Radiohead -Exit Music (For A Film)
Daha önce de bu yüzlerin bu kadar yakınından geçmişti. Koridorlarda, bahçede, dersliklerde... Kalabalık tereddüt ederek Daphne'nin yüzü ve Malfoy'un asası arasında dolaştırdıkları bakışlarını yere indirdi. İnce, uzun ve dar bir koridor oluşturdular. Daphne, onlara kızgın olmadığını, onun için korktukları gibi kendileri için de korkabileceklerini söylemek istedi.
Snape, birkaç adım öne çıkıp ağzını konuşmak için açan Newille'i geri iteleyip Molfoy'a yürümesini işaret etti.
Malfoy'un elini dirseğinin hemen altında hissedince, Daphne hızla geri çekildi. Daha önceki atışmalarından alışkın olduğu o yüz ifadesi kaybolup gitmişti. Daphne ona saf nefretle, tiksinir gibi baktı.
"Kendim yürürüm."
İçinde bir parça da hüzün vardı. McGonnagal olanları görmüştü ve Snape ona gidecekleri yeri de söylemişti. Eğer Voldemort, Malfoy Malikanesi'nde pinekliyorsa ve Harry, Daphne'nin nerede olduğunu öğrenirse... Başından beri planladıkları da Harry'yi bir çeşit tuzağa çekmek olmalıydı -bu tam onların yapacağı bir işti- ve Harry'nin bu tuzağa ilk düşüşü olmayacaktı.
Daphne'yi kurtarmak için gelecekti. Sirius'u kurtarmak için gittiği gibi.
"İyi olacaksınız."dedi yüksek sesle. Gözleri hemen önünde ilerleyen Snape'in sırtını delip geçerken, yalan söylemek o kadar da zor değildi. "Geri döneceğim ve siz de iyi olacaksınız. Sadece hayatta kalın."
Ve kalabalık bir anda daralınca, Snape arkasını dönüp Malfoy'u bir kenara itti. Şimdi Daphne'nin sağ kolu elinde, oldukları yerde donan öğrencilere bakıyordu.
Malfoy yapamazdı -o kadar cesur değildi- ama Snape yapardı. Daha önce de yapmıştı.
"Bir tek adım daha atmayın."dedi tane tane. Asası, Daphne'nin boğazının yakınlarında bir yere çevriliydi. "Bir tek adım bile."
"Hogwarts'da yardım isteyenler her zaman bulur."dedi McGonnagal, sesinin duyulmasından korkuyor gibi görünmüyordu. "Endişelenme, Daphne."
"Endişelenmiyorum, Profesör." Malfoy'un da Snape'in söylediğine uyarak dışarı çıkmasından sonra, Büyük Salon'un çift kanatlı kapısı kapanmadan önce, Daphne boğazındaki asanın elverdiği kadarıyla başını yukarıya kaldırdı. "Yanımda sizler varsınız."
Ve kapılar, Hogwarts'ın belki de en ihtişamlı salonunun üzerine sertçe kapandı.
***
Karanlığın altında, Malfoy Malikanesi ihtişamla dikilmiş duruyordu. Koyu mor duvarlara boylu boyunca tablolar asılmıştı. Hepsi de ailenin eski üyelerinin tablolarıydı. Ayaklarının altındaki halı bile, safkan olmayan biri tarafından ezilmek istemiyor gibi duruyordu. Daphne, çamur bulaşmış botlarıyla, halıyı zevkle ezdi.
Salona girdiklerinde büyük şöminenin yanındaki iki koltuktan Narcissa Malfoy ayağa kalktı. Epey zayıf vücudu yeni gelenlere doğru hızla yaklaştı, Daphne'yi görmemiş gibi, oğluna doğru atılıp hızla sarıldı.
Diğer koltuktan başka bir kadın daha kalktı. Siyah, keçeleşmiş saçlar ve kağıt gibi solgun yüz, Daphne'yi tanıdıklık hissiyle sarstı. Onunla buraya son gelişlerini anımsadı. Yukarıda, üçüncü koridorun en sonunda küçük bir oda vardı. Tek karyolalı, başka hiçbir eşyası olmayan bir odaydı. Daphne orada uzun, upuzun saatler boyunca beklemişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Dead Tell No Tale (Harry Potter Fiction)
FanficLumos ! @SlnFhl, @Aisha_Volpina, @minibayku ve eğer buradaysan sana ithafen; Önce yılan ateş aldı, sonra aslan ve porsuk, ardından da kartal. Hepsi birer kül olup ateşe katıldılar. Odadaki karanlığı aydınlatmaya değil ama bir nebze ısıtmaya yetece...