“Zaynie, sağ kolunu biraz daha açıp yana zıplamalısın.” Kolunu biraz daha açtıktan sonra hareketi tekrar etti.
“Bu sefer olduğunu söyle yalvarırım.” Dudaklarını büzmüş bir şekilde bana baktığında kahkahamı bastıramadım. Ben gülerken kollarını göğsünde birleştirmiş halde beni izliyordu.
“Danstan neden bu kadar nefret ediyorsun anlamıyorum.” Derken belimi arkamdaki masaya yaslamış, stüdyoyu inceliyordum.
Diğer çocuklar gitmişti ve biz Pauly’nin dediği gibi onunla ekstra çalışmalarımızı yapıyorduk. Bazı hareketleri ona önceden öğretmem gerekiyordu, diğerleri beş kerede öğreniyorsa Zaynie on kere tekrar edince yapabiliyordu.
“Havalı çocuklar dans etmez, Kattie.” Bunu diyen kişinin arkadaşları ile bir dans videosunun bulunması sizce de garip değil miydi? Ayrıca grubun geri kalanı gayet de iyi dans ediyordu ve onlar da havalıydı.
“Dans videonun olduğunu biliyorum, Zaynie. Ne dersen de, sen doğru düzgün dans edene kadar peşini bırakmayacağım. Ne kadar erken öğrenirsen o kadar kolay kurtulursun benden, anlayacağın.” Dememle stüdyoda eskiden yaptığı saçma dans hareketlerini yapmaya başladığında onu izliyordum.
Dilini dışarı çıkmış halde oradan oraya zıplarken ikimizin gülüşü yankılanıyordu. Bazen ne kadar kendini beğenmiş bir şekilde davransa da bu halini gördükten sonra her şeyi unutuyordunuz. Küçük bir çocuğu andıran zıplaması bittiğinde birbirimize boş gözlerle bakıyorduk. Bir süre sonra öksürüğü ile bakışmayı sonlandırdığında arkamı dönüp masadaki karışık duran kağıtları düzenlemeye koyuldum.
“Paul seninle bir şey konuşacaktı, görüştünüz mü?” Kaşlarımı hafifçe çattığımda elimdeki kağıtları masaya bırakarak ona döndüm.
“Ne gibi bir şey konuşacağız? Daha görüşmedim, yani beni arayan olmadı daha doğrusu.” Dudağını ısırırken stüdyonun yer döşemesine bakıyordu. Bakışlarını bana çevirip dudaklarını araladı.
“Bu aralar konserler yok, kayıtlarımız bitti. Bir tatili hakkettiğimizi düşünüyoruz. Eee, dans eğitmeninin de bizimle gelmesinin doğru olacağını düşünüyoruz. Sence, nasıl fikir?” Ağzım hafifçe açılırken elimi çeneme getirip düşünür gibi yaptım.
“Uhmm, sizinle beraber?” Dudakları yukarı kıvrılırken derin bir nefes aldı.
“Evet zaten Eleanor da gelecek Kattie, seninle vakit geçirmeyi seviyorum. Yani ee, çocuklarda seviyor. Hepimiz seviyoruz.” Gülümsemem büyürken kafamı salladım.
“Olabilir, sizden başka bir uğraşım yok zaten. Sonra konuşuruz bu konuyu.”
Elimi çantama daldırıp telefonumu bulduğumda masaya oturmuştum. Bugünlük bu kadar yeterdi, bence. Zayn üstünü değiştirmeye gitmek yerine yanıma gelip oturduğunda ona biraz daha yer açtım.
“Harry’de mi kalacaksın bugün de?” Umutsuzca başımı sallarken gözlerimi üzerine diktim.
“Bana bir bahane bulamazsan, evet. Hadi inandırıcı bir şey bulalım ve bende evime gideyim, artık?” Derin bir nefes alırken ukalaca sırıttı.
“Sana neden yardım edeyim, Kattie?” Dudak büzerken koluna hafifçe vurdum.
“Çünkü küçük bir sırrımız var ve sen de bana bunu borçlusun, koca adam.”
“Harry’den kurtulamazsın. Sana tavsiyem telefonunu kapat ve evine git. En iyi çözüm bu.” Telefonumu kapatırken başımı sallıyordum, masadan kalkıp soyunma odasına giderken peşinden baktım.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
I'm here with my hope.
FanfictionKatheryn ve Evanee'nin hikayesi. Duygularını saklayabilecekler mi? Yoksa onlara yenilip itiraflarını mı yapacaklar? Boy Band ve kızların hikayesi. Hayallerinizin simgesi olan bu hikaye için takipte kalın millet! xx