MULTİMEDYA= GAZEL
●
Kapının ardındaki Bahar teyze, şaşkın gözleriyle bana bakmaya başladı. Ne yalan söyleyeyim kapıyı açan kişinin Barlas olmasını isterdim. Bana derij derin bakmasını ve birden sarılmasını öyle çok isterdim ki bu istek uğruna canımı bile verebiliridim. Bahar teyze şaşkınlığını bir kenara atıp bana sarıldı. Anne şevkatini hissetmişim sarılışında.
"Gazel neden gittin. Bir daha dönmeyeceksin zannettim."
Eliyle nazik bir şekilde çenemi yukarıya kaldırdı ve cümlelerine devam etti.
"Bir daha gitmeyeceksin Gazel. Bu evde senelerce tek başımaydım. Barlas var tabii ama onunla oturup sohbet edemiyorum veya alışverişe gidip saatlerce mağazalara girip gezemiyorum. Sen benim kızım gibisin Gazel. Lütfen bir daha gitme."
Kafamı aşağı yukarı salladım ve Bahar teyzeye sarıldım. Bahar teyze benim annemdi sanki. Hiç tatmamıştım anne sevgisini ama sanırım buydu. Bahar teyzeye sarıldığımda hissettiğim şey anne sevgisiydi. Bilmiyordum, sadece hissediyordum. Eğer bu değilse bile anneme sarılmak bundan daha iyi hissettiremez gibi geliyordu.
Bavulla içeriye girdim. dün ki Balo nedeniyle bayağı yorgundum. odaya gidip biraz uyumak hiç fena olmayacaktı.
"Bahar teyze ben odama çıkıp biraz dinleneyim."
"Uçak yolculukları yorucu olur. Sen uyu. Yemeğe çağırırım ben seni."
Bahar teyzeler benim uçaktan bugün indiğimi zannediyorlardı. Onlara öyle söylemiştim yani. Acaba Barlas geldiğimi biliyor muydu? Bilse ne olacaktı ki? Yas tutardı kesin. Merdivenlerin son basamağına geldiğimde Bahar teyze arkamdan seslendi.
"Barlas geldiğini bilmiyor. Sürpriz olsun istedim."
Aman ne sürpriz! Kesin çok sevinir beni görünce. Hatta boynuma atlar.
"Ben ona sürpriz yaparım Bahar teyze."
Odama doğru ilerledim ve hemen karşıdaki kapıya takıldı gözlerim. Evde midir acaba? Uyuyor mudur? yavaşça kapısını tıkladım. Ses gelmeyince birkaç kez daha tıkladım ama çıt yoktu. Odanın kapısını açıp içeriye girdim. Odasında değildi. Berbat sürprizi duymasına daha vardı demek ki. Odadan çıktım ve kapıyı kapattıktan sonra kendi odama girdim. Onun odasında uyumak mükemmel bir fikirdi ama sonrasında olacaklara katlanmak fazla yorucu gelmişti.
Gördüğüm şeyle gözlerim az daha özgürlüğünü ilan edip yerlerinden fırlayacaktı. Gözlerimi defalarca kez kırpıp açtım. Ellerimle gözlerimi ovuşturdum ama karşımda gördüğüm görüntü hala kaybolmamıştı. Ne yani hayal görmüyor muydum? Barlas benim yatağıma kıvrılmış, Cenin pozisyonu almıştı ve yastığıma sarılıyordu. Hayır hayır, bu gördüklerim hayal değilse bile rûya olmalıydı. Kolumu birkaç kez çimdikledim ama nafile. rûyada da değildim. Yatağımın yanına gittim ve yatağa oturdum. Öyle dikkatliydim ki sanki ona değsem hemen uyanacaktı. Ellerimle saçlarını okşayacaktım ama yapamadım. Elim varmadı saçlarına. Sanki saçlarına değersem bir daha duramayacaktım o saçlara dokunmadan. Kokusunu çeksem burnuma, ah bir çeksem, bir daha onun kokusu olmadan yapamayacaktım. Elini bir tutsam, daha bırakamayacaktım o eli. Öylece bekledim ve izledim. Bir daha ona bakmadan yapamayacaktım biliyorum. Onu görmeden olmuyordu. Anlamıştım bunu. Özleye özleye, ağlaya ağlaya anlamıştım.
Sanki ben ölümcül bir hastalığa yakalanmıştım ve o da hastalığın tek çaresiydi. Onu görmezsem ölürdüm. Ben ona aşık değildim sadece. Ben ona muhtaçtım aynı zamanda. Nefret ediyordum. Bir şeye bağlanmaktan, bir şeye muhtaç olmaktan nefret ediyordum.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
AYNI NAKARAT
Teen FictionO, güzel seven kızın, güzel sevdiği adamdı. Lakin, kızın güzel sevmesinin bir nedeni vardı; Zira güzel bir adamı, kötü sevmek olmazdı. ● "AYNI NAKARAT" ADLI İLK VE TEK WATTPAD KİTABIDIR.