Anlaşamamak

11.8K 1.4K 2.1K
                                    

Multimedya Umut'un gözleri.

 

"Hadi kızım kalk misafirler var içeride, gelip şarkı söylemeni istiyorlar." dedi. Başımı hayır anlamında salladım ve annemi odamdan çıkartıp kapıyı kapattım. Kendilerine eğlenecek başka bir şey bulsunlar. Alt tarafı gün yapmaya geldiler, konsere gelmediler.

Evet, şu dedikodu dolu gün bizim evde yapılıyor ve böyle günlerde içleri dedikodu kazanı gibi kaynayan teyzeler pasta börek yiyip göbek atıyorlar. Bileziklerini şangır şangır sallayıp kurtlarını dökerken ben onları o halde izlemek istemiyorum. Ah bi' de elinde kısır o dedikodu senin bu dedikodu benim herkesi çekiştirmeleri var. Bir ara bana sıra geldi de beni çekiştirdiler. Yok neymiş çok kiloluymuşum. Çok yemek yiyormuşum. Hadi canım, siz onu benim kilolarıma anlatın. Ay, külahıma.

Onlar içeri de eğlenirken zaman geçirmek için tefonumu elime aldım. Şarjımın az kaldığını görünce panikledim. Çünkü şarjım bitmek üzereydi.

Telefonu karşımda tutup, "Neden bu kadar çabuk bitiyorsun şarj. Kimin için çalışıyorsun çabuk söyle" dedim. Evet, şarjla konuşuyorum. Şarjla da konuşulur neden konuşulmasın? Tabii bunu bir tek yalnızlar bilir. İyi ki varsın tavan, iyi ki varsın halı ve diğerleri. Hepiniz benim birer dostumsunuz. Bu ödülü her zaman yanımda olan tavana borçluyum, tabii kapıyı da unutmamak lazım. Halının da çok yardımı dokundu. Sağ olsun keratalar beni yalnız bırakmadılar.

Şarjla konuşma işleminden sonra telefonu şarja taktığımda bir türlü şarj almadığını görünce içeride dedikoducu teyzelere sordum. Hiçbirinde olmadığını söylediklerinde Küçük Emrah gibi etrafa bakınmaya başladım. O kadar kişi de nasıl olur da bir tane bile şarj aleti olmaz? Fazlalık dedikodunuz var mı desem bir kamyon dedikodu çıkartırsınız. Sizi dedikodu kazanı sizi.

Dedikodu kazalarından şarj aleti çıkmayınca üstümü hızlıca giyinip, onlar diğer odadayken salona geçip hemen ayakkabılarımı aldım ve dışarı çıktım. Şarj aleti çalışmaması demek telefon yok demekti. Ben telefonsuz yaşayamam.

Göbeği açık bir kıyafet giymiştim ilk defa. Aslında göbeği açık değildi sadece çektiği için böyle olmuştu ama yine de giymiştim.

Şarj aleti almak için yürümeye başladığımda bir kadın suratını ekşitmiş bana bakıyordu. O bakınca ben de bakmaya başladım. Kime bakıyor diye arkamı döndüğümde yanıma geldi. Iyyy dedi.

"Iyyy şunun giydiğine bak. Hiç mi aynada görmüyor acaba kilolarını? Kendini zayıf sanıyor galiba. Bir de göbeği açık giyinmiş utanmadan." dedi. Orta yaşlarda bir teyze bana doğru bakıp gülerek. Teyze dememe bakmayın tamamen saygıdan yoksa ben ona ne diyeceğimi bilirdim. Saygısız !

"Neden utanacakmışım, hırsızlık mı yaptım? Küfür mü ettim, yolun ortasında biriyle mi öpüştüm ? Naptım ben ha naptım da utanacakmışım? Sırf kiloluyum diye bana yaptığınız şeye bakın, bakında kendiniz utanın. Ben ister miydim sanıyorsunuz kilolu olmayı ? Ben mi seçtim bunu ? Bunun bir hastalığı vardır belki bu yüzden kilo almıştır da kiloludur diye hiç düşünmediniz değil mi? Düşünmediniz tabii. Ben de bir insan değil miyim, istediğimi giyemez miyim? İstediğim şeyi giyinmeye hakkım yok mu?"Diyeceğimi deyip oradan uzaklaştım. Koşmaya başladım ve koşarken ağladım. Ben ilk defa birisi kiloma bir şey dedi diye ağladım. Çünkü çok zoruma gitmişti. Çünkü herkesin içinde bunu yapmıştı.

Bir apartmanın önünde durup hızlıca nefes aldım. Tam karşımda bir lokanta vardı ve camdan çok net bir şekilde kendimi görebiliyordum.

"Bak şu haline Sevil, kiloların almış başını gidiyor." dedim aynada kendimi izlerken. Ve bunları da sesli söylemiştim. İçerideki garsonda durmuş bana bakıyordu. Umrumda bile değildi.

Ben Kusurlarımla BenimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin