Sana.
-S."Konuş, Severus. "dedi Karanlık Lord.
Karanlık Lord'u altedecek güce sahip olan biri ona üç kez karşı çıkmış olanlardan yedinci ay biterken doğacak."Karanlık Lord'u altedecek güce sahip olan biri ona hiç karşı çıkmamış olanlardan yedinci ay biterken doğacak."
Bu erkek çocuk Karanlık Lord tarafından kendine denk olarak görülüp işaretlenecek.
"Bir kız çocuğu, Karanlık Lord tarafından kendine denk olarak görülecek. "
Ancak bu çocuğun Karanlık Lord'un bilmediği gizli güçleri olacak. İkisinden biri diğerinin elinde ölecek. Çünkü diğeri varlığını sürdürürken ikisi de yaşayamaz.
"Ancak bu çocuğun Karanlık Lord'un bilmediği gizli güçleri olacak. İkisinden biri diğerinin elinde ölecek. Çünkü diğeri varlığını sürdürürken ikisi de yaşayamaz."
Sahne silindi. Simsiyah, dumanımsı, şekilsiz gölgeler, şimdi Dumbledore'un odasına dönüşmüştü.
"Beni tiksindiriyorsun," Dumbledore'un sesinde daha önce hiç duyulmamış bir küçümseme tonu vardı. "Daha önce de söylemiştim bunu. Senin için hiç umut yok, Severus. Hiç!"
Snape bir koltukta öne doğru çökmüştü ve Dumbledore suratında sert bir ifadeyle onun tepesinde duruyordu. Az sonra Snape yüzünü kaldırdı , o ıssız tepeden ayrıldığından beri yüz yıllık perişanlık yaşamış bir adam gibi görünüyordu.
"Onu...emniyete...alacağını...sanıyordum..."
"O ve James yanlış insana güvendiler,"dedi Dumbledore. "Tıpkı senin gibi ,Severus. Lord Voldemort'un ona dokunmayacağını ummuyor muydun?"
Snape, "Onu," diye başladı cümleye ama Dumbledore'un yüzünde hala asılı duran katı ifadeyi görünce düzeltti. "Onları, korumak istedim-"
"Planın bu muydu?"diye kükredi Dumbledore. "Karanlık Lord'a aynı tarihte doğacak başka bir çocuğun yerini söylemekten daha parlak bir plan bulamadın, öyle mi? Onun buna inanacağını, Lily'nin de ölmeyeceğini düşündün, öyle mi? Her şeyini yitiren başka bir çocuk umurunda bile olmadı, öyle mi?"
Dumbledore nefes nefese geri çekildi ve çalışma masasına dayandı. Şimdiye kadar yüzünde hiç görülmemiş bir öfkenin yansımasıyla, derin derin nefesler aldı. Kendisi de hatalar yapmıştı. Geri dönemeyeceği, onu gece yarısı uykularında avlayan hatalar... Ama bu başkaydı.
Snape'in başı ellerinin arasında, ileri geri sallanıyor, hıçkırıyor, hıçkırıyordu.
"Browary ya da Potter ailesi için çok geç."dedi Dumbledore acı acı. "Ama çocukların ikisi de hayatta. Yani öyle umuyorum."
"Ne demek bu?" Snape aniden başını kaldırmıştı. "Harry Potter yaşıyor demiştin. Dedin ki, Lily'nin gözleri-"
"Harry Potter yaşıyor."diye araya girdi Dumbledore.
Snape bunun için ne mutlu, ne de üzgün görünüyordu. İçinde öyle çok birikmişlik vardı ki. Nefret, kin, intikam arzusu, acı, pişmanlık... Hepsinden biraz. Bu gece, yüzünde bütün o duyguların canlı birer yansımasının göründüğü tek geceydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Dead Tell No Tale (Harry Potter Fiction)
FanficLumos ! @SlnFhl, @Aisha_Volpina, @minibayku ve eğer buradaysan sana ithafen; Önce yılan ateş aldı, sonra aslan ve porsuk, ardından da kartal. Hepsi birer kül olup ateşe katıldılar. Odadaki karanlığı aydınlatmaya değil ama bir nebze ısıtmaya yetece...