6.bölüm

1.2K 100 8
                                    

Sonat.. Gözlerinde gri girdapları olan adam.. Gözleri öyle güzel ki her baktığımda biraz daha kapılıyorum içine.. Bu yaşadığım hisleri tarif edemiyorum. Aşk mı? Sevgi mi? Bilemiyorum. Tek bildiğim bir haftadır onu görmediğim ve özlediğim..
İnsan birini neden özler ki? Sevdiği için mi? Sanmıyorum.. Sonat bana iyi geliyor sadece.. Fazlasıyla iyi..
Ben aşka inanmam şimdiye kadar beni aşka inandıracak insanda çıkmadı karşıma.
Onu görünce midende kelebeklerin cirit atması, ellerinin ve dizlerinin titremesi niye? Yoksa bu aşk mı? Eğer öyleyse..
Cümlenin devamını getiremeden defteri kapatıp çekmeceye koydum. Evet sonatı bir haftadır görmüyordum. O günden sonra birdaha hiç gelmedi. Karşıma çıkmadı. Onu özlüyorum ve çok merak ediyorum.. Gece lambasının ışığını kapatıp yatağa yattım. İyi geceler sonat umarım iyisindir..

Saçlarımı okşayan parmakları hissettiğimde gözlerimi açmadan fısıldadım.

"Sonat.."

"Şş rüya görüyorsun arev sakın gözlerini açma! Açarsan kaybolurum."

"Hayır kaybolma açmayacağım." Saçlarımı okşamaya devam ediyordu.

"Seni özledim.." saçlarımı okşayan parmakları duraksadı.

"Özleme beni.. Ben özlenecek bir adam değilim."
Hissettiğim tek şey dudaklarıma değen soğuk dudaklarıydı.
Yerimden hızlıca doğruldum. Parmaklarımla dudaklarıma dokundum. "Sonat.." gördüğüm rüya o kadar gerçekti ki..
Açık olan pencere gürültüyle çarpıyordu. Dışarıda fırtınayla karışık yağmur yağıyordu. Pencereyi kapatıp yataktan kalktım. Rüzgardan açılmış olmalı..
Mutfağa gidip bir bardak su aldığımda odaya geri döndüm. Uykum iyice kaçmıştı. Defterimi alıp yazmaya başladım.

Ürperdim.. Dudaklarıma değen soğuk dudakları içimi ürpertti. Rüya olsa bile!

Havalar gittikçe kötüleşiyordu. Dışarıdaki fırtına ortalığı birbirine katıyordu. Bu havada ruhuma iyi gelecek en iyi şey yürümekti. Diğer kızlar gibi pencere kenarına geçip kahvem elimde, kitabım önümde gel keyfim gel.. Bana göre değildi. Tamam kitapları okumayı seviyorum ama bu şekilde değil.. Sonatın ceketini alıp üstüme geçirdim. Fazlasıyla bol ve uzundu. Siyah kalın çorabımın üstünde elbise gibi duruyordu. Ve hala o kokuyordu.. Siyah botlarımı giyip bağcıklarını bağladım. Evden çıktığımda bahçede çiçeklerin üstüne koruyucu naylonu örten anneme bakıp gülümsedim. Şu çiçeklere verdiğin değerin birazını bana verseydin keşke!"
Beni görmüştü. Ama görmezden geliyordu. Yanından geçip dışarı çıktığımda kapıyı sert bir şekilde kapadım.
Nede olsa görmezden gelen duymazdan da gelebilir.. Ağır adımlarla sahilin yolunu tuttum.

Balıkçı teknelerinin olduğu yere geldiğimde küçük kulübe olan evin kapısını tıklattım. Kapı açıldığında adam bıkkınlıkla nefesini dışarı verdi. Bir haftadır hergün buraya gelip adama sonatın gelip, gelmediğini soruyordum.
Adam elimi tutup avucuma birşey bıraktı. Adamın avucuma bıraktığı şeye baktığımda gözlerime hücum eden yaşlarla gülümsedim.

Avucumda tahtadan oyulmuş ve işlenmiş gri bir kuş vardı..

Gözlerindeki GirdapHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin