12.Ceza*

5.5K 200 13
                                    

Medyada Deniz'in elbisesi ve söylediği şarkı

Sibel Hanım'a ters ters bakan bir adet Rüzgar'dan sonra bıyık altından güldüm.Hemen sonrasında kendimi topladım ve tam söze başlayacaktım ki Rüzgar lafa girdi.

-Özel konuları iş sahası içerisinde konuşmak gibi bir alışkanlığım yoktur.

Rüzgar'ın buz gibi sesi beni bile tedirgin etmişti.Daha geçen gün kız gibi çığlık atan adam bu muydu diye düşünmeden edemiyordum.

Ben kaşımın birini kaldırmış ona bakıyorken o beni elimden tutarak sürüklemeye başladı.
Tabi benim çığlıklarım ve küfürlerim cabasıydı.
Beni bir odaya götürdü sanırım arşiv odası gibi bir yerdi.

-Senin burda ne işin var?
Onun sorusuyla odayı incelemeyi bıraktım.

Gözlerimi devirdim.

-Ben burda çalışıyorum.

-Uv işte bu iyi oldu.Tam senlik bir işti zaten.

Göz kırptı.Bende ağzıma hava alıp yanaklarımı şişirip geri verdim.
O ise gözlerini büyütüp yanaklarımı sıktı.

-Yaa ne yapıyorsun?!Bıraksana!

-Çok tatlısın sen ama.

Dediği şeyle yüzümdeki gülümseme büyüdü.

-Allah Allah...

Artık bende gülüyordum.Bu adamı gerçekten sevmiştim.Beni hep güldürüyordu.Açıkçası deminki tavrı ile şimdiki tavrı arasında dünyalar kadar fark vardı.Omzuna hafif çarpınca geri bir kaç adım attı.Tam aynısını bana yapacaktı ki ben ona tek kaşımı kaldırarak baktım.

O ise olduğu yerde duraksadı.

-Sen nasıl yaptın onu?

-Neyi?

-Kaşını nasıl kaldırdın?

-Böyle mi?

Diyerek kaşımın tekini kaldırdım.O da sanki ufo görmüş masum köylü gibi bakıyordu.Açıkcası bu hoşuma gitmişti.Sırıttım.O da yanıma gelip omzuma elini atıp:

-Seni bir film yıldızı yapabilirim.

Elini havaya kaldırıp sağdan sola doğru yavaşça kaydırdı.Bende kıkırdadım.

-Hadi ya.Ama işte-

Lafımı arkadan gelen bir ses böldü.Öfkeli bir ses olmasına mı yanayım yoksa o sesin Toprak'tan gelmesine mi yanayım bilemedim.

-Deniz Hanım!Misafirimizle beni tanıştırmak istersiniz herhalde.

Arkama döndüğümde Rüzgar'da benimle birlikte dönmüştü.

Gözleri önce bende sonra Rüzgar ve omzumdaki eline baktı.Derin bir nefes aldıktan sonra yanımıza ulaştı.Elini Rüzgar'a uzatıp elini sıktı.

-Toprak ATA.Sanırım sizde Rüzgar GÜÇLÜER olmalısınız.

-Evet Toprak Bey.Biliyorsunuz ki çocuklar için yardım kampanyaları düzenliyorum her sene.Bu sene de sizin şirketinize düzenleme kararı aldık.

-Evet.Haberinizi aldık teşekkür ederiz.

İkiside sanki nefretle bakıyorlardı birbirine.Birinin eline silah versek kafasına sıkacak gibi...

-Şey sanırım gitsem iyi olacak.Biliyorsunuz işler.

Diyerek elini yeniden sıktı Toprak'ın.

Bana dönüp:

-Yarın ki kutlamaya beraber gideceğiz hazır ol palyaço.

Normalde bu dediğine gülümserdim ama şuan o çok mümkün olmuyordu açıkçası.Toprak'a yeniden bir baş selamı verip yanımdan uzaklaştı.

GİTME...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin