Herkese merhabaaaaaa.*Eğer hafızanızı tazelemek isterseniz 55'e göz atabilirsiniz.
Bölüm sınır geçilmeden geldi. Zaten çoğunlukla böyle geliyor ama bu bölümden sonra üzgünüm öyle olmayacak.
Bol bol yorum, oy bırakalım. Aktif olalım..
SINIR: 1.7 OY, 2K YORUM
İYİ OKUMALAR
E L L İ
A L T I
"Buralardayım," dedi Öktem. "İşin bittikten sonra restorana geçer yemek yeriz. Ne dersin?"
"Olur da..." dedim çantamı arka koltuktan alıp geri otururken. "Sen o kadar saat burada mı bekleyeceksin şimdi?"
Moda evinin önünde duran arabanın içindeydik. Mağazanın önünde kimse yoktu ama içeriyi de göremediğimden Öktem'in ailesinin gelip gelmediğini bilemiyordum. Betül ile de konuşmamıştım. En son telefonuma baktığımda mesaj attığını görmüştüm. Evden çıkacaktı. Bende geç kalmamış olmayı umuyordum çünkü hesapladığım saatte mağazanın önünde değildik ve bu gecikme yolda trafik olmasından da kaynaklı değildi. Bizim evden geç çıkmamızdan kaynaklıydı. Daha doğrusu Öktem yüzündendi.
"Yani?" dedi açıklama ister gibi.
"Bu gelinlik seçme olayının ne kadar süreceğini bilmiyoruz. Uzun sürebilir."
Normal de kararsız bir insan sayılmazdım ama yine de kesin bir süre tahmin edemiyordum. Sonuçta yeni bir şeydi. Her gün gelinlik seçmiyordum.
"Sürsün," dedi tüm rahatlığıyla. "Beklerim, her türlü buralardayım."
"O zaman bugün kendine izin verdin."
"Patron benim," dedi bilmiş bilmiş. "Tüm izinler benim."
"Önceden öyle demiyordun ama..." Geçmişteki bir konuşmamızı hatırlamıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZEVAHİR
Ficción General"Lütfen... Hayır," dedim adımlarım geri geri giderken. Buradan uzaklaşmalıydım. Silahtan, bağlı adamdan, karşımdaki gözü dönmüş adamdan... Hepsinden kurtulmam lazımdı. Başıma ağrı saplanmıştı ve başım dönüyordu. "Lütfen. Gitmek istiyorum." "Pekala...