Yanınızda birisi konuşurken onu duyamamak… Hele ki bu en yakın arkadaşınızsa işte cidden kötü oluyor. Benim derdim neydi? Evanee’nin sertçe beni dürtüklemesiyle olduğum yerde sıçradım. “Evet, bencede öyle. Sana katılıyorum.” derken bakışlarımı yüzüne getirdim. Gözleri kısılmış halde bana bakıyordu.
Tebrikler, Kathie. Boka battın güzelim.
“Ben sana ne dedim Katheryn?” derin nefesini dışarı verirken sinirli gözüküyordu. O asla böyle gözükmezdi, hadi ama o benim en iyi arkadaşımdı! “Şey..ımm aslında ben seni..şey?” pes etmişçesine ellerimi havaya kaldırdım ve ellerimle yüzümü kapattım. “Dinlemiyordun.” diye cümlemi tamamlayınca kafamı onaylar şekilde salladım. “Ben bir şeye odaklanamıyorum. Beynimde bir duvar var gibi sadece bazı düşünceler..orayı kaplıyor. Kimseyi dinleyemiyorum. Ben ne yapacağımı bilmiyorum, cidden..üzgünüm.” sesimin titrediğini farkedince hızla merdivenleri çıkmış odaya gidip kapıyı kapatmıştım. Ayak sesleri duymaya başladığımda kilidi çevirdim ve sırtım kapıya dayalı halde yere oturdum. Yüzümdeki saçları geri atmak için elimi yüzüme değdirdiğimde elime gelen ıslaklık ile ağladığımı farketmiştim. Kapı açılmaya çalışınca yavaşça yerden kalkıp yatağıma gittim. “Kathie aç kapıyı. Hava kararmaya başlıyor bu halde kapalı ortamda kalamazsın. Hadi kapıyı aç, bebeğim. Hadi. Kathie.” Duymamazlıktan gelip derin bir nefes aldım, hıçkırığım odayı doldurduğunda çoktan yastığa sarılmıştım.
Sen ağlamazsın Kathie.
“Sus artık. Yalvarırım sus.” Ellerimi kulağıma kapattığımda delirdiğimi düşündüm. Cidden delirdiğimi. Evanee’nin bağrışları artarken yine onu duyamıyordum. Hava kararmaya başladığında odada böyle duramayacağımı düşündüm. Gözlerimi sıkıca kapattığımda ağlamamın şiddetlenmesi ile karanlığa çekildiğimi hissettim. Uykum vardı, dayanamayacak haldeydim.
“Katheryn, hadi aç kapıyı. Bebeğim hadi.” Kapıdan gelen sesler ile gözlerimi açtım, yüzümü buruşturmama neden olan bir gürültü vardı. “Gidin başımdan.” diye bağırdım ve odamdaki banyoya doğru ilerledim. Üstümdeki dünden kalma kıyafetleri hızla çıkartırken aynada kendime baktım. Yeşil gözlerimin her zaman mükemmel olduğunu düşünürdüm; ama bu görüntü kesinlikle buna karşı geliyordu. Şiş göz altlarım dün geceyi hatırlamama neden olunca kendimi duşa sürükledim. Toparlanmaya ihtiyacım vardı, hemen.
Duştan çıktığımda dolabıma yaklaştım ve giyeceğim kıyafetleri çıkardım. Mini bordo şort, siyah askılı New York bluzum ve kot gömleğimi üstüme geçirirken aynada kendime bakıyordum. Son olarak beyaz converselerimi giyindim ve saçlarımı fazla dağınık olmayacak şekilde topuz yaptım. Elime telefonumu aldığımda kapının kilidini çevirmiş ve açmıştım. Derin bir nefes aldım, aşağıda olacakları düşünmeden zıplayarak merdivenlerden indim. “Nereye gidiyorsun? Konuşmamız gerek.” Aynı anda konuşan ve söyleyen ikiliye baktım, gülümsedim. “Akşam görüşürüz. Kathie kaçaaaar.” Bir şey demelerine izin vermeden çoktan kapıyı arkamdan kapatarak çıkmıştım.
Stüdyonun önüne geldiğimde kapıya sırıtarak bakıyordum. Burası benim evimdi, bana salak demeyin. İç sesim haklıydı, ben dans için vardım. Normal genç kızlar gibi sık sık topuklu ayakkabı giyememe nedenim de buydu anlıyor musunuz? Ben dans için vardım. Sürekli dans hareketleri yapan Kathie geri dönecekti. Doğrusu bu’ydu. Londra’ya gelme amacım bu’ydu. Kapının yanında ki amacı, ‘Ben burda yokken mesajları bırakınız.’ Kutusunun içinde bir zarf gördüm ve aldım. Böyle bir zarfın burada ne işi vardı? Omuz silkerek kapıyı açıp içeri geçtiğimde odama ilerledim ve çalışma masama oturdum.
Anlamsızca zarf ile bakışırken ciddi bir şeyler mi yazıyordur acaba diye düşünüyordum.
Açsana Kathie. Çok mutlu olacaksın belki de?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I'm here with my hope.
FanficKatheryn ve Evanee'nin hikayesi. Duygularını saklayabilecekler mi? Yoksa onlara yenilip itiraflarını mı yapacaklar? Boy Band ve kızların hikayesi. Hayallerinizin simgesi olan bu hikaye için takipte kalın millet! xx