Geçmişin Kapıları Kapandı
ELİF
Üç ay sonra
Asansörün kapıları açıldığında babamla yüzleşmek için neredeyse hazırdım. Üç aydır bugüne hazırlanıyordum. Üç aydır plan yapıyordum.
En üst katın bir altında sadece babam için ayrılmış olan dört oda büyüklüğündeki ofisine geçtiğimiz dokuz ay içinde belki iki defa çıkmıştım. Babam tüm otellerde boy gösteriyor, ortak olduğu diğer işletmelerde sık sık vakit geçiriyor, haftada bir bilemedin iki kere buraya gelse de birkaç saatten uzun kalmıyordu.
Bugün buradaydı ve ben de kapısındaydım.
Kapıyı tıklattım. Babamın sesini duyduktan sonra içeri girdim. İki elimle tuttuğum incecik dosyayı karnıma yapıştırmıştım.
"Ne oldu?"
Merhaba yok. Nasılsın yok.
"Bunu getirdim."
Dosyayı masasına bıraktım. Titremiyordum. Özellikle son bir haftadır işler hızla ilerlediği için kendime daha çok güveniyordum ama rahat olduğum da söylenemezdi.
"Bu ne?"
"İstifam."
Babam elinde ne varsa bırakıp kafasını kaldırdı. Beni ilk defa görüyormuş gibi yüzüme hayretle bakarken yaşadığım tatmin katlanarak arttı.
"Hayallerine veda mı ediyorsun?"
Güldüm. Babam için saygısızca görülebilecek bir hareketti ama artık umurumda değildi.
"Hayallerimi umursamadığını düşünmemiştim."
"Al şunu ve odadan çık, Elif. Çocukça davranmamın lüzumu yok."
Takım elbisesinin içinde gözüme her daim görkemli görünürdü. Beyazlamaya başlamış saçları ve sinek kaydı tıraşıyla altmışlarına yaklaşmış olsa da hala zinde duruyordu. Yorgun olduğunu anlıyordum ama o asla çalışmayı bırakmıyordu. Hırslarının içinde boğulmuştu.
"İki hafta daha buradayım ardından gidiyorum. Senin de seni kör eden o gözlüklerden kurtulmanı öneriyorum baba. Zeynep bu işi herkesten daha iyi yapabilecek kapasiteye sahip ki bence sen de bunu biliyorsun. Beni yola getirmek istediğin için onu görmezden gelerek ikimizi de harcıyorsun."
"Ne yapıyorsam sizin iyiliğiniz için yapıyorum. Sayemde okudunuz, sayemde para kazanıyorsunuz, sayemde cebinizde para var, aç değilsiniz açıkta değilsiniz."
"Sana yapılan ebeveynlikle kıyaslayarak bizim için en iyisini yapmış olabilirsin baba ama artık ihtiyacımız olan tek şey, kabul görülmek. Bizi anladığını ve senin için zor olmayacaksa takdir ettiğini hissetmek istiyoruz. Bu kadar."
Babamın sinirle ayağa kalktığını görünce olduğum yerde dikleştim.
"O çocuk mu bunları aklına sokuyor? Efe? Kendisi ailesinin işini elinin tersiyle itti diye seni de mi gaza getiriyor?"
O anda babamın kendi istemedikçe karşısında neler olup bittiğini görmeyeceğini fark ettim. Ne söylediğim umurunda bile değildi. Karşısında çığlık da atsam arzularımı heceleyerek de söylesem babam anlamayacaktı.
"Biliyor musun baba? Sen beni itmeseydin Efe'ye bir şans verir miydim, emin değilim. Böyle bir şey için teşekkür edeceğim aklıma gelmezdi ama yine de teşekkür ederim. Geleceğe dair korkularımın arasında o kadar kaybolmuştum ki Efe'yle olmayı ne kadar çok istesem de geri duracak, o bilinmezlikten kaçacaktım. Senin isteklerini bahane olarak kullanmak işime geldi. Ona izin verdim. Bize bir şans verdim. İş konusunda olmasa da bu konuda mutlu olabilirsin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ARZUNUN ESİRİ - Esaret Serisi 1 (TAMAMLANDI)
General FictionElif, aşkın üzerindeki gücünden korkuyordu. İnsanın gözünü kör eder derler ya, işte tam olarak bunu yaşıyor, kendini tanıyamıyordu. Yürüdüğü yolda aldığı yaraları sarmayı dahi başaramamışken Efe Kozan karşısına çıktığında, kaçmaktan başka çaresi ol...