Gözlerimi araladığımda, nerede olduğumu anlamaya çalışarak etrafa bakındım. Sonsuzluk kesinlikle burası olamazdı, yani simsiyah döşenmiş bir oda hayallerim gibi değildi; ve ayrıca..sonsuzlukta yatakta yatabileceğimi sanmıyordum? Bilirsiniz..ya da bilemezsiniz.
Elimi kaldırıp incelerken, serum takıldığını belirten birkaç iz vardı ve üzerinden ne kadar geçtiğini anlayamıyordum.
Gözlerim kendi vücudumdan sıkılmışçasına, odada gezintiye çıktığında; karşı koltuğu ve üzerinde oturur şekilde uyuyakalmış biricik sevgilimi farketmem de pek uzun sürmemişti.
Evet..bayanlar ve baylar, her zamanki gibi yine onunlaydım!
Bu hâline baktığımda, stüdyoda olanlar gerçek mi yoksa hayal ürünü müydü, ayırt edemez hâle gelmiştim. Bilirsiniz şu an dehşet bir şekilde masumdu. Kalın dudakları aralanmıştı ve düzenli olarak inip kalkan göğsünden dolayı, nefesinin hafif hırıltısını duyabiliyordum. Geceyi andıran saçları alnına düşmüştü ve hiçbir zaman olmadığı kadar dağınıktı. Sakalları çıkmıştı ve 'Sizinle ilgilenemeyeceğim!' dercesine onları tıraş etmediğini anlayabiliyordum.
Boynu ağrıyacaktı, buna oldukça emindim. Yataktan doğrulmaya çalışırken hâlâ neredeyiz, diye düşünüyordum. O hatırladıklarım gerçek olmasa, daha önce hiç görmediğim bu evde ne işimiz olacaktı?
Evet..evet, örtüyü üzerimden ittiğimde ayak bileğimdeki sargı da her şeyin gerçek olduğunu doğruluyordu. Sızlanarak elimi çıplak bacağımda gezdirdiğimde; Zayn'in iniltisini duymam bir olmuştu. Elimi bacağımdan çekerek, diğeriyle kucağımda birleştirdiğimde başımı hafif ona çevirmiştim.
"K..Kathie? Özür dilerim, uyuyakalmışım çok özür dilerim; ağrın var mı? Ah sersemin tekiyim, doktoru arayacağım, bir saniye bir saniye."
Ardı ardına cümleleri sıralarken, etrafta aceleci bir şekilde telefonunu aramaya koyulmuştu. Ağırlığımı sağlam ayağıma vererek yataktan kalktığımda, odanın çıkışına yönelmişti. Olabildiğim kadar hızlı bir şekilde, ona yetiştiğimde parmaklarım bileğini kavramıştı.
"Ben iyiyim." derken ani dönüşü dengemi kaybetmeme neden olurken, kollarının belimi kavraması ise beni düşüşten kurtarmıştı.
"Yine de haber vermem gerekiyor, 3 gündür uyuyorsun bebeğim. Doktor birkaç saat önce gelmişti; ama..bilmiyorum..ah seni özledim." diyerek ellerini belimden sırtıma kaydırdı ve beni göğsüne yasladı, çenesi başım üzerinde yerini alırken ne yapacağımı bilemez bir hâlde ona yaslandım.
Kollarımı ona sarmamamı önemsemeden duyabileceğim bir şekilde saçlarımı kokladı. "Her..kavgamızda bu kadar dağılmış bir hâlde seni bulmaktan nefret ediyorum. Birkaç saniye..birkaç saniye Kathie? Geç kalsaydım, bir daha sana sarılamayacaktım. Bu düşünce beni..deli ediyor; anlıyor musun?" derken başımı göğsünden kaldırarak gözlerime baktığında..onun ilk defa yanımda ağlayacağını düşündüm.
Kollarımı onunkilerin altından geçirerek sırtında birleştirdiğimde, gülümsemeye çalışarak dudaklarımı araladım, "Baş belası değil miyim sence de?"
"Bu baş belası için, her şeyi yaparım. Özür dilerim, sana bağırmamalıydım; ama seni uyarmama rağmen..özür dilerim..tatlı belam." diyerek dudaklarını alnıma bastırdığında burnumu çenesine sürterek bir kedi gibi kolları arasına iyice sokuldum.
Bu dünyada öğrendiğim tek şey, huzuru her zaman burada onun kalbinin atışını kendi tenimle hissettiğimde bulabiliyordum.
Bu adam kimi zaman bana sinirlenebilir, bağırabilir olsa da; gözlerime baktığında hissettiğim tek şey sevgiydi, aşktı, sonsuzluktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I'm here with my hope.
Fiksi PenggemarKatheryn ve Evanee'nin hikayesi. Duygularını saklayabilecekler mi? Yoksa onlara yenilip itiraflarını mı yapacaklar? Boy Band ve kızların hikayesi. Hayallerinizin simgesi olan bu hikaye için takipte kalın millet! xx