32| I promise, i will be with you, i promise.

2K 111 9
                                    

"Kathie, hadi ama dövmeye bak çok beğeneceksin." diyen Zayn'i zilyonuncu kez duymamazlıktan geldim ve Anthony ile Danny'nin konuşmasını dinlemeye devam ettim. Anthony de, Danny gibiydi ve çok iyiydiler. Uzun süreli arkadaşlıkları onları kardeşten öte bir hâle getirmişti. Annemler dün akşam, biz Zayn ve arkadaşları ile dönmeden önce acil bir telefon ile gitmek zorunda kalmışlar. Zayn'in ailesi ise bu sabah Bradford'a döndüler, sadece kuzenlerinden Jawaad kalmıştı.

Çenemi elime yaslayarak yeri izlemeye başladığımda; gece kulübüne mi gitsek, evde mi erkek gecesi yapsak muhabbeti yapıyorlardı. 'Erkek' vurgusunu anladığımda, ayağa kalktım; "Ben gideyim o zaman, size iyi eğlenceler." diyerek kenara bıraktığım montumu alıp üstüme giyindim.

Çantamı da alırken Zayn kaşlarını kaldırmış bir şekilde beni izliyordu. "Zayn bana bakmayı kes, sinirim bozuluyor." dediğimde ayağa kalkıp yanıma geldi.

"Nereye gitmeyi düşünüyorsun acaba? Chadlere gidemezsin, Matt denen çocuk karşı evde olduğu sürece." diyerek çantamı elimden alıp arkasına sakladı.

"Hiç komik bir şaka değildi; Zayn çantamı verir misin?" kaşlarımı çatarak ona bakarken Danny ve Anthony de susmuş bizi izliyorlardı.

"Ben ciddiyim, o çocuğu başından beri hiç sevmemiştim; kardeşi Cody'i kullanarak sana yaklaşmaya çalışıyor. Çünkü sen küçük çocukları çok seviyorsun." derken geri geri giderek çantamla birlikte evin içinde gezmeye başladığında Danny elini ağzına kapatmış bir şekilde gülmemeye çalışarak onu gözleriyle takip ediyordu.

"Gerçek yaşın 21 olmasına rağmen, zeka yaşın 10'dan fazla değil Zayn. Yarın görüşürüz." dedikten sonra kenardan arabasının anahtarlarını ve telefonumu alıp kendimi evden dışarıya attım.

Sürekli yanında oturmam konusu beni deli ediyordu, ah hadi ama; tüm gece erkek muhabbeti yapılacaktı ve ben de boş gözlerle onları izleyecektim. Yok öyle şey! Arabasına binerken telefonumu yerine yerleştirdikten sonra, aracı çalıştırdım ve eski evime doğru yol aldım.

Arabanın içindeki parfüm kokusu, beni mayıştırmaya başlayınca; başımı iki yana sallayarak esen havayı umursamadan camı biraz açtım. Bu güzel arabayla kaza yapmak hiç iyi olmazdı. Tanıdık yere giriş yaptığımda gözlerim istemsizce bizim evimizden, karşı yere kaydı. Bilirsiniz Cody'e söz vermiştim ve ufaklığı da özlemiştim. Biraz Chad ile takıldıktan sonra belki de oraya gitmeliydim.

Evin kapısını çalarken huzursuzca kıpırdandım, Chad'den başka birisi olmaması için Tanrı'ya yalvaracakken..kapıyı açan biricik eski en yakın arkadaşım olan Evanee ile karşılaşmak isteyeceğim son şeydi. Gözleri bir süre üzerimde gezindikten sonra, onu umursamadan içeriye ilerledim. "Chady!" derken gülümseyerek salona ilerlemiş kollarımı boynuna dolamıştım. Chad gülümseyerek bana karşılık verdiğinde, merakla kaşlarını kaldırdı; "Kavga yok, beni özlediğin için geldin?"

Evanee gelip kenardan kahvesini alarak karşı koltuğa geçtiğinde o yokmuş gibi davranmaya devam ettim, "Erkek gecesi yapacaklarmış ve ben de evden kaçtım, biraz senle takılıp sonra da Cody'e bakacağım." derken 'senle'nin üzerinde vurgu yapmam Eva'nın alaycı bir ses çıkarmasına neden oldu.

**

Chad'in dizine uzanmış, o saçlarımla oynarken gülerek Zayn'in ailesi ile geçen vaktimi anlatıyordum. Hepsinin ne kadar iyi olduğunu ve çok iyi anlaştığımızı, hatta ailelerimizin bizden daha yakın olmalarından korktuğum gibi. Dövmemin hikayesini benim ağzımdan duymak isteyince onu da anlatmıştım tabii ki de, ve bu sırada Eva hiç konuşmamış sadece bizi dinlemiş, izlemişti.

Niall'ın hâlâ Amerika'da olduğunu ve diz ameliyatı olayını biliyordum; ya onun burada Londra'da ne işi vardı? Ayrılmışlarsa ve bunu şimdi yanımda söyleyecekse gerçek anlamda gülme krizine girebilirdim. Eva her ne kadar psikolog olup çoğu kişiye tavsiye verse de, çocuk gibi bir kişiliği vardı. Niall ise bu aralar yapabildiği tek şey olan, maç izlemekten başka bir şey yapamıyordu. Twitter'ı bir spor kanalından beter duruma gelmişti, hangi takım olursa olsun her derbiyi kaçırmadan izliyor ve bunu bir tweetle belirtiyordu.

I'm here with my hope.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin