Yattığım koltukta sıkıntıyla yanaklarımı şişirerek doğrulduğumda, evde hâlâ bir hareket yoktu. Odaya çıkarak elime bir mont ve çantamı aldıktan sonra aşağı indim, eve son kez bir göz attıktan sonra kendimi Londra'nın serin havasına bıraktım.
Tek umudum, kimse tarafından farkedilmeden kısa bir yürüyüş yapmaktı. Umduğum gibi olmayacağını 15 dakikalık mesafe aldıktan sonra, parmak ile işaret edilip 'Aman tanrım! Gerçekten o!' bağırışı ile anlamıştım.
Kaçacak bir yerim olmadığı için sessizce yürümeye devam ettim, sonuçta istedikleri grubun bir üyesi değil; sadece üyelerinden birisinin sevgilisiydim. Bu pek önemli sayılmazdı değ-
Karşıma aniden geçen dört kişilik kız grubunu görünce, ne yapacağımı bilemeden sadece gülümsedim. Bana karşılık verirlerken her an benim kötü bir hareketim olacak mı, onu değerlendiriyor gibiydiler. Bu..sanki oğluna evlenebileceği, düzgün bir kız bakan aileler, özellikle anneler gibiydi. İki taraftan da ses çıkmayınca pes ederek içlerinden birisi telefonunu çıkardı, "Emily, ilk sen." dedikten sonra kızı yanıma itekledi; "Mm, bir fotoğraf alabilir miyiz?" derken bana gülümsemişti.
"Tabii." dedikten sonra her zamanki gülümseyişlerimden takınarak dördüyle de fotoğraf çekildim, sonunda gittiklerinde yoluma devam ediyordum.
Zayn, evden çıkmamam konusunda beni uyarmıştı; bir şeyler olabilirmişmiş, onsuz güvende değilmişmişim, tüm grup üyeleri tatilde farklı yerde olduklarından zaten nereye gidebilirmişmişim.
İstemsizce gözlerimi devirdim.
Benim Zayn'den önce de gaaayet iyi bir çevrem vardı. Yoldan geçen bir taksi sonunda bulduğumda, vakit kaybetmeden bindim ve dans stüdyomun adresini söyledikten sonra rahatça arkama yaslandım.
Taksideki adam, yirmi saniyede bir dikiz aynasından bakarak yüzümü inceliyordu. Bu felaket rahatsız ediciydi, ama konuşmamam gerektiğini biliyordum.
"Geldik, bayan?" sesi ile irkildiğimde; ödemeyi yaptıktan sonra yolun karşısına geçerek dudağımı ısırdım.
Ted'e burayı açabileceğini söylediğim için, stüdyo açıktı ve söylediğine göre eskisinden daha iyi durumdaydı. Eskiden de gerçekten iyi durumdaydı, daha fazlası nasıl olurdu bilmiyordum.
Sessizce içeriye ilerlediğimde, klasik danstan önce yapılan egzersizleri yaptırmakta olan Ted'i gördüm; işin en sıkıcı ve yorucu kısmı bu egzersizlerdi. Çoğu kişi bunlar yüzünden vazgeçiyordu, bunu eğlenceli hâle getirmek çok önemliydi.
"Teddy, hâlâ düzgün yapamıyorsun dizini kırmamalısın." diyerek içeriye ilerlediğimde şaşkınca bana bakan gözler ve fısıldaşmalar duyduğumda yamuk bir şekilde sırıttım.
"Eveeet, beş dakikalık mola! Ted'den daha iyi bir şekilde egzersiz yapacağız bekleyiiiiin." derken montumu çıkarmaya başlayarak eski odama ilerledim, girdiğimde ise pis pis sırıtıyordum.
Burası benim her şeyimdi!
Montumu ve çantamı kenara bıraktıktan sonra saçımı at kuyruğu olabilecek şekilde topladım.
Ted nihayet gelebildiğinde, sıkıca sarıldık ve fazla yapış yapış cıvık olmayanından bir 'Seni özlediiiiiim' konuşması yaptık.
"Kathie sen tam bir delisin! Şimdi burası öyle bir dolacak ki, Zayn bu konuda ne diyecek?" dediğinde aklıma gelen ilk şeyi söyledim, "Benim hayatım ve zevk aldığım tek şey." dedikten sonra odadan çıkarak meraklı bakışların olduğu yere ilerledim.
Yeni gelmeye başlayan kişilere ise, "Kaydınız olmadığını düşünüyorum, çıkabilir misiniz?" dedikten sonra Ted'in onları dışarı çıkarmasını bekledim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I'm here with my hope.
FanfictionKatheryn ve Evanee'nin hikayesi. Duygularını saklayabilecekler mi? Yoksa onlara yenilip itiraflarını mı yapacaklar? Boy Band ve kızların hikayesi. Hayallerinizin simgesi olan bu hikaye için takipte kalın millet! xx