İ K İ

98.6K 4.7K 562
                                    

NOT: Önceden hikayeyi okuyanlar, konumuz aynı fakat karakterlerin kişisel özellikleri biraz farklı olarak gelecek bu versiyonda

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

NOT: Önceden hikayeyi okuyanlar, konumuz aynı fakat karakterlerin kişisel özellikleri biraz farklı olarak gelecek bu versiyonda. Okudukça anlayacaksınız. İlerledikçe de değişikleri göreceksiniz.   Umarım beğenerek, okursunuz. 

İyi Okumalar Dilerim.

İ K İ

Her insan hayatında bir kere dahi olsa da hayatının gidişatını değiştirecek karar çıkmazına gireceği durum olmuştur. O kısa anda da vereceğin yanlış bir karar hayatını belki değiştirebilirdi ama sen bunu o anda bilemezdin.

Ailemin verdiği kararların getirisi, iki küçük hayatın sonuyla bitmişti. Hayata bakış açıları değişmiş, bir adım atmadan önce de tedirgin bir his bırakmıştı. Kimseye güvenmemen gerektiğini, her adımımda dikkatli olmam gerektiğini öğrenmiştim.

Bir çocuk hayata gözlerini açtığı an ailesine güvenmeyi öğrenirdi ve ona neyin doğru, neyin yanlış olduğunu söylerlerdi. Her normal ailede bu geçerli bir süreçti. Ama ben ilk eğitimini ailemden almam gerekirken, ailem sekiz yaşımda dağılmıştı. İlk defa o zaman kimseye güvenmemem gerektiğini anlamıştım. Güvendiğin her kim olursa olsun seni yaralayacağını o yaşımda ruhuma işlenmişti. Bu yüzden ufak ya da büyük bir karar almaya kalkışsam, fazlasıyla düşünürdüm. O aldığım kararın benim hayatımda nasıl bir etki edeceğini çözmeye çalışırdım. Kişiliğimin özelliğiydi. Abimle de görüşüp, görüşmeyeceğim kararını ise o zarfı ellerime aldığımda vermiştim. Verdiği adresi bilmiyordum ama öğrenirdim. Benimle ne konuşacağını duymak istiyordum. Derdinin ne olduğunu, neden kaç yıl sonra ortaya çıkma kararı aldığını kendi ağzından dinlemek istiyordum.

Bazen o olay olmadan önce zihnimde silinmeye yüz tutmuş anılarımın arasında abimin dışarıda ki insanlardan küçük kardeşini nasıl koruduğunu anımsardım. Bu zaman dilimi ne kadar eski de kalmıştı ki hatırlamakta zorluk çekiyordum. Ama itiraf etmek beni zorlasa da belki de onu özlemiştim. O zamanları özlemiştim. Beni bırakmadığı zaman dilimini özlemiştim. Ailemden kan bağımdan olan birini beni hatırlamasının nasıl bir his olduğunu özlemiştim.

Yıllarca da sıcak ailelere bakarken, en çokta canımı da bu yakardı. Benim ailem var ama yoktu. Eksikti. Fakat şuan ki kararım netti. Dönmeyecektim. Son kez abimin verdiği adresin konumuna bakmak için telefonumdan kontrol ettim. Bugün dersimin olmasına rağmen girmemiştim. Betül'e de not bırakıp, evden öğlen çıkmıştım. Geç kalırsam, beni merak etmesini istemiyordum.

Havanın sonbahar güneşi yalandan gökyüzünde parıldıyordu. Hafif bir esinti uzun montumdan içeriye giriyor, ürpermeme neden oluyordu. Üstüme havanın yalancılığına aldırmadan, uzun bir şişme mont geçirmiştim.

İstanbul'un bu taraflarına hiç bilmezdim. Daha doğrusu bu şehrin böyle yerlerinin olduğunu dahi bilmiyordum. Sokak dar ama yolun her iki tarafında da yıkılmaya ramak kalmış gece kondular vardı. Sokaklarında çocuk yoktu ama birkaç tane insan görebilmiştim. Onlarda benim ters istikametimdeydi. Oturduğum semt ile burasının arasında yaklaşık üç saat bir yol vardı. Buraya kadar gelebilmek içinde iki otobüs ile bir minibüse binmek zorunda kalmıştım. Ve hala elimdeki adresin olduğu kısma gelememiştim. Acaba bir taksi çevirip, öyle mi yoluma devam etseydim?

ZEVAHİRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin