Kraliçe Zrodiana,iki kıymetli nedimesiyle yürüyordu saray koridorlarında.Bir ölüden ne farkı vardı?Kral,neredeyse 5 gündür tek laf etmemişti kıymetlisine.
Arabacı Frederic,"İmparatoriçe Zrodiana,"dedi yerlere kadar eğilerek.Zrodiana onu es geçerek atlı altın arabaya doğru yürüyordu.Kölelerin dedikoduları,bir-iki devlet adamının seslerini duyuyordu.
Bugün halkın derdini dinleyecekti.O,bu ülkeni kraliçesiydi ve kralla araları kötüyse de,kraliçelik yapacaktı.Halk,Zrodiana'yı,köle kraliçeyi sevecekti ne olursa olsun!
Avlu,prens Rans ve prens George'un kılıç talimiyle inliyordu.Kral Gallert bir çarşaf gerilmiş,altına altın sandalye yerleştirilmiş bir yerdeydi.Oradan izliyordu tahta kılıç savaşını.
"Kılıcını sağlam tut George!"diye bağırdı.Kenarda adete oturmak için izin isteyen kraliçe Emma'ya baktı."Emma,gel otur."dedi.Emma da Zrodiana kadar olmasa da,devlet işleriyle ilgiliydi.Son zamanlarda tam bir mücevher delisiydi.Bu harcaması israfa varıyordu.
"Kralım,prensesim Loura da çok hasret ediyor size."dedi.Kral,"Ona vakit ayıramıyorum bir türlü,haklı güzel prensesim.Az sonra dahi bir toplantım var.Devlet beklemiyor,bilirsin kraliçem."dedi.
***
Toplantı salonu,gerçekten çok kasvetliydi.Yeni bir lord atanıyordu.Adam eğilerek selam verdi.Diz çöktü."Bundan böyle,seni lord ilan ediyorum Yaten Rodran."dedi kral,kılıcı omzuna değdirip,onu resmen ilan ediyordu.
Az sonra konu tamamen değişmişti."Yani diyorsun ki binbaşı Browsen ordu topluyor."dedi."Herhangi bir saldırı olacak,binbaşı size suikast düzenleyecek efendim.Canınızı korumanız gerek."dedi Henry.
"Merak etmeyin lordlarım.Gelecekleri varsa görecekleri var."dedi."Sizi iyi bilirsiniz kralım ama birşeyler yapılmalı,tedbir almalıyız."dedi.
Carter,"Kral hazretleri,bence hizmetinizdeki insanlara dikkat edin,"gözünü Victor'a çevirerek,"Onlara dikkat edin!"dedi sinsi sinsi.
Birden atıldı Victor,"Sen kime diyorsun?"Victor saldırdı Carter'a.Kral onları ayırmak için,"Muhafızlar!"dedi.İçeri dalan herkes ve içerdekiler kavgaya müdahale etti ama Carter'in başı kanıyor,bir gözü mosmorarmış haldeydi.
"Lanet olasılar,"diye bağırdı kral ilk kez böyle sinirli idi.Herkes gerçek mânada korkuyordu bu vaziyetten.İlk defa konseyi böyle terk ediyordu.
***
"Açız kraliçem,"diye yakınıyordu bir kadın Zrodiana'ya.Kraliçe,kendine çarşı ortasına bir taht kurdurmuş,
üzerine sopalarla bir çarşaf gerilmişti.Bu şikayeti sabah beri kaç kişiden duyuyordu.Millet açtı."Bir aşevi kurulsun."
diye emretti kesin bir sesle.Halk derdini anlattıkça,sarayı unutup onlarla muhabbetlere dalmıştı.Herşey yolundaydı.Gelen bir kadın,lokma ikrâm etti."Buyrun majesteleri,"dedi.Zrodiana"Teşekkür ederiz,hanımefendi.Çok naziksiniz."Kadın gülümsedi ve çekildi.Zrodiana tam bir tane yiyecekken,Poly fısıldadı,"Yemeyin kraliçem,bu bir tuzak!Hissediyorum."
"Lütfen Poly."dedi Zrodiana ama onun da içi şüphe doluydu.Yıldızlara baktı.Eskiyi,çok eskiyi hatırladı.
Henüz buraya gelmeden önce.Yaşadığı küçük kasaba.Saldırıda ailesinden ayrılması,köle tacirleri,köle pazarı,onu alan kadın ve sarayı gördüğü ilk gün,Gallert'la karşılaşması,ona kötü savrananlar...Hayatı gözlerinin önünde resmen akıyir gibiydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SOYSUZ
Historical FictionBen Zrodiana.Drawniya'nın büyük İmparatoriçesi.Güzelliği dillere dolanmış bir kadın.Zavallı bir köle.Annesinden koparılan 14 yaşında bir yavru.Küçük yaşında çocuk doğuran bir anne.Kral Gallert'ın aşkı,Emma'nın tehlikeli düşmanı.Buz gözlü,sarışın kuğ...