Multimedyada saatlerimi alan ve çok fazla uğraştığım tanıtım filmi var. Umarım beğenirsiniz.
●
Gazel'den;
Barlas hızla yanıma geldi ve bileğimden tutup beni üst kata doğru sürüklemeye başladı.
"Ne yapıyorsun? Bıraksana kolumu."
Beni duyduğundan bile şüpheliydim. Kaldı ki kolumu bırakacaktı. Elimi, onun elinden kurtarmaya çalıştım ama sonuç olarak başarısız olmakla birlikte elimi daha sıkı sarmalamasını sağlamıştım. Canım cidden yanmaya başlamıştı ve bu yaptığı hiç hoş bir şey değildi. Barlas'ın odasına geldiğimizde kapıyı öyle bir kapattı ki yerin titrediğine yemin edebilirdim. Kapıyı tek bir hamlede kilitledi ve bana doğru gelmeye başladı. Bende inatçılığımı konuşturarak ona doğru bir adım attım. Geri adım atmayacaktım.
"Bana bunu yapma hakkını sana kim veriyor?"
Sert ve sinirli çıkan sesime ben bile şaşırmıştım.
"Siktirtme hakkını. Sana onunla konuşmayacaksın demiştim!"
Bana bir adım daha attığında gerçekten sinirlendiğini anlamıştım. Ama bu benim umurumda bile değildi. İstediğim kişiyle istediğim gibi konuşabilirdim. O karışamazdı.
"Ne oldu kıskandın mı yoksa?"
Amacım cevap almak değildi. Alayla sorduğum sorudaki tek amacım onu deli etmekti. Onu deli etmekten tatmin oluyordum. O benim canımı yakıyorsa bende onu deli ederdim. Her şey kısasa kısas. Bana bir adım daha attı.
"Senin gibi birini mi kıskanacağım? Salak olma!"
Sert bir şekilde söylediği sözler paramparça olmama yetmişti. Hep böyle yapıyordu. Umut veriyor, mutlu ediyor ve sonrada acımasızca parçalıyordu beni. Ağlama Gazel. Şimdi sırası değil. Güçsüz değilsin sen. Bende Barlas'a doğru bir adım attım.
"O zaman bana hesap sorma çünkü sen bana göre bir hiçsin."
Yüzünü yüzüme yakınlaştırdı. Fazla yakındık ve bu yakınlık bile kalbimin yerinden çıkmasına yetiyor hatta artıyordu bile.
"Yanılıyorsun Gazel. Ben sana göre bir 'hiç' değilim. Sana göre ben 'her şey' im."
Lanet olsun ki haklıydı. Sonuna kadar haklıydı ve ben bundan nefret ediyordum. Biraz durakladı ve daha da yaklaştı. Sıcak nefesini yüzüme üfledikten sonra beni parçalama işlemine kaldığı yerden devam etti.
"Ama sen Gazel Sönmez. Sen bana göre bir hiçten ibaretsin."
Bunu zaten yıllardır biliyordum ama onun ağzından duymak fazla acıydı.
Gülümsedim. Sadece gülümsedim. Ağlamadım. Ağlayamadım. Ağlamak artık çok basit geliyordu.
"Bir hiç olduğumu zaten yıllardır biliyordum."
Daha fazla gülümsedim ve devam ettim.
"Ama yinede hatırlattığın içi teşekkürler."
Odadan çıkacaktım ki kapının kilitli olduğunu hatırladım.
"Kapıyı aç."
Hiçbir şey demeden kapıyı açtı ve benden önce kapıdan çıkıp kapıyı sertçe suratıma kapattı. İçimden ona küfrederek kapıyı açtım ve alt kata indim. Parti tüm hızıyla devam ediyordu. Saçma hareketler yaparak dans eden grubun arasından geçip mutfağa girdim. İçki şişesini bardağa ihtiyaç duymadan kafama diktim ve bir yudum aldım. Elimde şişeyle birlikte bahçeye çıktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AYNI NAKARAT
Teen FictionO, güzel seven kızın, güzel sevdiği adamdı. Lakin, kızın güzel sevmesinin bir nedeni vardı; Zira güzel bir adamı, kötü sevmek olmazdı. ● "AYNI NAKARAT" ADLI İLK VE TEK WATTPAD KİTABIDIR.