8

3.1K 213 73
                                    

BU BÖLÜMÜ BAYAĞI SEVEREK VE GÜLEREK YAZDIM. UMARIM BEĞENİRSİNİZ.

Gülerek Deniz'den ayrıldım. Dengem altüst olmuştu. Daha demin hıçkırarak ağlıyorken şimdi gülüyordum. Hayat hep böyle değil miydi zaten? Çok mutlu olduğun bir an bir telefon herşeyi mahvedebilir, ya da çok üzgün olduğun zaman sıcacık bir gülüş her şeyi yoluna koyar.

"Hadi kalk gidelim. Eğlenelim. Gün daha yeni başlıyor."

İçki etkisini göstermeye çoktan başlamıştı bile. Etkisini göstermeyi bırakın. Beni tamamen kontrolü altına almıştı. Ne sanmıştım ki? İçip içip sarhoş olmayacağımı falan mı?

"Bu kadar içip sarhoş olmaman garip olurdu zaten."

"Ne Deniz'i, sarhoş ya! Yürü gidelim."

Ayağa kalktım ve Deniz 'i de kaldırmaya çalıştım ama kalkmıyordu. Ya o çok ağırdı ya da ben alkölün etkisiyle çok çelimsizleşmiştim. Beklemediğim bir anda kendisi kalkınca yere düşecektim ama beni son anda kucağına aldı. Arabaya doğru ilerledik. Deniz beni arabaya bindirdi ve kemerimi taktı sonra arabanın önünden dolaşıp şoför koltuğuna geçti ve yola çıktık. Filmlerde ve dizilerde şoför koltuğuna giden adam hep arabanın arkasından dolaşırdı oysa ki.

"Deniz kelebeklerin neden memesi yok?"

Bir saattir Deniz'e böyle sorular soruyordum ve Deniz'de bıkmadan cevap veriyordu.

"Zaten bir günlük ömrü var Gazel. Memeyi ne yapsın kelebek?"

"Bilmem. Belki yavru kelebekleri emzirir."

Bence emzirir yani. Yavru kelebekler ne yiyecek ki sonra. Başımı cam tarafına çevirdim. Yolun kenarında ağaçlar vardı ve ağaçların gerisinde de mahalleler vardı.

"Deniz durdur arabayı."

Deniz aniden durdu. Gözleri benden tarafa dönerken endişesini bu sarhoş halimle bile anlamıştım.

"Kusacak mısın yoksa? Bir şey mi oldu?"

"Bu kadar telaş yapacağını bilseydim önceden söylerdim. Çok komik görünüyorsun şuan." Hafif kıkırdadım.

Arabadan indim ve temiz havayı içime çektim. Deniz'de arabadan indi. Deniz'in elini tutup mahalleye doğru ilerlemeye başladım. Bir apartmanın önüne gelince Deniz'in elini bıraktım.

"Şimdi köşede izle beni."

Bir zile bastım ve camdan görülecek şekilde geriye doğru ilerledim. Bir teyze cama çıktı.

"Teyzeciğim sana birşey soracağım."

Teyze camdan biraz eğilip meraklı gözlerle bana bakmaya başladı.

"Ne soracaksın yavrum?"

"Teyze ben sevilmeyecek kız mıyım ulan?"

Teyze yüzüne buruşturdu ve kafasını sağa çevirip bir şeyler mırıldandı.

"Gece gece ne diyorsun sen kızım. Hadi git işine. Bu ne terbiyesizlik."

"Ya ama teyze bana bir cevap ver."

"Tövbe tövbe. Kızım gitsene kapımın önünden."

"Bekle sana bir şarkı söyleyeyim daha rahat karar verirsin."

Hafiften öksürdüm ve bildiğim bir şarkının nakarat kısmını söylemeye başladım. Deniz'e döndüğümde beni izlediğini gördüm. Yüzünde hafif bir tebessüm vardı. Tekrar teyzeye döndüm ve şarkıyı bitirip eziyetime bir son verdim.

AYNI NAKARAT Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin