Benim Adım Elif ve Ben Onun Aşkıyım.
ELİF
Kediyi terasta bırakmak içime sinmemişti. Bir an önce alıp evime götürmek ve onunla yaşarken ona gerçekten yakışan doğru ismi vermek istiyordum. Tabii ki ona Elif demeyecektim.
Aşağı indiğimizde locamızın kalabalıklaştığını gördüm. Nil'in aynı zamanda patronu da olan sevgili Mete Akman yanında bir arkadaşıyla beraber gelmişti. Bu arkadaş oldukça yakışıklıydı ve Gamze'nin radarına girmişti. Sarışın, oturduğu yerden bile oldukça uzun görünen, renkli gözlü, sivri çeneli bir adamdı. Gamze'yi güldürüyordu. Bulut'un umursamadığını hatta gözlerini bir başka masaya diktiğini fark ettim.
Oh be.
Sonunda belki o da kendi için harekete geçerdi. Ara sıra birileriyle takıldığını biliyordum ama bizimleyken daha doğrusu Gamze'yleyken aklı da bedeni de sadece bizimle olurdu. Kendini koruyu bellemiş olması onun için yorucu olmalıydı.
Yanlarına yaklaştığımız zaman Mete ayağa kalktı. Resmen tanışık değildik. Önce kendini sonra da sarışın yakışıklıyı tanıttı.
"Kuzenim, Savaş."
"Memnun oldum," dedim gülümseyerek. Savaş çoktan ayağa kalkmıştı. Mete'nin aksine uzanıp beni öptü.
"İyi ki doğdun, doğum günü kızı," dedi neşeyle. "Seninle tanıştığıma sevindim."
Mete ve Savaş birbirlerine ancak bu kadar zıt karakterler olabilirdi.
Nil'e yanaşıp, "Onu buraya gelmesi için zorlamana gerek yoktu," dedim.
"Zorlamadım. Gerçekten. Kendi istedi." Mete'ye bakarken kaşlarını çattı. "Açıkçası ben de gelmesini beklemiyordum."
Kayra, yanında eli shotlarla dolu bir tepsi tutan bir kadınla geldi.
"Hadi bakalım!" diye bağırdı. "Kutlama zamanı."
Efe'nin güzel arkadaşlıkları vardı. Efe'nin kendisi güzeldi. İyi kalpliydi. Bunu şimdi daya iyi görebiliyordum. Neşeleri bulaşıcıydı. İçimde var olduğunu uzun zamandır hissetmediğim o coşkuyu açığa çıkarıyorlardı.
Minik bardaklarımızı alıp havaya kaldırdık. Dışarıdan nasıl göründüğümüzü tahmin edebiliyordum. Merak uyandırıyorduk. Belki biraz ulaşılmaz ve dokunulmazdık. Kayra Işık'ın yavaş yavaş çizdiği sınırlar belirginleşmişti. İnsanlar yalnızca izliyor, düşüncelerini fısıldıyorlardı.
Bunu biz de yapardık.
"Onları sevdim," dedi Gamze. Sanki ne düşündüğümü anlamış gibiydi. "Efe'yi sevdim. Sana iyi geliyor."
"Biliyorum."
Efe kollarını belime dolayıp beni geri geri çekmeye başladı.
"Dans edelim," diye seslendi. Neredeyse herkes bu çağrıya uyum sağladı. Önce locanın etrafında başladık hareket etmeye sonra kalabalığa karıştık. Nil başta bizimle olsa da locada kaldı. Mete'nin yanında. Yanlarında bir Kayra vardı. O an Kayra'nın da hiç dans etmediğini fark ettim. Hiçbir zaman.
"Hem güzel hem tuhaf arkadaşların var," dedim Efe'ye. "Kim bir kulübü olup da dans etmez ki?"
"Kulübü olmadan önce de pek etmezdi," dedi gülerek.
"Bulut nerede?" diye sordum onu göremeyince.
"Deniz terasa çıktı," dedi eliyle işaret ederek. "Yalnız değildi."
"Aaaa..."
Süper.
"Düşünme şimdi bunları. Bugün senin günün."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ARZUNUN ESİRİ - Esaret Serisi 1 (TAMAMLANDI)
General FictionElif, aşkın üzerindeki gücünden korkuyordu. İnsanın gözünü kör eder derler ya, işte tam olarak bunu yaşıyor, kendini tanıyamıyordu. Yürüdüğü yolda aldığı yaraları sarmayı dahi başaramamışken Efe Kozan karşısına çıktığında, kaçmaktan başka çaresi ol...