19 Kasım- Öktem KANDEMİR

26.9K 1.7K 395
                                    


Merhabaaa. ^_^

Öktem'e özel gelen bu bölüme oylarınızı ve yorumlarınızı eksik etmeyin. 

Bölüm üçüncü şahıs dilinden. Diğer bölümlere göre biraz kısa.  

;)

Severek okumanız dileğiyle.

İYİ OKUMALAR 

İYİ OKUMALAR 

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

4 Sene Önce

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

4 Sene Önce

Gecenin içinde insanların gürültülü sesleri bir araya gelirken ortama rahatsız edici bir uğultu bırakıyor, sanki tek bir ağızdan çıkıyormuş gibi bir etki oluşturuyordu. Kimsenin umurunda olduğu da söylenemezdi. Aksine çıkan tezahürat sesleri toplanan kalabalığı alevlendiriyordu. İzledikleri karşılaşma bir nevi kendi içlerindeki öfkenin dışa vurulmasıydı.

Önceden depo olarak kullanan alan da kan, acı ve şiddetten başka bir şey yoktu. İnsanlar halinden memnundu. Hepsi izlemek istediklerini izlemeye gelmişti. Görmek istediklerini görecek, kendi içlerindeki şiddeti başkalarının yaşamasıyla keyifleneceklerdi. Bazıları izlemeyi tercih ederken ise bazıları izlemek yerine yaşamayı tercih ediyordu.

Onlardan biri de Öktem Kandemir'di.

Ama onun amacı farklıydı.

Acı çektirmek istemiyordu, acı çekmek istiyordu. Her zerresiyle, her hücresiyle, tüm benliğiyle acı çekip kendi cezasını kendi vermek istiyordu. Verebiliyor muydu? Verdiğini düşünmüyordu çünkü tüm ömrü boyunca ne çekerse çeksin sebep olduğunun cezasını ödeyemezdi.

Sebep oldukları...

Çok fazlaydı. Kaldıramayacağı kadar fazlaydı. O kadar güçlü değildi. Nasıl olunduğunu bilemeyecek durumdaydı.

 Yıkılandı. Ruhen yıkılan, yaşayan bir ceset gibiydi.

İnsan zihni ne kadar sağlam olursa olsun bir nokta da çatlamalar meydana gelebilirdi. Bir ağır darbeye bakardı, sonrası kırılma noktası olurdu.

ZEVAHİRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin