İYİ OKUMALAR.
B E Ş
Korkunun dehşet duygusu insan bünyesine girdiği an zihin bedene üç seçenek sunar. Hepsi birbirinden ayrı yola çıkan üç farklı durum. Ya o an bulunduğun ortamdan kaçmak istersin, ya o ruhsal çöküntüyle savaşırsın ya da bedenin zihninle beraber donakalır.Benim o saniyede yaşadığım ise vücudumun uzuvlarına kadar buz kütlesine dönmüş olmasıydı. Vücudumun hiçbir hücresini hissedemiyor, hareket ettiremiyordum. Zihnim karanlığın eline geçerek, simsiyah olmuştu. Nefes aldığımdan bile emin değildim.
Saniyeler önce ne olmuştu? Neden kalbim korkuyla atıyordu? Ve neden gözlerimi sımsıkı kapatmıştım?
Hatırlamaya ve zihnimi siyahlıktan arındırmaya çalıştıkça, daha da kemiklerime öğülüyordu. Yanaklarımın üstünde ki ıslaklığı hissettim. Sicim sicim dökülen tanelerin altında kaldım. Ağlıyordum ama bedenimin hareketsizliğinden daha yeni anlıyordum.
Genzime kaçan hıçkırıklarım çığlıklarımı yansıtıyordu. Vücudumun hareketsizliği ruhumun feryadını gösteriyordu. Geride kalan saniyelerin içindeki o keskin ses de hayatımın yol ayrımıydı.
Keskin bir koku vardı. Bunu hissettim. Sanki kömürün kükürtle karışımı gibiydi. Hiç hoşuma gitmemişti bu koku. Hatta bu kokudan nefret etmiştim. Sonra bu koku, olan biten her şeyi son süratle hatırlamama yaradı.
O adam tetikte eli olan adamdı. O adam beni buradaki kötülüğe şahit bırakan, adamdı.
O adam uçurumdan düşmemi isteyen adamdı.
O Öktem Kandemir'di!
Zihnimin o ismi tekrarlamasıyla, düşüncelerim arasında aklımda yer edinen o kanlı sorularla ruhum kaskatı kesildi ve ben yutkunmaya çalıştım.
Adam vurulmuş muydu? Ölmüş müydü? Yaşıyor muydu? Ne yapacaktım? O adamı öldürmüş müydü? Bir cinayete şahit mi olmuştum?
Aklımdaki sorularla adımlarım git gide geriye gitti. Sırtım duvara değdi. Soğuk bir ses duyuldu.
"Ölmüş." Ölmüş müydü? Gözlerim ansızın açıldı. Geriye doğru tökezledim.
Dudaklarımı aralayamadım. Vücudum öyle bir titriyordu ki daha önce böyle titrediğini hiç sanmıyordum. Gözlerim iri iri açılmıştı. Vücudumu kontrol altına almalıydım. Sakinleşmeliydim ama olmuyordu. Nefesimi düzene sokmaya çalıştıkça, daha fazla panikliyordum. Ölmüş müydü? Gidip, kontrol mu etmişti?
Ölmüştü!
Bulunduğum bu ortamdan o kadar çok kaçmak, saatlerdir yaşadığım her şeyi arkamda bırakmak istiyordum ki bacak kaslarımın titremesinden harekete geçemiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZEVAHİR
General Fiction"Lütfen... Hayır," dedim adımlarım geri geri giderken. Buradan uzaklaşmalıydım. Silahtan, bağlı adamdan, karşımdaki gözü dönmüş adamdan... Hepsinden kurtulmam lazımdı. Başıma ağrı saplanmıştı ve başım dönüyordu. "Lütfen. Gitmek istiyorum." "Pekala...