Uykulu bir şekilde gözlerimi araladığımda, bir yandan elimle yatağın diğer tarafını yokluyordum. Hâlâ sıcak olmasına rağmen, istediğim şeyi bulamamıştım; yanaklarımı şişirerek komidine uzanıp telefonumu elime aldım. Ekranı açtığımda ise, açma nedenimin saate bakmak olduğunu anımsayarak istediğim şeye baktım.
Saat daha sabah dokuzu gösteriyordu ve Zayn'in bu saatte kalkması imkansızdan öte bir durumdu. Ne işler çeviriyordu bu böyle? Yataktan bacaklarımı sarkıtırken tekrar esnemiştim, kendime gülerek ayağa kalktığımda ise kenardaki kıyafetleri umursamadan dolaptan Zayn'in bir tişörtünü aldım ve üstüme geçirdim.
Odadan çıkıp aşağı inmeye başladığımda, evde ürkütücü bir sessizlik vardı. Her ne oluyorsa, bunun sonunda diğer çocukların parmağı olamazdı. Tur bitmişti ve herkes aileleriyle, arkadaşlarıyla vakit geçiriyordu. Zayn'nin Londra'daki evinde yalnız kalıyorduk ve şu an meraktan ölecektim.
"Zaynie?" diyerek salona seslendiğimde, aldığım tek cevap evin kapısının açılma sesi olmuştu. Korkuyla kapıya döndüğümde elinde market fileleri ile bana kocaman gülümseyen Zayn ile karşılaşmıştım.
İnleyerek gözlerimi kapatarak, tek elimle başımı ovduğumda adım sesleri bana yaklaştığının göstergesiydi.
Gözlerimi tekrar açtığımda, yanıma ulaşmıştı bile. Kollarını açıp iki yanıma koyarak beni koltuk ile arasına aldı. "Günaydın bebeğim." derken dudaklarını yanağıma sürtüyordu. Nefesi içimi gıdıklarken sessizce güldüm ve bende kollarımı onun boynuna doladım.
Zafer kazandığını belirtircesine, beyaz dişlerini göstererek sırıttı ve beni koltuğa düşürdü. Yumuşak koltuk ikimizin ağırlığı ile büzüşürken Zayn'in dudakları çenemi bulmuş ve öpmeye başlamıştı.
Bu çocuk beni deli ediyordu.
Ellerimi saçları arasına daldırdığımda, zevkle inledi. Dudaklarımı kulağına yaklaştırırken, "Bana neden bu saatte uyandığını söylemek zorundasın. Bu hareketler ile unuttuğumu sanma." diye fısıldadım.
Üzerimden kalkarak, koltuğa oturduğunda üstümü düzelterek doğruldum ve merakla ona baktım. Ne diyeceğini düşünür gibi bir hâli vardı ve..bu daha fazla meraklanmama neden oluyordu.
"Zayn? Ne-" derken araya girerek lafımı kesti. "Tek söyleyebileceğim, akşama kadar odada durman gerektiği bebeğim." dediğinde anlamsızca bakışlarımı ona kaydırdım. Sabırsız bir şekilde ayağa kalktığında, koltuğa iyice gömülmeye başlamıştım.
"Kattie, sen çıkmazsan ben seni yukarı taşıyacağım ve bu benim için hiç zor olmayacak." diyerek konuşmaya devam ederken koltuğun ucuna kaymaya devam ediyordum, hızlı davranabilirsem evin bahçesine kaçardım ve büyük bahçede beni yakalaması zor olurdu. Ya da..burayı ezbere bildiği için sadece ona zaman kaybettirirdim ve sinirlenirdi.
Güzel plandı.
Koltuktan kalkarken anlamışça başımı salladım ve dudak büzerek merdivenlere ilerlemeye başladığımda şaşkınca arkamdana baktığını hissedebiliyordum. Arkam dönük olduğu için elimi ağzıma kapatarak kısa bir süre güldüm, kenara koyduğu market filelerini yerden almakla meşguldu.
"Bir Palmer, asla ve asla zorluk çıkarmadan odaya gitmez. Unutmayınız, Bay Zayn Malik." dedikten sonra koşarak salonda ilerlemiş ve bahçe kapısını açarak kendimi oraya atmıştım. Bahçede koşmaya başlarken gülüşümü durdurmakta zorlanıyordum; ah hadi ama Zayn'in mükemmel suratı şekilden şekile girmişti. Kaşları şaşkınca havaya kalkmıştı ve kalın dudakları aralanmıştı; bahçe kapısının tekrar açıldığını duyduğumda daha hızlı koşmaya başlamıştım.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
I'm here with my hope.
FanfictionKatheryn ve Evanee'nin hikayesi. Duygularını saklayabilecekler mi? Yoksa onlara yenilip itiraflarını mı yapacaklar? Boy Band ve kızların hikayesi. Hayallerinizin simgesi olan bu hikaye için takipte kalın millet! xx