+18
EFE
Upuzun bacaklarını belime doladı ve sıkıca sardı. Kolları boynumun etrafındaydı. Sanki gözlerime bakmaya cesaret edemiyormuş gibi yanağını başıma yaslamıştı.
Olsun. Ağır adımlarla ilerleyecektim. Canını bu kadar sıkan ve hem kendine hem de bana güvenmemesine neden olan neyse, zamanla ortaya çıkaracak ve kafasındaki tüm şüpheleri mümkünse ortadan kaldıracaktım. Bunu kendim için yapacaktım çünkü Elif'i istiyordum. Her şeyiyle.
"Odanda senin gibi kokuyor, aşkım," dedim içeri girer girmez. Dediği gibi vanilya kokusu burun deliklerimden içeri sızıyordu. "Nefis."
Biraz geri çekilerek burnumu boynuna yasladım. Onu derin derin koklarken dudaklarımı teninde gezdirdim.
Hala kucağımdaydı. İlerledim ve onu yatağa bırakıp geri çekildim.
"Benim için soyunur musun, Elif?" diye sordum gülerek. Gözlerinin önce tutku sonra öfkeyle parlamasını izledim. Sık sık bu ikisi arasında gidip gelen bakışları ve bu sırada rengi değişen güzelim gözlerini seyretmeye bayılıyordum. Mavi, yeşil, koyu, açık...
"Sen benim için soyun," dedi.
Hmm... Bunu kenara yazalım. Ondan ne zaman bir şeyler istesem direniyor. Bir çeşit savunma mekanizması geliştirdiği ortadaydı ama neden?
"Seve seve."
Tişörtümü çıkarıp yere attım. Krem rengi halısının üzerinde kırmızı, ufak bir yığın olarak göze çarpıyordu. Pantolonumu çıkarıp onu da umursamadan yerde bıraktım. Sonra hatırlayıp geri aldım ve cebinden bir seri prezervatifi çıkardım.
"Orada kaç tane var?"
Omuz silkerken, "Bilmem," dedim. "Kullanırken sayarız olur mu?"
Göğüslerine yayılan kızarıklık dikkat dağıtıcıydı. Teni o kadar beyazdı ki üzerindeki her bir ben her bir çil ve tüm renk değişimleri adeta bir fener gibi dikkat çekiyordu. Ona söylediklerim konusunda ciddiydim. Hepsini öpmek, her birine dudaklarımla dokunmak istiyordum.
"Bu çok fazla seks demek."
"Bizde çok fazla seks yapacağız."
Paketleri yatağın üzerine atıp ellerimi iç çamaşırıma indirdim ama Elif sonunda harekete geçerek beni şaşırttı, duraksadım.
Dizleri üzerinde yatağın kenarında durup bana uzandı ve çamaşırımı aşağı indirdi. Parmakları birazcık serindi. Dokunuşuyla penisim seğirdi. Pembe dudaklarına yerleşen tatlı bir gülümseme ile beni kavradı. Bu kadar hızlı olmasını beklemiyordum. Ağzımdan çıkan saçma sapan tıslamayı kontrol edemedim.
"Her yerin mükemmel," diye mırıldandı beni sıvazlarken. Diğer eli ise karnımdan kalçama doğru ilerliyor oradan bacaklarıma inip yeniden yukarı çıkıyordu. "Bacaklarındaki kaslara bak..."
Azgınlıktan ölebilirdim. Kendimi yeniyetme bir ergen gibi hissetmeme neden oluyordu. Tam şu anda eline ve etrafa sertçe boşalabilir, kendimi kolayca rezil edebilirdim.
Penisimin dibine kadar inip avucunu sıktı. Ucunda biriken damlayı yakalamak için uzandı ve diliyle üzerini sıyırdı. Siktir!
Tüm kaslarımı sıkmak, kendimi tutmak için ciddi bir çaba harcamak zorunda kaldım. Bunu beklemiyordum. Buna hazır değildim. Bir kez daha yaladı ama bu sefer dilinin tamamını penisimin başının etrafında döndürdü ve sonunda ucunu sıcacık ağzının içine aldı.
Siktir!
"Dur, aşkım," dedim birden. İki elimle de başını kavradım ama ben onu itemeden o neyim var neyim yoksa hepsini birden içine aldı. Boğazındaydım. Hayır boğazının da ötesindeydim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ARZUNUN ESİRİ - Esaret Serisi 1 (TAMAMLANDI)
General FictionElif, aşkın üzerindeki gücünden korkuyordu. İnsanın gözünü kör eder derler ya, işte tam olarak bunu yaşıyor, kendini tanıyamıyordu. Yürüdüğü yolda aldığı yaraları sarmayı dahi başaramamışken Efe Kozan karşısına çıktığında, kaçmaktan başka çaresi ol...