17.bölüm

935 77 12
                                    

İntikam kana karışan bir zehir..
Önümde iki seçenek vardı.. Ya bileğimi kesip akıtacaktım zehiri yada kanıma karışmasına izin verecektim..

İkinci seçeneği seçmiştim. Taa ki o gece birinci seçenek gerçekleşene kadar!

Slow bir müzik eşliğinde Aslan karabulutla kadehlerimizdeki şarabı yudumlarken kulaklarımızı sağır edecek bir şekilde silah sesi duyulduğunda karşımızdaki cam büyük bir patlamayla tuzla buz olurken parçaları her yere dağılmıştı. İnsanlar çığlık atıp kaçışıyor,masanın altına saklanıyorlardı. Kırılan camın yerine baktığımda onu gördüm.. Karşımdaydı yine girdabını sevdiğim adam.. Gri irisleri öldürücü derecede geziniyordu üzerimde.. Yüzü ifadesizdi.. Hiçbir duygu barınmıyordu.. Buzdan adam! Ne olur eritsen şu kalbinin buzdan tabakalarını!?Dizlerim titriyor yine çekiliyorum içine.. Yine kapılıyorum sana.. Özlemişim duruşunu,bakışını rüzgar savuruyordu parmak uçlarımı gezdirmek istediğim saçlarını.."ve saçlarını.." diye fısıldadım. Kokun burun deliklerimden yakarcasına geçip içime süzülürken karşında nasıl güçlü durabilirim? Yere damlayan siyah damlaları gördüğümde bileğimden akan ince kesikten ip gibi süzülen siyah kanı yeni farketmiştim. Bileğim kesilmişti. Kan siyahtı.. İçimdeki zehiri akıtıyordum.. Bana doğru yaklaşmaya başladığında esen rüzgarla üşüdüğümü hissettim.

Beni üşüten havanın soğukluğu değil.. Senin soğukluğun sonat.. Kalbinin soğukluğu.. Soğukluğunu değil sıcaklığını istiyorum.. Beni kollarına çekip sarmalamanı.. Kalbinin sıcaklığıyla ısıtmanı istiyorum."
Tam karşımda durduğunda bileğimi tutup elindeki tuzu kesilen yere bastırdığında acıyla bağırdım.

"Kanayan yarana tuz yerine başka bedenler basarsan mikrop kaparsın!" Dediğinde dolu gözlerimle ona bakıp yutkundum. Canım yanıyordu fazlasıyla..
Canımı yakmaktan neden bu kadar zevk alıyorsun Sonat Ateş? Sadece yaramı sarmalayıp öpemez misin?

"Şimdi söyle bakalım o adamla ne işin var?"

"Bu seni ne ilgilendirir?"

"İlgilendirmiyor. Sadece benim en büyük düşmanımla göz göze bile gelemezsin!"

"Ah keşke göz göze gelmiş olsaydım!" Gözlerindeki girdaplar deli gibi dönmeye başladığında bileğimi tutan elleri sertleşti. Kırarcasına sıkıyordu bileğimi..

"Seni öldürürüm!" Dediğinde burukça gülümsedim.
Sen beni zaten öldürüyorsun sonat.. Söylediklerimi duymuşçasına bakıyordu gözlerimin içine..

Gözlerine baktığımda içimin titrediği adam.. Nasıl kıyabilirim sana? İnsan bu kadar severken nasıl intikam alabilir sevdiğinden?

Ben yapamam.. Sana kıyamam.. Beni girdabında boğsanda o an tek düşündüğüm şey boğazımı kavrayan ellerin olurdu..

Bir kez bile tutamadığım ellerinde kimlerin parmak izleri var söylesene?

Gözlerindeki GirdapHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin