Gözlerindeki Dünya

7.9K 1K 705
                                    

Multideki resim Umut'un gözleri. 💙

Eve gittikten sonra akşam mesaj attı.
"İyi geceler, uyudun mu ?"

"Hayır, uyumadım." diye yazıp yolladım. Şu an alışık olmadığım bir şey, birinden mesaj beklemek ve kabul ediyorum mesaj beklemek durakta vapur beklemek gibi bir şeydi.

"Yarın söyleyeceğin şarkılar..." dedi ve birkaç şarkı attı.

Ben onları açıp dinlerken, "bir gün seni arkadaşlarımla tanıştırmayı düşünüyorum." diye mesaj attı. Kalbim o an duracak gibi olmuştu. Bu çocuk ciddi miydi ? Daha biz tanışalı ne kadar oldu ki neden beni arkadaşlarıyla tanıştıracaktı? Belki de sadece arkadaş ortamını büyütmek içindi. Kesinlikle hoşlandığı için değildi. Aklıma bunları getirerek kendimi sonrası için üzmemeye alıştırıyordum.

En son mesajına karşılık sadece,
"neyse uyuyacağım ben, iyi geceler." yazıp yolladım. Halbuki yalandı daha uykum gelmemişti bile ama şu alfabeyi öğrenmem lazımdı. Telefonu kenera koyup, bilgisiyaramı açtım. Kaldığım yerden birkaç saat öğrenmeye devam ederken bilgisayarın başında uyuya kalmışım.

Sabah uyanır uyanmaz telefonuma baktım. Normal de ilk iş soluk tavanı seyretmek olurdu ama bu sabah farklı olmuştu çünkü mesaj beklediğim biri vardı. Çok heyecanlı bir durumdu !

Art arda atılmış bir sürü mesaj vardı. Heyecanım daha da arttı.

"Uyumasan keşke" 00.25

"Ama uyudun galiba ?" 00.40

"O halde iyi geceler. " 00.41

"Günaydın" 11.50

Mesajına karşılık olarak, "Günaydın" yazıp yolladım.

Oğuz çok garipti; iyi miydi kötü müydü anlayamamıştım henüz ve anlamadığım tek şey bu da değildi. Ondan hoşlanıyor muydum? İşte bu da anlayamadığım şeylerden bir tanesiydi.

Erken çıkıp hem dolaşmak hem de hava almak istiyordum. Bugün kendimi nedense hiç olmadığım kadar mutlu, hiç olmadığım kadar umutlu hissediyordum.

Annemin odasına geçip biraz makyaj yapacaktım. Makyaj beni istediğim güzelliğe kavuşturmayacaktı ama yine de yapmak istiyordum.
Sadece rimel ve ruj sürmeyi tercih etmiştim. Ayakkbımı da giyip, kapıyı kitledim. İçimden bugünün şarkılarını mırıldanarak yürümeye başladım.

Şarkı söylediğim cafeye yaklaşlaştığımda yine aynı banka yöneldim. Umut gözlerini kapatmış öylece oturuyordu. Seslensem duymayacaktı o yüzden omzuna dokundum hafifçe. Gözlerini açtı.
"neden oturuyorsun burada?" dedim. Kağıt kalem hemen yanı başındaydı. Sanki bir şeyler yazmak için dünden hazır gibi.

"Seni yine burada bulurum diye bekliyordum," dedi. İyi ama neden? Neden beni bekliyor? Hiç mi arkadaşı yoktu ya da benimle konuşmak isteyecek kadar mı yalnızdı?

Gülümsemekle yetindim. Kağıda,
"Su alıp hemen geliyorum." yazdı. Olumlu anlam da kafamı salladım. Yanımdan uzaklaşınca onun kaldığı yerden ben devam ettim. Gözlerimi kapattım sessizliği dinlemeye başladım ama bu imkansızdı çünkü kafamın dibinde birileri bir şeyler sayıklıyordu. Gözümü açtım "balina karaya vurmuş ama yaşıyor." dedi 14 yaşlarında çocuk. İki kişilerdi. "Ne diyorsunuz? Çekilin başımdan" dedim yaslandığım yerden doğrularak.

"Her yeri kaplamışsın sen çekil de biz oturalım." dedi çocuklardan diğeri. Çocuklardı, her şeye akılları sarıyordu ama birinin dış görünüşüyle dalga geçilmemesi gerektiğine akılları sarmıyordu.

"Sana diyoruz fok balığı," dedi ve elini iki yana doğru sallayıp tuhaf sesler çıkartarak, "ben bir fok balığıyım. Karaya vurdum yardım edin." diyerek gülüştüler. Onlar gülmeye devam ederken Umut'un karşıdan buraya geldiğini görünce kaçtılar.

Ben Kusurlarımla BenimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin