GEÇMİŞ

10.8K 856 113
                                    

Aralık 2019 - İtalya / Floransa

Genç kadın bir önceki akşam yaşadığı hayal kırıklığının üstesinden nasıl geleceğini bilmiyordu. Yalnızdı. Ruhu gibi bedeni de üşüyordu. Üst üste giydiği kıyafetler bile ısınmasına yetmiyordu. İki avucunun arasında sıkıca tuttuğu kupası neredeyse ağzına kadar doluydu ve soğumaya yüz tutmuştu ama kadın bunun bile farkında değil gibiydi. Joseph eve döndüğünde yapacağı konuşmayı düşünüp duruyordu.

Artık ayrılması gerektiğini biliyordu. Uzun süredir bunu farkındaydı da bardağı taşıran son damla dün akşam onu ekmesi olmuştu. Aslında o bardak çoktan taşmıştı da kabul etmek istemiyordu. Bir yılı aşkındır bu şehirdeydi. Defalarca gitmesi, eğitimine devam etmesi için eline fırsat geçmişti. Ama Elif hiçbirini kabul etmemiş, edememişti. Joseph izin vermemiş, kendi haklı gerekçeleriyle her birinin önüne geçmişti. Sorunları bir dağ gibi büyüyordu ama bunu görebilen yalnızca Elifmiş gibi kimse onun düşüncelerini dikkate almıyordu. Sorun neydi? Nasıl herkes bu kadar kör olabilirdi? Nasıl kendisi bu kadar kör olabilirdi? Onu durduran neydi?

Kapı açıldı.

Genç kadın ancak o zaman elindeki kupanın varlığını hatırladı. Yapacağı konuşmadan önce boğazını temizlemek için çayından bir yudum aldı ama diline değen soğuk sıvıyla yüzünü buruşturarak kupayı sehpaya bıraktı.

"Sevgilim," dedi Joseph içeri girer girmez. Yüzü alabileceği en üzgün şekli çoktan almıştı. Dudakları bükük, gözlerinin için pişmanlıkla doluydu. Genç kadının kalbinde bir yer çatladı. Karnı kasıldı.

"Joseph neredeydin?"

Bu soru karşısında genç adamın omuzlarının gerildiğini fark edemedi. Daha çok ayakkabılarını çıkarıp çantasını bıraktığı gibi ona doğru yürüyen adamın yüzünü izliyordu.

Karşısına geçtiğinde iç çekti. "Provalarda Herriot sahneden düştü," derken canının sıkkın olduğu belliydi. "Onu hastaneye götürdük. Çıkamadım. Onu orada bırakamazdım."

Elif onun sıkıntısını hissediyordu. Ona inanıyordu da. Kollarını adamın boynuna dolarken tereddütlüydü ama yapması gereken doğru şey buymuş gibi hissediyordu. İlişkilerindeki sorunlarla bu durumu aynı kefeye koyamazdı.

"Geçmiş olsun," dedi. "Ama keşke beni arasaydın."

Joseph kaşlarını çattı. Elinin tersiyle genç kadının yanağını okşarken, "Sence o durumda aklıma bu gelebilir miydi, mia caro? Biri gözümün önünde can çekişirken benim biricik, küçük sevgilimi mi düşünmeliydim?" diye sordu.

Sesi alaycı değildi ama aklı başında olan herhangi biri normal olmadığını fark edebilirdi. Ne yazık ki Elif bu tavra alışkındı. Normal olup olmadığını tartmayı çoktan bırakmıştı.

"Hayır, hayır tabii ki. Sadece seni bekledim."

Yine diye ekleyemedi. Aradan geçen bir senede her şeyin ne kadar yolundan çıktığını bilse de o anda bunu itiraf edemedi. Hatta surat asmaya devam etmek, ne pahasına olursa olsun bir seçim yapılması gerektiğinde kendisinin seçilmesini istemek geliyordu içinden. Arkadaşı yaralanmıştı. Bu kötüydü ama gerçekten bir telefon bile açamaz mıydı? Onun saatlerce hazırlandığını, bir önceki doğum gününden beri kırgın olduğunu bilmiyor muydu? Orada herkes gözünü dikip ona acıyan gözlerle bakarken Joseph genç kadının ne kendini ne kadar yalnız hissedeceğini düşünmemiş miydi?

"Önümüzde sonsuz bir zaman var, mia caro. Sen saatlerin hesabını mı yapıyorsun?"

Ona inanmak, ağzından akıp giden tatlı sözlerle hareket etmek en kolayıydı ve Elif'in zor kararlar alacak gücü yoktu. En azından henüz.

"Biliyorum," diye mırıldandı genç kadın. Ne ağzından çıkan sözlerinden emindi ne de duygularından. Sessiz, derin bir uyuşukluğun içine girdiğini ve içinde yüzmeye başladığını fark etti.

"Seni sevdiğimi de biliyorsun değil mi? Bunu biliyorsun."

Elif kafasını sallarken her zaman olduğu gibi Joseph'e olan sevgisini dile getirmemişti. Joseph bir kez daha kabul görmüş olmanın heyecanıyla bunu fark etmedi. İpin ucu sonunda kaçmıştı. Bir süre daha yalanlar, kandırmacalar devam etti. Ancak herkes hata yapardı. Joseph henüz bunun farkında değildi.

***
Etkileşim bu kadar düşükken bölüm yayınlamak içimden hiç gelmiyor artık. Yazıyorum. Bitecek zaten az kaldı. Elbette paylaşacağım ama her hafta için kendimi kasmanın da anlamı kalmadı.

ARZUNUN ESİRİ - Esaret Serisi 1 (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin