Medya-Zafer Güler- Ah sen bilmedin
Oflayarak elimdeki çantayı sırtıma aldım.Nisa emrivaki yaparak beni zorla o kampa götürmek istiyordu.
O Toprak ve yanındaki...
Neyse.
Kıza kötü birşey söylemek istemiyorum.Sonuçta onun suçu yok.
Kapıdan korna sesi gelince Kerem'in geldiğini anladım.Nisa ne hikmetse Kerem'i çok sevmiş(!).Onu da çağırmamı istemişti.
Aslında Kerem çok iyi bir insandı.Ama o gözle ona bakamazdım.Abim gibiydi.
Zaten ne kadar kabul etmek istemesemde benim sol yanım hala Toprak'taydı.Iki elinin arasında parçalarcasına sıkıyordu kalbimi.Canımı yakıyordu.Sol yanımın acısından gözüm birşeyi görmez olmuştu.
Ama elimden birşey gelmiyordu.Toprak onu seviyor.Kız onu seviyor.Aralarında durmak ne bana ne gururuma yakısmaz.Her ne kadar sevsemde vazgeçmeyi bilmeliydim.
Kapıdan son sürat koşar adım çıktım.Kerem arabadan çıkmış beni bekliyordu.
-Öküz müsün Kerem?!Alsana çantamı.
Tabi ćocuk benim çemkirmemi duyunca koşar adım yanıma gelip çantamı aldı.
Bir yandan da özür diliyordu.
-Pardon Deniz ya!Bir an düşünemedim.
Önemli olmadığını belirten bir gülümseme gönderirken omuzlarımı gevşetmek için hareket ettiriyordum.
Elli kilo var lan o çantada.
Çantamı bagaja yerleştirdikten sonra iki kolumu açtım.Ona küçük kız bakışlarımı atarken o bana sarıldı.
Dostça sırtımı sıvazladıktan sonra benden ayrıldı.
-Hala çocuk gibisin Deniz.
Bunu dalga geçer gibi değilde daha çok sever gibi söylemişti.Hani arkadaşınıza 'saçını kestirdin ama hala güzelsin' der gibiydi.
-Eh bende böyleyim.İdare edeceksin.Şeker gibi kızım.
-Hi hı sorma ne şeker.
Dalga geçince ona ters ters baktım.
O da iki parmağının arasına alıp burnumu sıktı.
Hala somurturken arabaya bindim.O da bindikten sonra sürmeye başladı.Hepimiz Nisa'nın evinin önünde buluşacaktık.
Biraz ilerledikten sonra başka bir yerde durdu Kerem.
Noluyoz Allah'ım.N'olur ekşinlı bisey olmasın.Bünyem istemiyo vallahi.
Kerem'e tripli olduğum için birsey soramıyordum.Yüzümü diğer tarafa çevirdim.
Arabanın kapısı açılınca Kerem'in indiğini anladım.
Nereye gittiğini merak ederken gözlerimle onu takip etmeye başladım.Kaldırımın kenarında pamukşeker satan adamın yanına gidip eline pembe olanlardan birini aldı.
Pembeden başka rengi yok diyenlere sesleniyorum.Artık mavi ve sarısını da yapıyorlar.Ok?
Benim olduģum kapıya doğru yürümeye başladı.Kapıyı açtığında yüzüme gelen soğuk hava bir an titrememe neden olsa da görmezden geldim.
Kerem elindeki pamukşekeri bana uzattı.
-Senin kadar tatlı değil ama idare et artik.
Yüzümde istemsiz bir zafer sırıtması oluşurken pamukşekeri elime alıp yemeye başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GİTME...
ChickLit*** Bir yerde okumuştum.Unutulmaz alışılır yazıyordu.Ve ben aradan yıllar geçmiş olmasına rağmen ne unuttum ne de alıştım yokluğuna. Bizim hikayemiz yolunu bulmaya çalışan iki kalbin hikayesiydi... *** İyi okumalar... Not-İlk hikayem ve telefondan y...