SOYSUZ

62:Aşkın Kokusu

   Gece,genç hizmetçi kadının kalbine bir karaltı gibi inmişti. Kraliçe Helen'den aldığı emirle, Zrodiana'nın saçlarından bir tutam kesmek için gelmişti.Onun çoktan uyuduğunu biliyordu,saat çok geçti.Fakat onun su istediğini söyleyecekti.Bunu yapabilirim,diye düşündü.Haydi Elly,bunu yapabilirim...

  Kapıda duran muhafızlara altın tepside duran suyu gösterek,"Kraliçe su istetmiş,hemen girmem gerek."dedi.İki adam birbirine baktı.Onlar,gece vardiyasında olanlardı.Gündüz başkaları bekliyordu ateş kraliçesinin kapısını.

  Kraliçe Helen,sıkıntıyla nefes verdi."Becerebilecek mi diyorsun?"dedi büyücüye onunla gelen hizmetkârına."Şüphe etmeyin efendim.O halleder.Kraliçenin güneş kadar sarı saçları,elimize ulaşacak."

  Kraliçe Emma ise aynı gece,kendi saçları kadar siyah geceye bakıyordu bir yandan pencereden,bir yandan kucağında yatan oğlunun saçlarını okşuyordu.Kızı,ayrı bir odaya yerleşmek istemişti kısa süre önce.Emma için hayat zordu.Helen,onu entrikalarına dahil edip duruyordu.Sör Jason ona aşık olmuştu ve oğlu Rans için endişeleniyordu.

   Hizmetçi Elly,Helen'in odasına resmen daldı ve bu umursanmadı bile."Yaptın mı?"dedi kısaca,etkileyici sesiyle kraliçe Helen."Evet efendim,"dedi ve bir tutam saçı gösterdi.Helen onu gözleri parlaya parlaya aldı ve bir mücevher tutuyormuşçasına iki eliyle kavradı."Bu iş bu kadar. Kaybeden ben olmayacağım,her zaman olduğu gibi."Kehanet onu korkutmuştu,bu yüzden onu yeneceğine yeminler saymıştı kraliçe Helen.

  Prenses Loura,siyasi ilişkileri ve entrikaları,yalanları,saray oyunlarını,bu tür şeyleri her zaman bilirdi.Ne var ki seyisin oğlu Tallon'un yanında onda uyanan hisler,bu,bu gerçekten hiç tatmadığı kadar saf bir duyguyu uyandırıyordu Loura'da.Onun kalbi,biraz da annesinden kaynaklanarak hırs ile doluydu.Türlü çirkeflik görmüş,bir o kadar çirkeflik yapmıştı küçük yaşta.Fakat onu gecenin bir vakti herkesten gizli bu pis kokulu ağıra getiren...

   Tallon az sonra samanların arasından aniden patırtıyla düştü.Prenses korkuyla geri çekildi."Bir gün,aklımı kaybedeceğim."dedi.O hep böyle aniden,hiç beklenmedik bir yerden,genellikle"düşerek"gelirdi her yere.İlk karşılaşmalarında olduģu gibi.Tallon silkinip ayağa kalktı.Buna rağmen her yerinde saman kalmıştı.Çocuk yapılı ve uzundu.Tahminen Loura'dan bir iki yaş büyük,15 yaşında olmalıydı.Yüzü çillerle kaplıydı ve kızıl-kahve,bakır saçları vardı.

  "Sizi korkuttuysam affedersiniz."dedi ve kendi kendine,"O komik adamlar nasıl yapıyordu?"diye sorarak beceriksizce bir reverans verdi. Bu prensesi kahkahaya boğmaya yetti.O,çocuk olmayı sevmişti.Hiç çocuk olamamış,onlardan olmayı dilemişti.Tallon'un yanında ise çocuk oluyordu büsbütün.En önemlisi,hiç kural yoktu!

  Normalde yere uzanmasına izin verilmezdi ama pis ağırın yerine uzanıverdi ikisi de gülerek.Onunla olunca dünyadaki diğer şeylerin önemi olmaz bazen.Tam da öyla bir geceydi.O prenses değil,sadece Loura'ydı.Tallon,bir seyisin oğlu değil,sadece Tallon'du.Normal hayatta üstün olduğunu varsayan Loura,bu fikri şaşırtıcı bir derecede sevmişti.

"Yarın bahar şenliği olacak,gelecek misin Tallon?"

"Şaka mı yapıyorsun?Bütün gün pis atları temizleyeceğiz.Öyle sıkıcı oluyor ki.Gerçi ben hep ağaçlara tırmanıyorum.Kral Gallert iyi biri,ondan biraz da kavak diktirmesini istemeliyim."

"Belki de."

"Öyle uykum var ki Loura.Bu samanlar bile,bizim oradaki yataklardan daha yumuşak."

"Senin için bir şarkı söylememi ister misin?"

Çocuk başını salladı.Çok eskiden kavuşamayan aşıklardan birinin yazdığı bir şarkıyı söylemeye başladı Loura...

***

  Sabah,bahar şenliği için,saray bahçesine bir kraliyet locası kurulmuş,halktan insanlar da izlemek için gelmişti.Zrodiana, iki eli birbirine kenetli,arkasında yeni yeni genç olan oğlu George ve hala çocuk sayılabilecek yaşta olan prens James ve Olivia'yla geliyordu.Arkadan da bir ordu hizmetkar.Hepsi de,kral Gallert gibi sarışındı.Zrodiana,sevgilisi Gallert ve çocukları,hepsinin saçları sapsarıydı.

  Gallert da tüm heybetiyle orada belirdi.Emma,sör Jason,Rans da geldiğinde kraliyet locası biri hariç tamamdı.Kraliçe Helen de gelince,kraliyet ailesinin masası tamam oldu.Herkes,baharı temsilen canlı ve açık renkler giymişlerdi.

  Hizmetkârlar,şovalye ve tabii muhafızlar.Bir flamayla ayrılan halktan insanlar...Zrodiana'nın kızı Olivia baharı seviyordu. İçinde saf duygular barındıran sarışın güzel kız.Loura,kardeşi Rans ve annesi Emma da simsiyah saçlıydılar.Emma mutlu mutlu duran Zrodiana ve Gallert'a bakarak,"Sevdiğinin başkasını sevmesi çok zor."diye fısıldadı.Ne zaman sağına baksa orada beliren sör Jason,"Onu ben çok iyi biliyorum majesteleri."dedi.Kral Emma'yla ayda 1-2 kere,Zrodiana'yle hep birlikte oluyordu,bu sinir bozucuydu.Rans,George ve James'a baktı.George hep kral gibiydi.Ona haset ediyordu.Ama James'ın da yönetme dersleri almaya başladığını öğrenmişti. Bilge Doelon ona erdem öğretiyordu,bu onu rahatsız ediyordu.

  Dansçılar,eğlenceler başladı.Olivia el çırparak eğlenceye eşlik ediyordu.Güzel müzikler çalıyordu.Az sonra bir gerginlik oldu.Gülümseyerek,biraz yaşlı görünümlü bir adam geldi.Sör Tranton...Emma'dan intikam almak isteyen,Zrodiana'nın ortakçısı.

"Sör Tranton,artık benim emrimdedir."diye ilan etti kadın.Emma'ya döndü."Hatırladınız mı onu leydim?Karısını infaz ettirtmişsiniz."Emma,başını ağır ağır sallayarak onayladı.Bunu beklrmiyordu.Gösteri kaldığı yerden devam ediyordu.

  Taa ki bir saat kadar sonraya kadar.Bu kez de bir şovalye geldi.Kraliyet locasının önünde diz çöktü.Kraliçe Emma,şaşkınlıkla ayağa kalktı."Randos?"

"Sevgili kız kardeşim."

Kraliçe'nin erkek kardeşiydi bu adam.Herkes gülümsedi,nerede ise herkes."Randos,kardeşim!" Locadan kabarık eteğiyle herkesin huzurunu bozarak kalktı ve ona sarıldı.Ülkenin en zengin iş adamının kızı ve oğlu idi,Emma ve Randos.Randos da saraya yerleşecekti.

"Savaş kızışıyor."dedi bir köle,diğerine.

***

O gece,Zrodiana ve Gallert şehvetle birbirini öpüyordu."Seni seviyorum Gallert."dedi sevgilisinin kıyafetinin düğmelerini ihtirasla açarken."Seni her zaman,büyük bir tutkuyla seveceğim,kraliçem."