Dudaklarımızı zorlukla ayırdığımda vakit kaybetmeden ellerimizi birbirine kenetleyerek; ikimizin anne ve babasından başlayarak herkese tek tek sarıldı. Gülümseyerek o hâlini izliyorken beni kendine çekip tekrar sarıldığında, kollarımı ona dolamakta gecikmedim. Omzuma öpücük bırakırken, kapının çalması ile herkes şaşkınca kapıya bakarken geri çekilerek ilerledim. "Danny olmalı, onu da çağırdık da." diyerek açıkladığımda Zayn de Safaa'yı kucağına alıp saçlarını tekrar öpmüştü.
Kapıyı açar açmaz, küçük el çantası ile karşımda onu gördüm. Gülümseyerek içeriye girdiğinde, Zayn de Safaa'yı yere bırakarak yanımıza gelmiş ve birbirlerine sıkıca sarılmışlardı. Ayrıldıklarında, beni tanıtmak istercesine elini bana doğru uzatıp; "Bu Kathie, sevgilim." dediğinde Danny gözlerini devirdi. "Hadi ya, bende evde çalışan sanmıştım. Serseri." dedikten sonra hemen yüzüne bir gülümseme yerleştirmiş bir şekilde ve bana dönüp bir kucaklaşma verdi.
**
"Paaasta kesimi!" diyerek Liam masanın başından bağırınca herkes gülümseyerek; masanın başına toplanmıştı. Pasta kesmeden önce fotoğraflar çekildi, tüm süre boyunca gülümseyerek onu izliyor ve arada annemle bir şeyler konuşmuştuk.
Mızmızca, "Kathie ile keseceğim." seslenişini duyduğumda kendime gelerek hemen yanına ilerledim.
"Kim bilebilirdi bir serserinin bu hâllere düşeceğini." diyerek Danny laf attığında istemsizce güldüm, sonra gözlerini kısan Zayn'i farkettiğimde ise gülümseyerek arkasına geçtim ve Liam'ın fotoğrafımızı çekmesini bekledim.
Birkaç fotoğraftan sonra Zayn beni dizine oturtarak ağır hareketlerle pastayı kesmişti, tüm bu kesme ve yeme olayında bir an olsun yanından ayrılmama izin vermemişti.
Küçük bir çocuk gibi.
**
Herkes koltuklara yerleşmiş gülerek sohbet ediyordu. Mutlu bir şekilde iç çekerek gelen herkese tek tek baktığımda, o da beni taklit ederek etrafa baktı. Gözlerimi kısarak koluna vurduğumda, aynı bakışla bana baktı.
"Seni herkesin içinde öyle bir öperim ki..odaya çıkmamız için yalvarırsın Kattie." diyerek kulağıma fısıldadığında şaşkınlıkla ona baktım.
Rahatlıkla arkasına yaslanıp babası ile konuşmaya devam ettiğinde, kimsenin farketmeyeceğini umarak koltuktan kalkıp merdivenleri çıkmaya başladım.
Delinin tekiydi.
Sessizce banyoya girip elbisemi düzelttiğimde, aşağıdan "Hediyeleeer!" sesini duymuş; ama umursamamıştım. O yüzüğü şu an kesinlikle ona vermekten vazgeçmiştim.
Hatta aldıklarımı kutuları ile beraber çöpe basmayı düşünmüyor da değildim. Derin bir nefes alarak yüzümü yıkadığımda, kurularken kapının tıklatılması ve açılması bir oldu.
Marley yanıma ilerlerken garip bakışlar ile bana bakıyordu; bu her zaman sinir olduğum türden bir şeydi, birisinin aralıksız uzun süre bana bakması.
"Ne istiyorsun Marley ya!?" diye çıkıştığımda, gülerek kapıya yaslandı, "Hediyeni al ve gel diyorum, sevgilin seni soruyordu da." diyerek iğneleme yaptığında gözlerimi devirdim.
"Hediye almadım, sonra telafi ederim." derken onu kenara itmiş ve kapıdan çıkmıştım.
"Kathie odaya gir ve hediyeni getir; aşağıda bunu söylersen hayal kırıklığına uğrayan bir doğum günü çocuğu görmek istemiyoruz."
"Geçmiş doğum günü çocuğu." diye düzelttikten sonra odaya girmiş ve sakladığım kutuları yerinden çıkartarak, kendim için yaptırdığım bilekliği Marley'in yardımıyla taktıktan sonra, sorularına cevap vermeden aşağıya hediyesini verenlere tek tek sarılan Zayn'i izlemiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I'm here with my hope.
FanficKatheryn ve Evanee'nin hikayesi. Duygularını saklayabilecekler mi? Yoksa onlara yenilip itiraflarını mı yapacaklar? Boy Band ve kızların hikayesi. Hayallerinizin simgesi olan bu hikaye için takipte kalın millet! xx