1

8.6K 331 179
                                    

MULTİMEDYA= GAZEL/BARLAS

Ahh...yine orada.

Neşeli bir şekilde arkadaşlarıyla konuşuyor. Neden ondan bahsediyorsun diye sorarsanız söyleyeyim; Konuşurken ki dudak haraketleri bile fazlasıyla mükemmel geliyor bana. Sanki her kelimesi sihirli bir şarkının notaları gibi.

Aslında onu ilk gördüğüm zamanlar sadece görünüşü hoşuma gitmişti. Sonra her zaman onu izlerken buldum kendimi. Sonra onsuz nefes bile alamaz oldum. Bilmiyorum aşk mı bunun adı? Ama eğer aşk; filmlerdeki iki bakışmayla hissedilen ucuz bir duyguysa hiç zannetmiyorum. Eğer öyleyse benim duygularım aşktan çok daha öte.

Aslında mutsuz bir yaşantıya sahip değilim. En azından her gün onu görüyor, Mutluluğuyla mutlu oluyordum. Babam, arkadaşlarım, hocalarım; Hepsiyle iyi anlaşırım ve sosyal denilebilecek bir yaşantıya sahibim.

"Gazel hadi zil çaldı sınıfa gidelim."

o kadar çok derin düşüncelere dalmıştım ki zilin çaldığını bile duymamıştım.

Aklıma gelen düşünce ile Eslem'e döndüm.

"Eslem lütfen bana, ders matematik değil de."

Hayır hayır bunu dememin sebebi matematiği sevmemem değildi. Evet o da vardı ama şuan ki durum bambaşkaydı. Size kısa bir özet geçeyim. Matematik hocası sınıf hocamızdı ve bende küçük bir olaya karışmıştım. Bu ilk olayım olmadığı için de hocadan iyi bir azar işiteceğim gün gibi ortadaydı.

Eslem yüzüne sahte bir hüzün yerleştirip elini anlına koydu.

"Üzülerek söylüyorum ki, ders matematik Gazel."

Şimdi yandığımın resmiydi işte. İkinci bir uyarı zili çaldı.

"Eslem koş en azından derse geç kalmayalım. Birde onun için azar işitemem."

Eslem daha kurduğum cümleyi idrak edememiş olsa gerek bir süre olduğu yerde bekledi. Kısa bir süre sonra o da koşmaya başladı.

"Gazel beni bekle."

Eslem'in cümlesine karşılık olarak yaptığım tek şey arkamı dönüp ona dil çıkarmak olmuştu. Aslında herşey tam da arkamı döndüğüm sırada gerçekleşti. Sert bir şeye çarpmış ve eş zamanlı olarak tabiri caizse yere kapaklanmıştım. Düşmenin etkisiyle bacağımda hatrı sayılır bir ağrı boy göstermişti. Gözlerime bir çift ayakkabı takılınca çarptığım şeyin bir insan olduğunu anlamıştım ve bu da demek oluyor ki yine rezil olmuştum. Genelde hep böyle sakarlıklar yapar ve kendimi rezil ederdim. Öyle ki sakarlık konusunda madalya verilecek olsaydı hiç şüphesiz gözüm kapalı kazanabilirdim o madalyayı. Gözlerim yavaş yavaş çarptığım kişinin bacaklarına, bedenine ve en sonunda yüzüne doğru kaymıştı. Karşımda gördüğüm tanıdık sima ile donakaldım.

Şuan karşımda gördüğüm kişinin gerçek olmaması ve bu yaşananların rüya olması ihtimalini düşündüm ve bu ihtimalin gerçek olması konusunda defalarca dilekler diledim.

"Yürümeyi bile bilmeyen insanları bu okula neden alıyorlar hala anlamış değilim."

Sözleri bana hiç yabancı gelmemekle birlikte beni her seferinde olduğu gibi üzmeyi becermişti. Endişeden ve heyecandan ellerim titriyordu.

"Ben üzgünüm. Yani görmemi..."

Sözümü kesen şey sert ve otoriter sesiydi.

"Yeter."

Gözlerim Eslem'e kaydığında, kenardan bizi izlediğini gördüm. Zor da olsa ayağa kalktım. Gözlerim dolmuştu ve biraz daha burada durursam ağlayacaktım.

AYNI NAKARAT Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin