"Zayn!" diye bağırdığımda diğer çocuklar kaçmaya devam ediyordu. Gözlerimi kapatıp derin birkaç nefes aldığımda kendimi oldukça hâlsiz hissediyordum. Elimi saçlarımda gezdirirerek arkamdaki büyük hoparlöre yaslandım.
Kolombiya'ya bugün gelmiştik ve konserlerine altı saatten az kalmıştı; ama onlar hâlâ prova yapmamak konusunda direniyordu. Hayranlar sürekli çığlık atıyordu ve sesler oraya gittikçe bu çığlıklar daha da artıyordu. Başımı uzatarak onları görebileceğim bir yere yaklaştığımda, gürültü bir anlığına kesilmişti ve beni görünce kalabalıktan değişik sesler yükselmeye başlamıştı; yüzümü buruşturarak önüme döndüm ve artık onlar için uğraşmayı kesmeye karar verdim. Keyifleri bilirdi, iyi hissetmiyordum ve bu kadarı bile benim için fazlaydı.
Provaları yaptığımız yerden çıkarak, kıyafet odalarının olduğu yere ilerliyordum. Liam kendi isteği ile yürüyor ve Louis'i ise bir güvenlik koluna girmiş bir şekilde ilerletiyordu. Onları görünce hiçbir tepki vermeden yürümeye devam ettim, şaşkınca bana baktıklarını bilsem de umursamadım. Bu konuyu onlarla defalarca konuşmuştum ve yine her zaman olduğu gibi dinlenmemiştim.
Zayn ve Harry de yanlarında iki güvenlik ile ilerlerken gülüşüyorlardı, o an gerçekten ağlamak istedim. Nedensizce çok duygusaldım ve yorgundum; beni anlayabilecek, benimle işlerini ortak yapabilecek kişilere ihtiyacım vardı. Kenarda durmuş ve dolduğunu düşündüğüm gözlerim ile onlara ve arkalarında video çeken Niall'a bakıyordum.
Zayn beni farkedince şaşkınca durdu ve sahneye çıkan yere baktıktan sonra tekrar bana döndü. Ağzını açıp bir şey diyecekken hiçbir şey diyemeyeceğini farketmiş olacak ki, elini saçlarında gezdirirken bana kısa bir bakış attı.
Harry olayı anlamış olacak ki, "Ben size sahneye dönelim dedim, kızı yorup duruyorsunuz; çocuk muyuz biz?" diyerek konuşmaya başladığında Paul'un yanıma ilerlediğini sonra farketmiştim.
"Paul..ben onlara elimden gelen her şeyi anlatmaya çalıştım ve artık otele dönebilir miyim? İyi hissetmiyorum, gerçekten." derken yalvarırcasına yüzüne bakıyordum.
"Bu benim elimde değil gerçekten, bugün o şarkıda dans edileceğini duyurdular ve..bu beş aptal sensiz dans etmeyi beceremezler; sadece bir saat daha dayan ve ben seni buradan yollayayım?" derken sesi rica edercesineydi.
Zayn güvenlikten kurtulmuş olacak ki yanıma geldiğinde beni kolumdan tutup kendine döndürdü. "İlk stadyum konserinde beni yalnız bırakamazsın, söz vermiştin." derken iki elini de kaydırarak ellerime getirdi ve sıkıca tutup beni kendine çekti.
"İyi hissetmiyorum, burada olmam kimse için iyi değil." derken kısık sesle konuşuyordum.
"Nasıl iyi değil? Erkek arkadaşın için çok önemli, Harry için de çok önemli ve diğer çocuklar için de öyle. Paul için de iyi, Josh ve diğer ekip için de iyi. Güvenlikler için bile öyle, yani olmayabilir de; ama biz istedikten sonra ne önemi var? Özür dilerim bir daha kaçmayacağız, lütfen bizimle kal." derken tek elini yanağıma getirmiş ve elinin tersiyle hafifçe okşamıştı.
"Evet sevgili izleyenler, şu an oldukça dramatik bir sahne izliyoruz ve açıkçası gözlerim sulandı. Birazdan çocuğun sevgilisinin ne diyeceğini öğreneceğiz, sabredin! Ayrıca küçükler öpüşme sahnesi de olabilir gözlerinizi kapatın!" Niall'ın sesini duyduğumda yanağımda duran elini çekerek başımı yana çevirdim ve elinde kamerası ile bizi çekmekte olan İrlandalı'ya kötü bir bakış attıktan sonra yanına koştum.
Kısa bir boğuşma yaşadıktan sonra telefonu elinden zorla alınca yerden kalkıp hâlâ açıkta duran kaydı durduracakken, "Ve kız, kameramanı döver." diyerek gelen Harry'nin sesiyle Niall'ın son hâlini çektikten sonra videoyu kapattım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I'm here with my hope.
FanficKatheryn ve Evanee'nin hikayesi. Duygularını saklayabilecekler mi? Yoksa onlara yenilip itiraflarını mı yapacaklar? Boy Band ve kızların hikayesi. Hayallerinizin simgesi olan bu hikaye için takipte kalın millet! xx