Olağanüstü bir Geceye Davetlisiniz
EFE
Çalışamıyordum. Onu düşünmeden duramıyor, o gece yaşananları zihnimde döndürüp kendime resmen işkence çektiriyordum. Ah, hayır. Sadece yaşananları değil, yaşayamadıklarımızın da hayalini kuruyordum ve bu beni resmen öldürüyordu.
Elif'i kanepeye yatırıp karşısında diz çöktüğümü, upuzun bacaklarını omzuma kaldırıp ağzımı...
"Salyaların akıyor," dedi Aziz. "Kendine gel."
Salyalarım akmıyordu. Aksa anormal olmazdı ama akmıyordu.
"Siktir git."
"Bin yıl öncesine ait bir gazete fotoğrafına bakıyorsun. Net bile değil."
Fotoğraf on senelikti ve gayet netti. Yani net sayılırdı. Elif'in kızıl saçları sağ omzunun üzerinden öne doğru atılmış, uçları neredeyse karnına geliyordu. Gülümsemesi zorlamaydı. Fotoğrafa baktığınız ilk saniyede anlaşılıyordu. Annesi ve kız kardeşinin aksine babası da aynı Elif gibi yalan bir gülümseme ile fotoğrafçıya bakmıştı. Kavga mı etmişlerdi?
"Bu devirde herhangi birinin neden sosyal medya hesabı olmaz?"
Aziz omuz silkti. "İlgisini çekmiyordur."
Cıkladım. "O kadar basit değil."
"Nereden biliyorsun?"
"O güzel bir hayatı olan, güzel bir kadın. Onu gerçekten seven arkadaşları var. Gezmeyi ve eğlenmeyi seviyor. Aktif olmamak başka bir şey ama hiç olmaması... Bir sebebi olmalı."
"Belki sosyal medya sapkınlıklarından korkuyordur," dedi Tufan ofisin mutfağından elinde çayla çıkarken. "Bir kız vardı öyle tanıdığım. Güvenli olmadığını savunuyordu."
Yüzde yüz olmasa da buna yakın bir nedeni olabilirdi. Birilerinden mi saklanıyordu?
"Ayrıca," diye devam etti Tufan. "Belki sahte hesabı vardır. Tanıdığım kadınların yarısının iki üç hesabı var."
Bu da mümkündü ama sanmıyordum. Elif'e göre değildi sanki.
"Ona sormayı düşündün mü diyecektim ama doğru, kız senden kaçıyordu değil mi?"
Aziz kendi söylediğine gülerken Tufan da ona eşlik etti. Geri zekâlılar.
"Aptallar," dedim. "Duygularımı incittiniz." Aziz'in alnına denk gelecek şekilde çöp ettiğim kağıtlardan ufak bir top yapıp attım. Bu daha çok gülmelerine sebep oldu.
"Yoksa ona aşık mı oldun?" Tufan'ın korku dolu bir ifadeyle sorduğu soruya sırıttım.
Aşktan korkacak kadar aptal bir insan değildim. Bu hayatı yaşanabilir kılan kaç çeşit duyguyu tatma imkanına sahip oluyorduk ki? Aşk gelip beni bulacak ben de altıma sıçıp topuklayacaktım, öyle mi? Bu mümkün değildi.
Günün sonunda korkularına yenik düşen de onunla savaşan da tek bir şeyi arzuluyordu; yalnız olmamayı.
Elif, hayal edebileceğimin çok ötesinde beni etkilemeyi başarmış, resmen aklımı başımdan almıştı. Tamam, henüz âşık oldum diyemezdim ama Elif'i bırakmak istemediğimden adım gibi emindim.
"Tufan, bazen küçük bir velet olduğunu unutuyorum ama sen sonra şimdiki gibi aptalca bir şey söyleyip bana bunu hatırlatıyorsun."
Aziz'in vücudu gülmekten sarsılırken zavallı Tufan'ın beyaz yanakları kızardı. Henüz yirmi üç yaşındaydı. Üniversitenin üçüncü yılından beri bizimle çalıştığı için yaklaşık dört senedir beraberdik. Bize alışmış olmasını beklerdim ama o hala tatlı, küçük bir çocuktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ARZUNUN ESİRİ - Esaret Serisi 1 (TAMAMLANDI)
General FictionElif, aşkın üzerindeki gücünden korkuyordu. İnsanın gözünü kör eder derler ya, işte tam olarak bunu yaşıyor, kendini tanıyamıyordu. Yürüdüğü yolda aldığı yaraları sarmayı dahi başaramamışken Efe Kozan karşısına çıktığında, kaçmaktan başka çaresi ol...