17-Thedora

96 4 0
                                    

Kapıya bir kırmızı halı serildi.Herkes bekliyordu.Kraliyetin altın sarısı at arabası kapıda durdu.Uşaklar iki yanda durup arabadan inen Helen ve Isabel'i indiriyordu.

Helen beyaz kasnaklarını tuttu.Uşak"Buyrun majesteleri."diye elini tuttu.Saray kapısında bekleyen hizmetçiler"Hoşgeldiniz efendi Helen."dedi."Hoşbuldum"dedi Helen.Sonra Thedor en önde saraya girdiler.

"İçeri geç Helen."dedi Thedora cüretkar bir tonda."Ne dediniz efendim?Duyamadım."Kararından dönmeyen Thedora"Helen içeriye geç."diye tısladı.Thedora onun tacını başından çekip yere attı."Senin değerin yok Thedora.Lakin ben baş kraliçeyim Thedora."dedi."Ben bu sarayın ilk kraliçesiyim.Pablo'nun aşığıyım.Herkes beni sayar.Ruhsuz Helen.Unutma ki ben prens Frank'ın annesiyim."dedi.

Büyük bir kahkaha yankılandı.Helen'in kahkasıydı bu."Kendini avutma Helen.Sevgili oğlun ülkeyi dağıtıyordu.O artık prens falan da değil üstelik.O Frank.Barbar,serseri,kardeş düşmanı Frank.Pablo çok oldu vefat etti.Gallert yani majesteleri benim oğlum.Kızım ise güzel prenses Isabel.Unutma,sen bu sarayda çürürken ben yükseldikçe yükseldim."
"Yükselişin şer dolu,kan dolu,acı ,nefret dolu."dedi."Kinini kusma thedora.Hizmetçi Chloe'ye dönüp,"Ben odama çıkıyorum."dedi.Bu konuşmanın sonu belli ki hayırlı olmazdı.

Zrodiana bebeğini tutup,onu okşadı."Bella,prensim George sana emanet."deyip ona verdi.Poly dün ona kızdığı için öfkeliydi.Korkuyordu prensini ona emanet etmeye.Bugün taht odasında oturacaktı.Kendi taht odasına girdi.Altın tahta oturdu.Bir hizmetçi kız yerlere kadar eğildi."Emriniz var mı imparatoriçe Zrodiana?"diye sordu."Var.Bana bir ayran yapılsın söyle.Tuzu bol olsun."dedi.Kadın yerlere kadar eğilip çıktı.

Herkes kavgayı konuşuyordu.Thedora ve Helen fena kapışmış idi.Halk bile haberdardı."Thedora Isabel ve Chloe'ye"Isabel'im,Chloe rezil olduk!Rezil olduk!"diyordu."Endişe buyurmayın kraliçem.Yakında unutulur."dedi."Duyulur Chloe duyulur.Bak başka memleket lraliçeleri de işitirse Drawniya'nın büyük kraliçesi Helen Thedora'ya cevap veremedi derler."dedi."Anneciğim,sakin ol.Sevgili kraliçemiz Thedora'nın(!) söylediklerine susmanız,tamamen kraliyet terbiyenizden kaynaklı."dedi.Helen gülümsedi."O kadını kraliyet terbiyem tek geçer!"dedi.Chloe"Onun hakkında daha düzgün konuşmalısınız o Drawniya imparatoriçelerinden biridir.Merhum Kral Pablo'nun da ilk aşkıdır.Eminim aşkları sürerdi.Siz araya..."derken Helenin onu kavrayıp saçından tutmasıyla sustu."Sen ne diyorsun be pis köle?"diyerek gürledi."Bağışlayın."dedi."Canını bağışlarım köle lakin bir daha duymayayım sakın."deyim onu fırlattı.

Kral Zrodiana ile döşege oturdu.Zrodiana başını omzuna yaslarken kucağında ise prensi George vardı."George geceleri seni uyutuyor mu?"Başını yavaşça kaldırıp,tam gözlerine baktı.

"Pek sayılmaz."dedi ve tekrar koymuştu başını.Kıkırdamaya başladılar.Kral sarı saçlarına bir öpücük koydu."Ah kraliçem bir türlü aklımdan çıkmıyorsun."dedi.Bunu demesiyle kaşlarını çatıp,gözlerini onun gözlerinden ayırdı.

Uzaklara baktı Zrodiana.Çok uzaklara.O an kurtulmak istedi.Kraliçe olmaktan,taçtan,tahttan kurtulmak istedi.

Bu ağır yük omuzlarına çöktü masal bitmiş,yaşamın zalimliği ruhunu ele geçirmişti.Yaşadığı hızlı yükseliş,başını döndürmüştü.

Jeff ile Teora konuşuyorlardı.Leonca dükü Seeran da onlarlarlaydı."Sayın düküm,yüce kralımız bütçeyi korumak gerektiğinden atama ve tarla talbinizi redetti."dedi Teora.Sedi yine gürdü lakin 56 yaşında olmanın verdiği yaşlılık ya bu,eskisi kadar kalın değildi.Dükün yüzü düştü yutkundu evvela.Sonra"Kral bazı şeylerin kararın veremeyecek denli küç..."derken Teora muhafızlara gürleyerek"Şu hadsiz herifi çıkartın buradan.En yakın vakitte düklüğünden olacak.Canıyla ödemediğine şükredecek!"Jeff ise yakışıklı ve genç dükün sözlerine bıyık altından güldü.

Muhafızlar dükü yaka paça atarken,Jeff"Haddini bilmiyor ki efendim."dedi.

İki kanatlı oymalı kapı açılınca içeri giren Kral Gallert belirmişti gözlerinde.Reveranslarını verdiler.Kral tekrar arkasına döndü.Baktı ve döndü"Yanlış gördüm sanırım vezir Jeff?Dük Seeran niçin kovuldu?"dedi.Kaşları çatıldı.Teora"Efendim dük size küçük dedi.İnanın bana hadsizliği kovulmaya değerdi.Omu görevden alın kesin emrimdir ki sevgili Seeran artık dük değildi."Kaşları halen çatıktı imparatorun lakin bu kez veziri ve adamı Teora için değil.Ukala dük Seeran için.Seeran aptal mıydı?Jeff"Efendim,bu biraz ağır bir ceza.Dük Seeran bir anlık gaflete düşmüş olmalı."dedi.Gallert"Hayır Jeff.Seeran çocuk neymiş görecek."dedi.

Kral sinirle taht odasına gitti.İki kanatlı kapı açılmış,içeri ince bıyıklı,saygın bir kıyafeti olqn bir adam girdi.Kızmızı halıda ilerledi ve reverans verdi."Sayın imparator,size Urtenya topraklarından kaftanlar getirdim efendim,emriniz üzre..."dedi."Elbette.Herkesin dilinde dolanan bu tüccar Danniel sen misin?"dedi."Ah efendim Danniel benim dostumdur lakin ben Bob.Tüccarım."dedi."Çok güzel."dedi.Bir uşak adamın elinden aldı kaftan dolu sandığı.Oymalı sandık çok özeldi.

"Peki bay Bob bu sandık..."diyorken"Bu sandık efendim,yüz elli yıllık bir miras.Size armağan kralım."dedi."Armağan mı?Yahu ne kadar teşekkür etsem nafile."Adam"Hiç önemi yok kralım."dedi adam.Kral uşaklara döndü."Bu adam bir kese altın."dedi.Bir keseyi havada kapan adam,gözleri parlayak"Teşekkürler imparatorum."dedi.Bir revelansla çıktı.Bir ata bindi gitti.

Teşekkürler okuma arttı.Sizden tek ricam şu yorum yazarmısınız?

Yazarınız: Sinem Elver

SOYSUZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin