19-Mutlu Olmak Kolay Değil

69 4 0
                                    

Aslına bakarsanız,bu sarayda kim gerçekten mutluydu diye insanın aklına gelmiyor değildi.Zrodiana yükseldi,bir bebeği olmuş mutluluğu yaşamıştı lakin sevdiği adam ona ihanet etmişti.

O sabah rutin başladı.Herşey güzeldi.Helen utancından bu sabah odasından çıkamadı.Ya Thedora'yla karşılaşırsa,rezil olurdu.Kendi gururuna yediremiyordu bunu.Aynada kendine bakınca,baş kraliçe görmesi gerekirken,zavallı bir dul kadın görüyordu şimdi.Kalbindeki ki korku,yavrularını kaybetmekti.

Ya onlar olmazsa?Yapayanlız kalırdı.Drawniya'nın onun evlatlarına ihtiyacı vardı.

Kral o gün adamlarıyla bahçedeydi."Biraz sonra yeni bir eğitimli vezir gelecek efendim.Bir de yakın zamanda bir sefer planlıyorduk.Panare kalesi Ryan'ın kuşatmasında,etraf can pazarı efendim."dedi Hanry."Pekâlâ,Panare'ya iki aya kadar çıkılmalı."dedi."Evet efendim,Panare'ye yürüyeceğiz lakin Ryan bunu hesaplamış olmalıdır efendimiz,yollar asker dolu diyorlar.Muhakkak tedbir alınmalı."dedi."Alınsın elbette.Derhal alınsın."dedi.

Zrodiana bugün biraz taht odasında oturduktan sonra,sarayın kadınlarınîn salonda oturup,sohbet ettiklerini gördü.Bebeği aldı.Thedora onu severdi.

Salona girip reverans verdi.Thedora"Hoşgeldin Zrodiana,hoşgeldin küçük kuzuuu!"dedi ve yanına oturan Zrodiana'nın kucağından bebeği aldı."Sizi seviyor kraliçem,ağladı bugün biraz lakin şimdi sakinleşti."dedi.Thedora yavaşça tebessüm etti."Ah canım...Çok tatlı."dedi.Sonra öptü bebeği."Bakıyorum ne Helen yahut Isabel yok."dedi.Dün yaşananlardan dolayı ikiside kahkaha atmak istiyordu lakin ayıp olurdu.Bu yüzden susuyor,bazen gülümsüyorlardı.Zrodiana'nın gözleri parladı.

Ardısıra biz hizmetçi onlara metal oymalı bardaklar içinde şerbet getirdi."Sıcakta şerbet iyi gider."dedi Thedora"Haklısınız"dedi bir yudum almadan hemen evvel Zrodiana.

Isabel odasında"Bu devlet ne olacak diye düşümüyordu.Gri soluk bir entari giymişti bugün.Biraz gripti.Hekim çantasından bir şişe çıkardı,"Prensesim,bu şifa olur,inşAllah."dedi.Isabel"Hekim kadın emin misin,zehir falan olur,Allah muhafaza.Sonuçta ben kralın kızıyım."dedi.Hekim"Zinhar efendim.Teesüf ediyorum."deyip kırmızı ilacın olduğu şişenin mantar tıpasını açtı."İçiniz prensesim."dedi.Prenses bir şişeye,bir hekime baktı.Şişeyi yavaşça aldı.Alırken hekimin gözlerinin içine baktı.Hekim kadın içmesini bekledi lakin Isabel uzun süre bekledi.

"Alınacağım artık prensesim..."diyorken prenses"Alın!Beni zehirlemeye herkes çalışır,bilmiyor musun ne korku içinde yaşıyorum."Elindeki şişeyi boşaltıverdi."İksirini de al,git."dedi.Hekim kadın"O sizin şifanızdı prensesim..."dedi kadın.Isabel eliyle dışarıyı işaret etti."Çık dışarı hekim!"dedi.Hekim reveransı unutmadan çıktı odadan.Prenses tutamadı gözyaşlarını.

O böyle yetişti,Drawniya'nın biricik prensesi.Şımarıktı,kendini beğenirdi,ne isterse yapılırdı.Babasının acısı,bazen titretirdi kalbini.Ya aşk?Bu pamuklar içinde büyümüş prenses evvelden hiç aşkı bulamamış idi.Yaşamı el bebek gül bebek geçti lakin felek,onu babasını ölümünü göstermişti.Yere çöktü.Tam o an içeri kraliçe Helen girdi.Onu görünce koşup yanına diz çöktü.Hizmetçileri de şaşkındı."Prensesiiiiim ne oldu?"dedi Isabel annesine sarıldı."Çok hastayım anne!"diye ağladı.Hizmetçilerin bile içi cız etti

SOYSUZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin