The Dead Tell No Tale (Harry Potter Fiction)

Bir Şeylerden Ötürü

Yazdıklarım hakkında ne düşündüğünüzü öğrenmek dileğiyle. İyi okumalar :)

Agnes Obel - Riverside

Bazı şeyler içine oturup orada bir yerlerde kalıyordu. Bir şey ifade ettikleri yoktu, belki de vardı. Sadece ruhu hissetmeyecek kadar zayıflamıştı.

Bir şeylerden ötürü hissizleşmişti.

"BU GECE OLACAK. KARANLIK LORD YALNIZ VE DOSTSUZ, MÜRİTLERİ TARAFINDAN TERK EDİLMİŞ DURUMDA. UŞAĞI ŞU SON ON İKİ YILDIR ZİNCİR ALTINDA. BU GECE, GECE YARISINDAN ÖNCE, HİZMETKÂR SERBEST KALACAK VE YENİDEN EFENDİSİNE KATILMAYA GİDECEK. KARANLIK LORD, UŞAĞININ YARDIMIYLA YİNE GÜÇLENECEK, ESKİSİNDEN DE BÜYÜK VE KORKUNÇ OLACAK. BU GECE... GECE YARISINDAN ÖNCE...HİZMETKAR..EFENDİSİNE...KATILMAYA...GİDECEK..."

Saklanan yüzlerden, açık seçik yüzlerden, mutlu yüzlerden, mutsuz yüzlerden, yalancı yüzlerden, umutsuz yüzlerden, umutlu yüzlerden...

"Harry'yi bırak, Harry'yi bırak, lütfen!"

"Kenara çekil, aptal kız... derhal kenara çekil..."

"Harry'yi bırak, lütfen, beni al, onun yerine beni öldür –Harry'yi bırak! Lütfen... merhamet et... merhamet et..."

Tiz bir ses kahkahalarla gülüyor, kadın çığlık atıyordu.

Gidenlerden , kalanlardan , arkada bırakanlardan , arkada bırakılanlardan , sivri sineklerden , küf kokusundan...

"Kimse sana mektup yazmaz!" Bellatrix , kolunu öyle sert çekti ki Daphne'nin sırtı merdiven parmaklıklarına çarptı. "Hiçbir yakının yok! Seni biz kurtardık , Browary! Yaşama şansını biz verdik! Sana yaşaman için biz izin verdik!"

Yüzüne vurulanlardan , saklananlardan , çalınanlardan , çalanlardan , hırsızlardan , katledenlerden , katledilenlerden , marmelatlardan , balkabağı duyundan ...

"Yerde naapıyodun ööle?" dedi Stan, profesyonel tavrını bir kenara bırakarak.

"Düştüm," dedi Harry.

Kıs kıs gülüp, "Ne diye düştün ki?" dedi Stan.

"Bilerek düşmedim," dedi Harry, bozularak.Daphne elini onun omzuna koyup bir defa sıktı.

Gerçek şeylerden , sahte şeylerden , önemsizlerden , önemlilerden , omuzları sıkan ellerden , portakal sıkan ellerden...

Merdivenleri hızla tırmanmaya devam etti ve kendi yatak odasına girerken kapıyı açık bıraktı. Asasının küçük bir hareketiyle şömine alev alırken mektubu son bir kez hava sallayıp Daphne'ye gösterdi.

Önce yılan ateş aldı , sonra aslan ve porsuk , ardından da kartal .

Ateş alanlardan , ateşe verilenlerden , kavrulanlardan , kül olanlardan, ateş çıtırtılarından , sahte gülümsemelerden , nefretten , zorunluluktan...

Fred, "Rozeti biz aldık," diye fısıldadı Harry'ye. "Biraz geliştiriyoruz."

Şimdi rozetin üstünde Öğrenci Kocabaşı yazıyordu.

Mutlu ailelerden , sıcak anılardan , donuk anılardan , korkutan hatıralardan , acıtan hatıralardan...

"Daphne,"dedi Dumbledore , hiç olmadığı kadar ciddiydi şimdi. "Kehanetin ne dediği açık , Daphne. Anlıyor musun? Harry'yi koru , onun hayatta kalmasını sağla."

Sorumluluktan , ağırlıktan , kaldıramadıklarından , kaldırmadıklarından , ezilmekten , eziliyor olmaktan , kurtarmaktan , kurtaramamaktan...