Ben Kusurlarımla Benim

Evlen Benimle

Multimedya Umut'un evlenme teklifi

İyi okumalar.

Heyecanım artarken sonunda telefonuma gelen bildirim sesiyle telefona baktım ve mesajı okudum. "Şimdi balkona çıkabilirsin." yazısını görünce balkona koştum ve aşağıya doğru baktım. Gördüğüm şeyle birlikte mutluluktan gözlerim dolmuştu.

Yere alevle, 'Sevil Evlen Benimle' yazmıştı ve elinde yüzük kutusuyla bana bakıyordu. Umut hiç beklemediğim bir zamanda bana evlenme teklifi etmişti. Şimdi buna ne diyeceğimi hiç bilmiyordum. Aşklar da gönlünün sesini dinle derlerdi. Benim gönlümden ona evet demek geçiyordu. Ama ailem Umutla evlenmeme izin verir miydi? İşte onu düşünüyordum. Bir süre öylece yanan alevlere bakakaldım ve koşarak Umut'un yanına gittim ve boynuna atladım. O da bana sımsıkı sarılmış sanki evet diyeceğimi anlamış gibi mutluydu. Sarılma işlemi bittikten sonra gökyüzü kadar güzel mavi gözlerine bakıp başımı hem onaylarcasına sallarken evet dedim sesli bir şekilde.

Evet dememle yüzük kutusunu açıp bana gösterdi. Yüzük oldukça büyük sayılabilecek bir yüzüktü ve bu yüzüğü nasıl aldığını bilmiyordum. Şimdilik bu kısımları düşünmeyi bırakıp, yüzüğün güzelliğine odaklandım.

Umut yüzüğü kutudan çıkarttı ve parmağıma taktığında, parmağıma tam olmuştu. Sanki benim parmağıma özellikle ayarlanmış gibiydi. Parmağıma uymuş olması şaşırtmıştı. Benim parmaklarım kalın olduğu için kolay kolay yüzükler olmazdı o yüzden bu kadar şaşırmıştım.

Yüzüğü taktıktan sonra tekrar sarılıp, sönmeye başlayan yazıya baktık. Biraz saçma bir evlenme teklifi olsa da o an fazlasıyla romantik geliyordu ama düşününce çok tehlikeli neden böyle bir şey yaptı ki diye düşündürüyordu.

Her ne kadar tehlikeli olsa dahi çok beğenmiştim ve duygulanmıştım. Her seferinde söyledim yine söyleyeceğim, bakın sizi gönülden seven ve sizin için bir şeyler yapmaya çalışan kişiyi bırakmayın. Çünkü o insanlar kolay kolay bulunmuyor ve bulunduğunda değeri iyi bilinmesi gerekiyor. Bazen hayatınızın aşkı olduğu düşündüğünüz kişiler sizin için bir anlam ifade etmeyebilir lakin siz fazla anlam yüklüyor olabilirsiniz. Bazen kalbinizle değil, aklınızla hareket edin ve size gerçekten değer verip sevecek kişileri görün.

Ben görmüştüm, beni sevip sonsuza kadar sevecek tek kişi Umuttu.

Yazılan yazılardaki ateş sönmeye başlarken içeri geçip kutlamaya evin içinde devam ettik. O gün çok güzeldi ve 'evlen benimle ' yazısını aklıma getirdikçe her seferinde çok mutlu oluyordum.

Akşama doğru eve gelmiştim ve yüzüğü ailem görmesin diye cebimde saklamıştım. Her şey çok güzeldi ama aileme birinin bana evlenme teklifi ettiğini nasıl söyleyebilirdim ki? Annem evlenmek için daha küçük olduğumu düşündüğü için buna biraz karlı geleceği kesindi. Oysa ben 22 yaşındaydım. Küçük değildim ama annelerin gözünde çocuklar hep küçüktür bu doğru. Ama ben sevdiğim insanla hayatımı birleştirmek istiyordum. O yüzden Umut'un bana evlenme teklifi ettiğini ilk önce anneme söyleyecektim.

Babamın evden çıkmasını bekledikten sonra annemin yanına gidip lafı uzatmadan söyleyecektim. Derince soluklandım ve söyleyeceğim şeyi tek seferde söyledim. "Umut bana evlenme teklifi etti. Bende kabul ettim."

"Ne!" diye bağırmasıyla oturduğu yerden kalkması bir oldu. Bende bu tepkisine karşılık başımla evet anlamında onayladım ve "Evet kabul ettim. Seviyorum Umut'u." dedim.

"Saçmalama Sevil, o çocukla mı evleneceksin. Kafayı mı yedin sen." dedi. Bu lafı beni fazlaca sinirlendirmişti.

"Ne olmuş o çocuğa anne. Duymuyor diye mi bu ön yargı. Neden anne? Kusurlu kalpleri iyi bir insan olarak görüyorsun ama kalbi mükemmel olan bir insana kötü biriymiş gibi davranıyorsun. Umut'un duymaması bir kusur değil, kilolu olmakta bir kusur değil. Kötü kalpli olmak, vicdansız, merhametsiz biri olmak bir kusur. Umut, senin o çok iyi çocuk diye gördüğün Oğuz'dan çok çok daha iyi bir insan." Biraz soluklandıktan sonra tekrar konuşmaya devam ettim. "Ben Umutla evlenmek istiyorum." dedim.