Medyadaki Toprak..
Şarkı 7edi & Nez :Ağlar mıyız halaKoşuyordum.Nereye gittiğimi veya nerede olduğumu bilmiyordum.Toprak'ın bana yaptığını hala aklım almıyordu.Ben ona çamur attım o benim ruhuma...
Gördüğüm bir banka attım kendimi.Gözyaşlarımın yanağımdan süzülmesine izin verdim.Deminden beri susmayan telefonumun kartını çıkardım ve kırıp attım.
***
Saat 9:00 gibi yurda gittim.Nisa beni bekliyordu.İyiki toprak yurtta falan kalmıyordu.Yanındaki arkadaşıyla ev tutmuş öküz.Malum bok gibi para var.Nisa dokunsan ağlayacak durumdaydı.Olanları öğrendiği belliydi her halinden.Hiçbirşey demedim.Sadece sarıldım ona.Ayrıldığımızda biraz konuştuk.
Sonra Nisa'nın teklifiyle birlikte mutfağa gittik.Ve bulduğumuz bütün çikolataları höpürdettik.Ben gittikten sonra olanları duyan bir adet Nisa abisiyle tartışmış ve onunla konuşmama kararı almış.Ben affedince barışırmış ancak.Yok artık...
Aklımdaki sorularla iştahım yavaş yavaş kaybolmaya başlamıştı.
Bu kız böyleyken abisi niye bu kadar kötüydü?Niye kırıp döküyordu insanları?Niye herkes ondan korkuyordu?
Geldiğimden beri onu ne zaman görsem ya birini sıkıştıyor yada insanlar önünden çekilip yol verirken sırıtıyordu.Ohaa öküzler sırıtmayı biliyo mu?!
İç sesime gülümsedim ve Nisa'ya:
-Nisa birşey sorabilir miyim?Çok özel olmazsa tabi.
-Tabi sor.Ne bu surat sanki mahkemeye çıkacakmış gibi?
Malum 2 saat ağlayınca yüzüme çamaşır suyu dökülmüş gibi oluyordu.
- Yaa abin nasıl böyle biri oldu? Yada hep böyle miydi?Yani yanlış anlama seni tanıyorum.Nasıl biri olduğunu insanlara karşı tavrını biliyorum.Ama abin... -derin bi nefes aldım- hiç senin gibi değil.Hırçın.Çevresine öfke saçıyor.Onu anlayamıyorum açıkcası.
Yüzümü ekşittim.
Nisa bana gülümsedi.Elindeki çikolata kavanozundan bir kaşık daha aldı ağzına.-Aslında bende tam bilmiyorum.Daha doğrusu kimse bilmiyor.Denizli'ye tatile gitmişti bir ara döndüğünde günlerce odasından dışarı çıkmadı.Bizle bile çok az konuştu.Zaten konuşmaya başladığında da o kendisi gibi değildi.Bize karşı iyiydi ama çevresine öfke saçıyordu.
-Belki bi kız meselesidir.
-Bilmiyorum ama öyle olsa bu kadar takmazdı sanırım.
Önüme döndüm elimle oynamaya başladım.Bi yandan da ayağımla ritim tutuyordum.
-Hadi yatalım.
***
Bu nasıl bi çocuk böyle?
Baklavalı işte.Bol fıstıklı hemde :))
Evet iç sesimde azmıştı sonunda.
'Azdın heralde'Valla ben senim sen azdıysan bilemicem.Artık nasıl beğendiysen çocuğun baklavalarını aklından çıkmıyo ;))
'Valla sen fesatsın ya.Benim gibi eline erkek eli değmemiş Müslüman kıza neler diyosun.'
Sen onu külahıma anlat.Daha geçen gün tv yi öptün Damon için...:))
İç sesime cevap verecektim ki gözüme saat ilişti.Sabahın olmasına iki saat vardı.Ve ben bir saat bile uyuyamamıştım.En iyisi kalkıp hazırlanmak dedim.Ve siyahlarima büründüm.
Nisa benim erken uyandığıma şaşırsada birşey demedi.Nedenini biliyordu zaten.Okuldan içeri girdik.Aklıma dün olanlar geldi.Yumruklarımı sıktım.Elimde olsa bu okuldan giderdim ama, malum annem ve zengin kocası bana bu saatten sonra okulu biraz zor bulur.
Yanımızdan hızla geçen siyah bir araba ile kendime geldim.
Arabanın yanına gidiyordum ki içinden çıkanı görmemle 'hassiktir' demem bir oldu.
Çünkü yanıma doğru gelen bir adet baklava prensi vardı.Ve sen baklavayı çok seversin biliyoruz :))
İç sesime gözümü devirdim.
-Pişt sen bi baksana!
Ohaa bana mı sesleniyo lan o öküz beyinli orangutan?
Hayrola der gibi kafamı salladım.
Çenesi kasıldı ve adımlarını daha da hızlandırarak yanıma ulaştı.-Kızım zaten işim var birde senle uğraşamıcam.Bak Nisa anladığım kadarıyla sana değer veriyor.Gerçi bu tipin neresine değer veriyo anlamasamda...
İşaret parmağıyla beni göstererek daire çizdi.
Gözlerimi devirdim.Sonra ekledi:
-Herneyse şimdi git Nisa ya beni affettiğini falan söyle.
-Hadi canım ya oldu.İstersen ben özür dileyeyim olsun bitsin.
-Aslında fena olmaz.Sen bilirsin kendini affettirmesini.
Deyip göz kırptı.
Ayağımı öfkeyle yere vurdum.Giderken arkasından demediğim laf bırakmadım öküzün.
Atma kızım.Öyle bisey deseydin yazar ne dediğini yazardı.Tağam mı?
Allah'im neydi günahım?Ben bu kadar mal bi ic ses görmedim
Merak ettim de sen ömründe kaç iç ses tanıdın? ;))
Tamam biliyorum göt etti.Ya gülmeyin diyom.Hala gülüyosun biliyorum.Offff?!!!
İc sesimle konuşmayı bırakıp sınıfa gittim.Bizim öküz yerine kurulmuş tabi.
Bir dakika orası onun yeri değil ki benim yerim.-Hopp.Sen hayırdır ?
-Kızım keko musun yaa?
-Kalk orası benim yerim.
-Hadi ya tapulu malın mı?Çok istiyorsan yanım boş geç otur.
-Oluurr.
Ne yani kitaplardaki gibi ben senle oturmam rolleri kesemicem şimdi.Zaten uykusuzum.Toprak ise şaşkın şaşkın bana bakıyordu.
Pis sürtük seni :)) Buldun bol şerbetli baklavayı bırakmazsın tabiii...
Yaw he he..Kes sesini.
Toprak tam birşey diyecekti ki yanına gelen Burak'la diyemedi.-Kanka yaa akşam napıyoruz?
-Yaparız birşeyler yaa takma.
-Bizim mekana gidelim diyorum ben.Hem sen orayı seversin.
Yüzündeki pis sırıtışa birde beşlik çaktı.Aslında tatlı bi çocuğa benziyor ama sadece benziyor yani...
Benim onları dinlediğimi farkedince bana döndü:-Akşam 8 gibi alırım seni.Beklemekten hoşlanmam ona göre hızlı ol.
Bende ona sanki 'ben Burak'la yattım'demiş gibi bakıyordum.
Bi dakka yaa ne ayak lan bu?!Umarım beğenmişsinizdir.Lütfen okuduktan sonra yorum yapın😄😄
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GİTME...
ChickLit*** Bir yerde okumuştum.Unutulmaz alışılır yazıyordu.Ve ben aradan yıllar geçmiş olmasına rağmen ne unuttum ne de alıştım yokluğuna. Bizim hikayemiz yolunu bulmaya çalışan iki kalbin hikayesiydi... *** İyi okumalar... Not-İlk hikayem ve telefondan y...