İyi okumalar dilerim!
●
Hani olur ya bazen. Birden her şey saçma gelir insana. Dışlanmış hisseder, sanki bu dünyadaki tüm önemini yitirmiş hisseder insan. Olmasaymış da olurmuş gibi...
Şuan o anlardan birindeydim. Eve girdiğim anda gördüğüm manzara kalbimin acımasına sebep olmuştu. Bahar teyze ve Semih amca, yemek masasının baş köşesindeydiler. Barlas, yine aynı yerindeydi. Benim yerim ise Beren ile doldurulmuştu. Bir süre yemek masasına bakakaldım. Kalbimin acıması normal miydi yoksa çok abartıyor olabilir miydim? Ama paylaşmak bana göre değildi. Sevdiğim kimseyi paylaşmaya niyetim yoktu. Zamanında Barlas'ı o kadar çok kişi ile paylaşmıştım ki artık bunu yapmak bana acı veriyordu. Bu masaya önceden hiç oturmamış olsaydım, bu kadar acı vermezdi bu manzara lakin bu masada, o kızdan önce benim oturuyor olduğum gerçeği dayanılmaz kılıyordu bu manzarayı. Bahar teyze gülümseyerek masadan kalktı ve yanıma geldi.
"Gazel hoşgeldin kızım."
Bahar teyze mutfağa gidip fazladan bir sandalye aldı ve Barlas'ın karşısına koydu. Kendimi fazlalık gibi hissetmiştim ama ayıp olmasın diye sandalyeye oturdum ve önüme koyulan yemeği sessiz bir şekilde yemeye başladım. Masada koyu ve eğlenceli bir sohbet dolaşırken tek yaptığım onları dinlemekti.
"Barlas'la hep yan bahçedeki elma ağacından elma alırdık. Hatta bir keresinde ağacın üzerinden onun üzerine düşmüştüm. Orada, bana ilan-ı aşk etmişti."
Beren'in anlattıklarıyla kendimi sorgulamaya başladım. Beren'in güzel anıları olmuştu Barlas ile. Ben ne yaşamıştım onunla?
Uzaktan onu sevmiştim.
Ondan uzakta, onun için gözyaşı dökmüştüm.
Onun hayaline sarılmıştım.
Onun kokusunun özlemi ile her gece uykuya dalmıştım.Beren'in cümlesinden sonra herkes bir kahkaha attı ve Barlas "O zaman çok küçüktüm ama." diye kendini savundu. Kıskançlıktan çatlanıyor olsaydı, şuan buracıkta parçalarımı topluyor olurlardı herhalde. Daha fazla burada durmamak için ayağa kalktım zira biraz daha burada durursam hiç iyi şeyler olmayacaktı.
"Bahar teyze ellerine sağlık. Ben odama gidebilir miyim?"
İfadesiz tutmaya çalıştığım sesimle konuştuğumda Bahar teyze bana döndü ve onaylar şekilde kafa salladı.
"Tabii tatlım. Afiyet olsun."
Odama çıktım ve yatağa girdim. Uykum yoktu ama yapacak başka bir şeyim de yoktu. Telefonuma gelen mesajla odayı bir titreşim sesi doldurdu. Telefonun kilidini açtım ve bilinmeyen numaradan gelen mesaja baktım.
GÖNDEREN: 05*********
Yakından sevmekte, uzaktan sevmek kadar acıtıyor mu?
Acıtıyordu. Sevmek olduğu sürece işin içinde, insan hep acıyordu. Uzaktan veya yakından farketmiyordu. Hatta yakından sevmek çok daha fazla acıtıyordu. Onun dibinde olup sarılamamak. Gözlerinin içine bakıp onu öpememek daha çok acıtıyordu. Neden olamıyorduk biz? Her şey düzelecekken gelen bir kız mı her şeyi berbat etmişti yani?
GÖNDERİLEN: 05********
Sevmek her zaman acıtır zira acıtmıyorsa sevgini sorgulamalısın.
Kapımın açılmasıyla kafamı telefondan kaldırdım. Kapıda Barlas'ı görmek beni şaşırtmamıştı. Barlas içeriye girdi ve ardından kapıyı geri kapattı.
"Kıskandığını söylemek bu kadar zor mu cidden?"
Zordu işte. Kıskandığımı söylersem konuyu Deniz'e çekecekti. Biraz daha dayanırsam Beren zaten geldiği yere geri dönerdi. Sadece biraz daha sabretmem gerekiyordu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
AYNI NAKARAT
Teen FictionO, güzel seven kızın, güzel sevdiği adamdı. Lakin, kızın güzel sevmesinin bir nedeni vardı; Zira güzel bir adamı, kötü sevmek olmazdı. ● "AYNI NAKARAT" ADLI İLK VE TEK WATTPAD KİTABIDIR.