar ya restoranlarından birine gider ya da dışarıda yemek yerdi. Böyle bakmazdı! Sinirinden yumruklarını ve dişlerini sıkarken pastanenin açıldığını görünce gözlerine inanamadı. Pastaneyi açan gözlüklü kızdı! Şaşkınlıkla izlerken onun "yemek konusunda kimseyi üzerime tanımam" sözü aklına geldi. Aşçı mısın diye sormuştu o da hayır demişti ama şimdi?

DÜŞLER SOKAĞI NO 7/24 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin