36.bölüm

7.1K 375 12
                                        

SAHRA!

36.BÖLÜM

Yazar;Kütüphanedeki Kız

yayımlayan;

Kahire

İki gündür sürekli odasına kapanan Sahra hem çizimlere hem de günlüğü okumaya devam ederek olaylara son noktayı koymayı umuyordu. Karısındaki değişimin çocuk meselesi yüzünden olmadığını anlayan İmran, her odaya girişinde Sahra’nın çekmeceye aynı defteri koyduğunu görünce, durumdan şüphelenmişti. Öğlen saatlerinde Sahra annesinin zoruyla teyzesine geçmiş olsuna gidince eve erken gelen İmran yatak odasındaki deftere bakmak için üst kata gidiyordu. Kapıyı aralayıp içeriye girdiğinde etrafına bakındı. Yaptığı doğru gelmese de şüphe insanın içini kemirdiğinden deftere bakma mecburiyetinde hissediyordu kendini. Çekmeceyi usulca açarken birilerinin gelme ihtimaline karşı oda kapısına döndü.

Oda da kimse olamamasına rağmen temkinli davranmalıydı, çekmecenin içine baktığında defter orada yoktu. Birkaç kâğıt ve altında ufak tefek eşyalar vardı sadece. Oysaki Sahra’nın o defteri çekmeceye koyduğuna adı gibi emindi çünkü çıkmadan önce görmüştü. Bu durum daha da şüphelendirmişti İmran’ı. Sahra bir şeyler gizliyordu kesinlikle ama bu ne olabilirdi ki ayrıca neden?

Sahra gitmeden önce her ihtimale karşı yanına almıştı defteri fakat o sırada dışarıda olan İmran’ın bundan haberi yoktu. Genç kızın niyeti ablasının tüm yazdıklarını okuduktan sonra defteri sonsuza kadar ortadan kaldırmaktı. Teyzesinin evinde kuzeni ve onun ortalarda dolaşıp insanları rahatsız eden çocukları sinir katsayılarını arttırsa da sabredip eve gideceği anı iple çekiyordu. Öğleden akşam karanlığının ilk anlarına kadar süren misafirlik sonunda bitmiş Sahra evine döneceği için mutluluğun dibine vurmuştu.  Bugün öğrendiği mutlak bir gerçek vardı o da ileride çocuk sayısını mümkün olduğu kadar sınırlı sayıda tutacağıydı. Arabada da tüm hararetiyle konuşmaya devam eden annesi ve yengesinin bunca konuşacak şeyi nasıl bulduklarına akıl sır erdiremiyordu. Nihayetinde konağın kapısına geldiklerinden önce o girdi avludan içeri. Annesinin çarşıda aldığı birkaç parça eşyayı kâhyanın eline verip “bunlar annemin odasına gidecekmiş.” Dedi. Sabahtan beri süren sohbet muhabbet faslı yüzünden başı çatlıyordu odasına gidip bir ağrı kesici alacaktı. Merdivenleri çıkarken çantasındaki defteri de eline aldı kaldığı yerden devam edebilmek için. Odasına vardığında ilacını içip yatağın üzerine kurulup günlüğü açtı. Okuyup geçtiği sayfalarda ablasının duygularının tek taraflı olduğunu görüyor için için üzülüyordu fakat şuan açtığı sayfa yanıldığını söylüyordu

5 Mayıs

“Sabahtan beri içim içimi yiyor. Bugün Rabia -Ali’nin kız kardeşi- geldi eve, aslında ailesiyle gelmişti. Biz kızlar olarak ayrı bir odaya çekilince bir sürü şey öğrendim ondan. Rabia ve Hasan kuzenlermiş amca çocukları yani. Babam yeni ortağının şerefine evde ziyafet verdiği gün beni Rabia’nın yanında gören Hasan iki gün önce kızın ağzını yoklamış benimle ilgili. Ağzım kulaklarımda onu dinlerken unuttuğum gerçeği bir anda yüzüme vururcasına “ama senin nişanlı olduğunu söyledim.” Diyerek kendime gelmemi sağladı. Hem basit bir ağız aramayla niye umutlanıyorum ki! Ne olabilir en fazla beni sevdiğini söyler, ailem reddeder ve bu hikâye sona erer. Zaten bu topraklarda severek evlenmek kaç kişiye nasip olmuş ki! Aklım olmayacağını söylerken gönlüm neden sürekli ona kayıyor bilmiyorum, Allah’ım bir yol göster! İçinden çıkamıyorum.”

Sahra okumaya devam ederken içtiği ilaç etkisini gösteriyor, genç kızda uyku hali yapıyordu fakat o inatla gözlerini açık tutmaya çalışıyordu. Şuana kadar geldiği yerde kendisini ablasına karşı suçlu hissettirecek bir şey görmüyordu zira Edibe’nin gönlünde yatan İmran değil bir başkasıydı fakat her an her şey değişiklik gösterebileceği için rahat da hissetmiyordu. Uykuya açtığı savaşı kısa sürede kaybeden Sahra karnının üzerinde günlükle uyuya kalınca tehlike çanları çalmaya başladı. Odaya kim girerse girsin Sahra’nın üzerini örtmek istediği anda kucağındaki defterde yazanları göz ucuyla dahi olsa görecekti. Çalışma odasında video konferans yoluyla Anessa ve projede sorumlu diğer çalışanlarla toplantı yapan İmran, kâhyadan Sahra’nın geldiğini öğrenmiş odasına gidiyordu. Merdivenlerden çıkarken telefonu çalmaya başladı aramayı cevaplayan genç adam az önce toplantı yaptığı çalışanlarından biri tarafından aranıyordu. Tanıtımı yapacak modellerle ilgili sorun hakkında bilgi alan İmran gerekli talimatı verene kadar odasından içeri girmişti bile. Kapıyı kapatırken Sahra’nın uyuduğunu görünce mümkün olduğunca kısık sesle konuşmasını bitirdi. Gün boyu dışarıda olan karısının yüzünü görebilmek için sessiz adımlarla yanına gittiğinde elinde günlerdir gördüğü o eski defteri fark etti. Bir anlığına duraksayan genç adam yavaşça deftere uzanıp ne olduğuna bakmak istedi. Yaptığı belki yanlış olacaktı ama dürtüleri onu bu yönde uyarıyordu. Defteri eline aldığında başta hiçbir şey anlamadı fakat orta sayfaları bırakıp ilk sayfasına geldiğinde gayet açıklayıcı bir kelime karşısına çıktı “GÜNLÜĞÜM”. Üstün körü içine baktığında bu günlüğün Edibe’ye ait olduğunu anladı. Günlerdir Sahra’nın kaçıp kaçıp ne yaptığını, değişen tavırlarını şimdi daha iyi anlıyordu. Defterde her ne yazıyorsa Sahra’nın içini rahatlattığı kesindi çünkü genç kız önceleri ne zaman İmran’a yakınlaşsa, aynı hızla tekrar geri çekiliyordu fakat son birkaç gündür tavrını değiştirmiş, uzaklaşmaları bırakmıştı. Dudağının kenarını hafifçe yukarı kaldıran bir gülümsemeyle “demek günlerdir köşe bucak sakladığın şey buydu!” dedi. Günlük Edibe’ye ait olduğuna göre içinde her ne yazıyorsa yalnızca Sahra okuyabilirdi çünkü bu mesele iki kardeş arasında kalmalıymış gibi görünüyordu. Hem zaten İmran’ı ilgilendiren bir durum olsaydı kesinlikle saklamazdı Sahra bu yüzden okumaktan vazgeçip defteri kızın yanına koydu. Sevgili karısının üzerini örterken “o defterin içinde ne yazarsa yazsın şu saatten sonra ikimizin arasına giremez.” Diyip anlına küçük bir öpücük kondurdu.

SAHRA!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin