2.bölüm

1.7K 128 12
                                    

Başımı teknenin tahtasına yaslamış dizlerimi karnıma çekmiş oturuyordum. Bir elim sudaydı. Parmaklarımı gezdiriyordum. Sonat karşımda oturmuş beni izliyordu.

"Sen adını söylemedin?" Suda gezdirdiğim parmaklarıma bakarak konuştum.

"Arev."

"Hım değişikmiş."
Gülümsedim.

"Babam koymuş.. Biliyor musun? Her şeye rağmen benim mutlu bir çocukluğum oldu. Babam sayesinde.. Babam annemin aksine beni çok severdi.. Benim çocukluğum babamla geçirdiğim anlardan ibaret."

"Annen seni sevmiyor mu?"
Diye sorduğunda burukça gülümsedim.

"Bunları sana anlatamam."

"Tamam ne zaman istersen o zaman anlat."dediğinde omuzlarını umursamıyormuşçasına silkti.

"Sadece tek bildiğim bu hayatta beni seven iki kişi var. Biri babam.. diğeri rahşan teyzem."

"Rahşan teyzen?"

"Beni büyüten kadın aynı zamanda evimizin yardımcısı."

"Anladım." Dediğinde cebinden sigara paketini çıkardı. İçinden bir dal sigara alıp dudaklarına götürdü. Bir elini sigarasına siper ederek yaktı. Tek nefeste içine çekip dumanın burun deliklerinden süzülmesine izin verdiğinde ağzında sigarasıyla bana bakarak güldü.

"Ne o daha önce içmedin mi?"
Başımı iki yana salladım. "Tahmin etmiştim..''  Başını kaldırıp gökyüzüne doğru konuştu. pekala artık eve gitmen gerek."

"Hayır biraz daha kalmak istiyorum. Mümkünse hep burada kalmak istiyorum. "

"Mümkün değil."

"Peki seni yeniden görebilecek miyim?"
Kaşlarını çattı. "Sanmıyorum."

"Görmek istiyorum."

"Hayır arev beni yeniden göremezsin. Benden uzak durmalısın."

"Neden?"

"Çünkü ben tehlikeliyim." Sigarasının dumanını gökyüzüyle buluşturduğunda yanıma gelip nazikçe çenemden tuttu. "Çok tehlikeli.." Ayağa kalktığında tişörtünü alıp giydi.

"Peki ben tehlikeyi istiyorsam?"

"İstemezsin emin ol." Bende ayağa kalktığımda dengemi kaybettim. Denize düşecekken son anda belimden kavrayıp beni kendine çekti. Yüzlerimiz öyle yakındı ki.. Sinirle beni geri itti. Oturduğum yere geri düştüğümde acıyla inledim.

"Dikkat etsene biraz!" Öyle bir bağırmıştı ki yerimde sıçradım. Gözlerinin içine baktığımda gri girdaplar öfkeyle dönüyordu.

"Bu kadar yeter!" Dediğinde tekneyi çalıştırdı.

Kıyıya geldiğimizde tekneyi durdurdu. Kenarlara tutunarak kalktım. Bir azarı daha kaldıramazdım çünkü! Yavaşça ilerleyip tekneden indim. Ona bakmadan konuştum.

"Her şey için teşekkür ederim. Ceketini bir ara gelir bırakırım." Cevap vermesine izin vermeden hızlı hızlı yürümeye başladım.

"Arev!" Arkamdan adımı seslenmesini duymazdan gelerek üzerimdeki cekete sarınıp yürümeye devam ettim. Gelip durdurmadı bile.. Zaten daha bugün tanıştığım adamdan böyle bir şey beklemek benim aptallığımdı..

Gözlerindeki GirdapHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin