14.Başlayalım*

5.6K 200 10
                                    

Medya Toprak

Orhan Ölmez -Damla Damla

Toprak'ın ağzından

Rüzgar'ın Deniz'in omzuna kondurduğu öpücük bardağı taşıran son damla olmuştu.Artık nasıl bir öfkeyse benimki kolundan tuttuğum gibi arabaya bindirdim.İlk başlarda çok kızsada zamanla kabullendi.Sadece yola odaklandı.

Ben bu kadar acı çekiyorken onun orda o Rüzgar piçiyle eğlenmesi sinirime dokunmuştu.Evet Deniz'i unutamamıştım.Ama unutmalıydım.4 senedir gözümün önünden o sahne gitmiyordu.Ben arabayı eskiden Burak'ların olan Mavi Cafe ye sürerken Deniz başını arabanın koltuğuna yaslanmış beni izliyordu.

Bu istemsizce mutlu etti.Ama Deniz'e belli etmemeliydim.Allah'm Deniz yine bütün duygularımı alt üst ediyordu.Resmen lise yıllarıma geri döndüm.Aklımdan geçenleri bir köşeye bıraktım.Deniz yolu izliyordu.Ellerine baktığımda morarmıştı.Üşüyor muydu?Arka koltuktan aldığım ceketi üzerine örttüm.

Arabayı durdurduğumda Deniz dalmıştı.Bana baktığında kısa bir şaşkınlık yaşadı.Ama bozuntuya vermeden başını yine koltuğa koydu.Bende onu taklit ederek başımı koltuğa koydum.

Tam gözlerine odaklanmıştım ki kıkırdadı.
-Hatırladın mı?

Neyi hatırlamam gerekiyordu ki?
-Neyi?

Derin bir nefes alıp lise yıllarında yaşadığımız bir anıyı anlatmaya başladı.Ağlıyordu.Eskiden bir damla gözyaşında bende düşerdim kirpiklerinden.Her damlasında boğulurdum.Şimdi?Bilmiyorum.Ama acıtıyor...Çokk.

Nişanlıyken başka bir kadın için üzülüyordum.Başka bir kadını arıyordu gözüm.Deliriyordum herhalde...

Deniz'in küçücük elleriyle bana sarılmasıyla onu içime sokma isteğim yeniden canlanmıştı.Saçlarının kokusu hiç değişmemişti.Huzur kokuyordu hala.Onun duymayacağı kadar küçük bir fısıltıyla huzur dedim.Sonra yaptığımın farkına vardım ellerimi ondan çektim.O da kendi koltuğuna geçince sustuk.

Korkuyordu.Bunu etrafa saçtığı telaşlı bakışlarından anlamıştım.Birşey demedim.Ne denilirdi ki?Nişanlıydım.Ve eminim geri döndüğümde Melek 'le büyük bir kavga yaşayacaktık.

...Pişmandı.Olanlar onun suçu değildi. Bunu göremeyecek kadar kör değildim.Benim tam 4 yıl önce ne giydiğimi hala hatırlayacak kadar sevmişti beni.Ama ya Rüzgar?

Onları o günde görmüştüm.Çocuklara yardım için gelen bir adet Rüzgar kolunu Deniz'in omzuna atmıştı.
Bunlar aklıma geldikçe öfkem kat kat büyüyordu.Acaba onu seviyor muydu?Kafam tamamen karışmıştı.Ve kafamın ne kadar karışık olması öfkemi büyütüyordu.

Deniz'in nerde olduğumuzu sormasıyla olduğumuz yeri hatırladım.Ve o sahne gözümün önüne geldi.

Öfkeyle arabadan inip Deniz'i sürüklemeye başladım.Elbisesinin etekleri çalılara takılıyordu.Sanki onu sürüklediğime değilde elbisesine kızıyordu.Bu istemsizce sırıtmama neden oldu.Evi görünce içimden gelen titremeyi yok sayarak kapıyı açtım.

Deniz ilk başta burayı tanımamıştı.Sonra farketmesiyle yüzündeki şaşkınlık ifadesi büyüdü.Dolu gözlerle bana bakıyordu.En sonunda ikimizde konuştuk.Ama keşke hiç konuşmasaydık.

Ona nişanlımla düzgün konuşmasını söylediğimde ağzından tek bir kelime çıktı.

-Ne?!

-Doğru duydun.

Yeşil gözleri ağlayınca daha da çok parlamıştı.Bu onu hiç olmadığı kadar güzel gösteriyordu.Ellerini saçlarından geçirip dudağını ısırdı.
Aahh!Yapma....

GİTME...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin