22.bölüm

9.3K 381 16
                                    

SAHRA!

22.bölüm

Yazar: Canan Takan

not:arkadaşlar moralinizi bozmak istemezdim ama 10 gün kadar yokum. fırsat bulabilirsem bölüm yayımlıcam ama olmazsa diye haber vereyim


“kâğıt üzerinde de olsa sen benim karımsın ve davranışlarına dikkat edeceksin!” dedi İmran her kelimesini üstüne basa basa söylüyordu. Aralarındaki mesafe gittikçe kısalmıştı, nefes alışverişlerini hissediyorlardı. “sen benim kocam falan de-ğil-sin!” bu son cümle bardağı taşırmıştı. Gecede birkaç duble alkol almış olan İmran, ondan aldığı cesaretle kızın dudaklarına yapıştı. Sonunda çocukken verilen öpücük iade ediliyordu fakat tek fark ‘artık ikisi de çocuk değildi.”
Sahra ilk anda sabitlenip kalmış, kıpırdayamamıştı. Sonrasında ellerini kaldırıp İmran’ı itmeye çalıştı fakat ne çare! Gücü yetmiyordu ve itmeye çalıştıkça İmran daha da istekle öpüyordu. En son elini kaldırdığında İmran ne yapacağını anlamış yine fırsat vermemiş kollarıyla sarmıştı Sahra’yı. Bir ara ancak boş anını bulup “ne olur bırak!” diyebildi ama karşısındaki kişi hem sarhoş, hem âşık hem de kocasıydı.

İmran farklı bir boyuttaydı sanki. Sahra’yı duymamış ya da duymak istememişti kim bilir! Gözleri kapalı halde uzun süredir arzuladığı dudakları öpmeye devam ederken yanağına bir ıslaklık değdi. Bir süreliğine başka bir boyuta geçmiş olan İmran hissettiği ıslaklıkla gözlerini açtı. Sahra ağlıyordu sessizce. Bir erkek için en net ve acı cevap gözyaşıydı şüphesiz. İmran gözyaşlarına boğulmuş olan Sahra’yı görünce geri çekti kendini. Bunu beklemiyordu. Bir tokat, tekme, çığlık her şeyi bekliyordu ama ağlamasını asla! Sahra’nın bu hali en derinlerinde alev alev yanan bir sızı hissettirdi İmran’a. Biraz pişmanlık, biraz acı ve beraberinde tarifi olmayan duygular içine düşmüştü genç adam. Bir şey yapması lazımdı, öylece Sahra’nın ağlamasını izleyemezdi. Bu sırada elleri hala Sahra’nın omuzlarındaydı. Yavaşça kendine doğru çekti Sahra’yı fakat o geri çekiyordu kendini. “tamam, tamam bir şey olmayacak merak etme.” Dediğinde ancak çekebilmişti kızı. Bir erkek olarak omuzları Sahra’dan daha geniş ve kolları da bir o kadar güven vericiydi İmran’ın. Ne gevşek ne de sıkı, orta bir kararda Sahra’ya sarılan İmran, kızın başını omzuna yasladı.

Sahra’nın gözyaşları sicim gibi akmaya devam ediyordu. Kafası karma karışık olan kız İmran’ın suratının ortasına okkalı bir tokat atmak isterken, omzunda ağlamaktan rahatsızlık duymayışına şaşıyordu. Onu zorla öpen adam aynı zamanda teselli veriyordu. ‘Allah’ım bana bir şeyler oluyor ama bu hiç iyi değil biliyorum.’ Diye içinden geçirirken birine(!) ihanet etmiş gibi hissediyordu. Beş dakikadan uzun bir süredir sarılmış halde duruyorlardı. Ağlamanın etkisinden kurtulan Sahra kendini geri çektiğinde İmran engel olmadı zira büyük öküzlük etmişti. Kız onu istemiyorken zorla ondan karşılık istemişti.

Sahra başını eğmiş gözlerini silerken İmran konuşması gerektiğini düşünerek “özür dilerim.” Dedi. Sarılmanın ardından kendine gelmiş olan Sahra bakışlarını İmran’ın üzerine çevirerek kısa süreliğine baktıktan sonra hiçbir şey söylemeden balkona çıktı. Bu tavrı neye yorması gerektiğini anlamayan İmran, kızın ardından balkona çıkarak tekrardan özür diledi ve açıklamasını yapmaya başladı “ben… Ben biraz sarhoştum ve sinirliydim. Gerçekten özür dilerim.” Bu sözlerin ardından daha fazla dayanamayan Sahra İmran’a dönüp en güzelinden bir tokat attı ve gereken konuşmaya başladı. “sarhoş ve sinirli öyle mi? Ben senin oyuncağın mıyım sinirlendiğinde hırsını çıkarasın? Sana güvenmiştim, sözlerine inandığım için burada seninle aynı odada kalmaya bile ses çıkarmadım ama sen bu gece sana olan bütün güvenimi yerle bir ettin. Şimdi gelmiş mazeret sunuyorsun. Ya bundan sonra ne olacak bir daha sinirlendiğinde ya da sarhoş olduğunda ne yapacaksın?!”… verecek cevabı yoktu İmran’ın çünkü onun yanına geldiğinde bambaşka biri oluyor, yapmam dediği ne varsa yapıyordu. “sana mazeret uydurmayacağım. Zaten gerçek sebeplerimi de sen anlamazsın. Az önce olanlar için zamanı geriye alamam o yüzden elimden gelen tek şey senden özür dilemek onu da şuan yapıyorum.” Diyen İmran konuşmayı yarıda bırakıp ayrıldı oradan. Açık olan bahçe kapısından arabasıyla çıkarken, Sahra balkonda yaslanmış olduğu sütun mermerlerden olan biteni izliyordu sadece.

SAHRA!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin