⚡️
"Slug klübü o kadar da mühim değil zaten." Ron omuz silkerken on iki yaşında bir çocuğun olgunluğuna sahip görünüyordu.
Yine de Daphne, gömülsüzce partiye giderken Ron'un yüzündeki hayal kırıklığını gördü. Bu konuda yapabileceği pek fazla bir şey yoktu. Harry'ye karşı aşırı sevecen, Hermione'nin zekasının üstün olduğunu düşünen Profesör Slugborn'a Ron'u kulübe alması için yalvaramayacağına göre... Eh, bir de Ginny vardı. Son zamanlarda pek az konuşuyorlardı -zaten çok fazla samimi oldukları da söylenemezdi- ama Ron bir keresinde onun neden kulüpte olduğunu sormuş, Daphne de cevap verememişti.
Ron bununla yaşamayı öğrenmeliydi. Slug kulübünde olmadan daha mutlu bir hayat sürebileceği kesindi.
Hem Daphne'nin partiye gitmeyi kabul etmek gibi bir niyeti de yoktu. Nasıl olmuştu da kendisini üzerinde bir elbiseyle, Mükemmel Slug Klübü Partisi'ne giderken bulmuştu? Elle tutulur bir sebebi olmadığı halde, Harry buna ihtiyacı olduğunu söylediği için oraya gidiyor olmak canını sıkıyordu.
Partinin yapılacağı yere ulaştığında, koridorun diğer ucunda iki kişi belirdi. Flich, Malfoy'un sağ kolunu koparacakmış gibi yakalamış, onu peşi sıra sürükleyerek odaya yürüyordu. Ta ki Daphne'yi görene kadar.
"Sen ne yapıyorsun burada?"
"Partiye davetliyim."dedi Daphne soğuk soğuk. Gözleri hala son zamanlarda aşırı şüphe çeken Malfoy'un üzerindeydi. "O neden burada?"
Flich, "Kim?"diye sordu ve sonra Malfoy'un kolunu sarstı. "Buna mı diyorsun? Üst kat koridorunda yakaladım bu çocuğu."
Daphne'nin tek bir kelime daha etmesine izin vermeden Malfoy'u da alıp içeriye girdiğinde, Daphne de onları takip etti. Malfoy hala çırpınıyor, sanki içeridekiler onu ve Flich'i görmemiş gibi ortadan kaybolmak için yer arıyordu.
"Bu çocuğu üst kat koridorlarının birinde dolaşırken buldum, Profesör. Partinize çağırıldığını ve yola çıktığını söyledi. Ona davettiye gönderdiniz mi?"
Slugborn solgun yüzünü süzdüğü sırada, "Tamam, davet edilmemiştim!"diye bağırdı Malfoy. "Davetsiz girmeye çalışıyordum, şimdi memnun oldun mu?"
"Hayır, olmadım! Müdür eğer iznin yoksa koridorda sinsi sinsi gezmek yasak demedi mi? Başın dertte senin!"
"Tamam, Argus, tamam," Slugborn elini havaya kaldırdı ve işaret parmağını Malfoy'un yüzüne doğru sallayan Flich hemen sustu. "Bu gece Noel gecesi, partiye gelmek istemek suç değil. Kalabilirisin, Draco."
Ve sonra bir şeyler daha konuşuldu ama Daphne'nin gözleri çoktan Harry'ninkileri bulmuştu. Onun bakışlarında da aynı düşünce vardı şimdi. Malfoy bariz bir şekilde bir şey karıştırıyor, bunu yaparken de istemeden de olsa çok fazla şüphe çekiyordu.
Daphne birkaç adım atınca Harry de ona doğru ilerledi ve hiçbir şey olmamış gibi partisinin kusursuzluğuyla böbürlenen Slugborn onları görmeden, Harry kolunu Daphne'nin omzuna attı. Daphne, onun Draco hakkında bir şeyler mırıldandığını duydu ama manzaraya Harry'nin yorumlarını önemseyemeyecek kadar odaklanmıştı.
Slugborn'un çalışma masasına yaslanıp, masanın üzerindeki kum saatini eline aldı. Soğuk objeyi parmakları arasında çevirirken, gözlerini Draco'nun yüzünden ayırmadan bekledi.
"Seninle biraz konuşmak istiyorum, Draco."diye araya girdi Snape."Severus, lütfen. Bu gece Noel gecesi, çok sert davranma."
"Ben onun bina başkanıyım."diye atıldı Snape. "Ne kadar sert olacağıma karar verebileceğimden emin olabilirsiniz. İyi akşamlar. " Draco'yu başının sert bir hareketiyle yanına çağırdı. "Arkamdan gel, Draco."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Dead Tell No Tale (Harry Potter Fiction)
FanfictionLumos ! @SlnFhl, @Aisha_Volpina, @minibayku ve eğer buradaysan sana ithafen; Önce yılan ateş aldı, sonra aslan ve porsuk, ardından da kartal. Hepsi birer kül olup ateşe katıldılar. Odadaki karanlığı aydınlatmaya değil ama bir nebze ısıtmaya yetece...