Burnuma dolan ağır ilaç kokusu ile rahatsızca yerimde kıpırdandım. Neredeydim ben böyle? İlaç kokusu midemi bulandıracak derecede, yoğundu. Zorlukla gözlerimi aralamaya çalışsam da, başarılı olamadım. Her tarafım uyuşmuş gibiydi; vücuduma, duyularıma söz geçiremiyordum.
Ne olduğunu, en son ne olduğunu hatırlamaya çalıştım. Üstünden çok zaman geçmiş gibi hissediyordum; aylar geçmiş gibi. En son..
En son..
Ah! Yaşananları anımsadığımda gözlerim yanmaya başlamıştı; ben..ben sanırım bayılmıştım. Marley'i gördükten sonra..yere düştüğümü hissetmiştim ve birisi adımı seslenmişti. Sonra..sonrası ise yoktu.
Ellerimi kaldırmaya çalışarak gözlerimi ovuşturmak istediğimde, elimi de hareket ettirememiştim. Acıyla inlerken, beni bu durumdan kurtarabilecek kimsenin yanımda olmadığını anlamıştım.
Her şeyim dediğim adam..beni zaten bırakmıştı. Yani..benden nefret ediyordu sanırım; kendimi zorlayarak gözlerimi açmaya çalıştım. Her şey gözlerimin önüne geliyordu ve buna dayanamıyordum. O anları tekrar yaşamak istemiyordum.
Hıçkırarak gözlerimi açtığımda, büyük odada tek başımaydım. Etrafa baktığımda ise..duvarlar bej rengindeydi. Odaya renk katan tek şey mobilyalardı. Yeşil bir koltuk ve yeşil dolap. Doğrulmaya çalıştığımda ise kolumu haraket ettirememiştim.
Koluma takılan serum bunu engelliyor gibiydi, boşta olan elimi kaldırıp serumu sertçe takıldığı yerden çıkarıp kenara attım. Ah..gerçekten çok acıtmıştı; bu kadar acı vereceğini ummuyordum. Acıyla inlerken zorlukla yataktan doğrulup büyük odanın içinde ilerlemeye başladım. Aralık bırakılan kapıyı farkettiğimde, kapının kenarını tutan elini de görmem zor olmamıştı. Kim olduğunu pek anlayamasamda duvara sırtımı usulca yaslayıp kapıyı tutan kişinin, kim ile ne konuştuğunu anlamaya çalıştım.
"..iki gündür aralıksız uyumasının nedenini açıklayabilir misiniz? Travma geçiriyor olabilir mi?" dedi tanıdık ses.
Kim olduğunu anlayabilmem için gözlerimi kapatarak düşünmeye çalıştım. Karşıdaki cevap vermeye başladığında ise, bunu sonra düşünmeye karar verdim.
"Bakın bay Styles, bayan Palmer uyanmadan size belirli bir şey söyleyemem; ama durumu kritik değil. Travma geçirmiş olabilir, bunun çeşitleri var. Olayı anlatmaktan çekinseniz de, anladığım kadarıyla psikolojik bir travma geçirebilir. Emin olabilirsiniz ki, sorun herneyse en kısada çözeceğiz. Başka hastalarım da var bilirsiniz burası büyük bir hastane, üzgünüm gitmem gerek."
Ayak sesleri uzaklaşmaya başladığında, adamın dediklerinden kapıyı tutan kişinin Harry olduğunu anlayabilmiştim. Ayrıca..ben iki gündür uyuyor muydum? Hemde aralıksız..vay canına.
Travma geçirmiş olabilirsin, Kattie. Sonuçta sevgilin seni terketti. Artık o yok, hayallerinin adamı yok. Onun için engelleri geçmeye çalıştığın kişi artık yok.
Gözlerim dolmaya başlayınca dudağımı dişleyerek bunu geçirmeye çalıştım. Bu lanet iç sesin bana destek olması gerekmiyor muydu? O benim bir parçamdı, üzüntümü anlaması gerekiyordu.
Harry söylenerek odanın içine ilerlemeye başladığında, beni birden görmesi ile olduğu yerde sıçradı. Bu hâline gülmeyi bırakın tebessüm bile edememiştim. Dudaklarımı oynatacak gücü kendimde bulamamıştım.
Duvardan aldığım desteği bırakarak yürümeye çalıştığımda ise, dengemi kaybettiğimi hissettim. Harry'nin elleri beni belimden yakaladığında ise rahatlıkla derin bir nefes aldım.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
I'm here with my hope.
FanfictionKatheryn ve Evanee'nin hikayesi. Duygularını saklayabilecekler mi? Yoksa onlara yenilip itiraflarını mı yapacaklar? Boy Band ve kızların hikayesi. Hayallerinizin simgesi olan bu hikaye için takipte kalın millet! xx