33.bölüm(Veda.)

939 71 8
                                    

Hiç sevmedin beni.. Bir damla bile.. Oysa ben bir damla sevginle dindirirdim aşka susayan kalbimi.. Yetinirdim. Senden gelen bir damla sevgiyle.. Ama olmadı. Damla damla döktüğüm gözyaşlarım etrafımda kocaman bir deniz oluşturdu. Ve ben kendi damlalarımın denizinde boğuldum.

O gün sana mesaj attığımda çok hastaydım. O satırları sana zor yazmıştım. Tek ihtiyacım olan insan sendin o an.. Belki senden gelen iyi bir mesaj iyileştirecekti beni.. Ama gelmedi. Neyim olup olmadığını bile sormadın.. Merak etmedin. Umursamadın beni. Oysa ben rüyamda seni kötü gördüğümde gerçektende kötü olabileceğini düşünüp mesaj atacak, iyi olduğunu bilmek isteyecek kadar sevmiştim seni.. Gözyaşlarım yazdığım satırların üstüne damlayınca fısıldadım. "Çok sevdim."

Kim benim gibi sevebilir seni? Kendini adarcasına böyle için için yanarcasına.. Sevemeyecekler bir daha asla böyle güzel sevilemeyeceksin.. Çünkü başka bir ben daha gelmeyecek bu dünyaya.. Kapılamayacak girdabına.. Kapılsa bile.. Böylesine savaşamayacak ben gibi.. Bir aptal kuş gibi..

Canının yanmasını göze alamayacak. İçindeki yangınla başa çıkamayacak. Vereceğin acılarla kimse savaşamayacak! Senin verdiğin acılar bana özeldi. Kalbimin en güzel köşesindeki içime yaydığın acılar sadece bana özeldi. Ben seni acılarınla sevdim. Canımı yaktığın an bile gülümsedim sana.. Şimdi gurur duyuyor musun? Kendinle verdiğim acılar içine iyi işlemiş diye.. Gülümsedim. Duymalısın.. Verdiğin acılar içime öyle bir işledi ki.. Ne yanacak can bıraktı bende.. Ne acıyacak kalp.. Nede kırılacak kemik.. Bir enkaz gibi çöktüm acılarının önünde.. Gurur duy kendinle.. Gurur duy eserinle..

Gözyaşlarımdaki tuzları yaralarıma bassamda geçmiyor içimin acısı.. Durduramıyorum kalbimin sızısını.. Tiz bir sesle haykırıyor içimde.. Sevmedi, sevmiyor, sevmeyecek diye. Acıyor iliklerim, batıyor kemiklerim canıma.. İçin için kanıyorum.

Defterimin arasında olan bir kağıt parçasını aldığımda kağıttaki bir çift gri gözler bakıyordu bana.. Onun gözleriydi. Ben çizmiştim. Gözlerinin her ayrıntısını çizecek kadar deliydi bu yürek sana.. En çok gözlerini özleyeceğim.. Bana donuk bakan gözlerini..
Daha sonra bana doğru uzanan titrek ellerini.. Rüzgarda uçuşan saçlarını.. Portakal ağacının yaydığı acı kokunu.. Kaşlarını çatısını.. Alnında çıkan üç ince çizgiyi.. Hayat çizgilerimi.. Hatta o halini defalarca beynime kazıdım. Ve yanağında beliren minik çukuru.. Gamzenide çok özleyeceğim..

Ben düşünmüştüm ki.. Sen bir ömür parmak uçlarını saçlarımda gezdireceksin.. Kollarınla saracaksın beni. Uzun uzun bakacaksın gözlerime.. Dizlerinde saçlarımı okşarken uyutacaksın beni.. Ellerini kenetleyeceksin ellerime.. Ve hep seveceksin beni..

Yanılmışım..

Oysa senden mutlu sonda istemiyordum ki.. Mutlu ve sonsuz olsaydı. Yeterdi bana.. Azda olsa bilseydim beni sevdiğini yeterdi yaşamama..

Sana olan aşkımın büyüklüğü bir gün beni bitirecekti. Biliyordum.. Ama bu kadar erken bitereceğini bilemezdim..
Olsun.. Herşeye rağmen iyiki sevmişim seni.. İyiki..

Defteri kapatıp ayağa kalktığımda uçuşan saçlarıma beyaz elbisemin etekleride eşlik ediyordu. Deftere bakıp burukça gülümsedim. Sana söyleyemediğim şeyleride beraberimde götürüyorum..
Yazdıklarımı hiç bilmedin zaten.. Bundan sonrada bilemeyeceksin. Hoşçakal sevdiğim.. Hoşçakal en güzel acılarım..
Ellerimde tuttuğum defteri bıraktığımda boşluğun sonundaki öfkeli dalgalara doğru süzüldü.

Öncelik acılarımın ve anılarımın..

Uçurumun en kenarındaydım. Saçlarımı savuruyordu rüzgar.. Yavaş yavaş alıyordu kokumu benden..
Gözümden akan yaşlarla gülümsedim. Herşey başladığı gibi bitecek.. Bitmeyen tek şey sana olan sevgim olacak.. Hala ilk günkü gibi..
Kollarımı iki yana açıp kendimi boşluğun sonundaki öfkeli dalgalara bıraktım.

Bak sevdiğim.. Kuşlarda düşebiliyormuş ölümün ortasına.. Beni uçuracak kanatlarım yok! Unuttun mu? Onları kendi ellerinle sen koparmıştın.. Zaten senin herşeye bir bahanen vardı. İsteseydin aşkının uçurumundan düşmeme izin verirdin. Ama sen istemedin.. İstemedin beni kalbinde.. Kanatlarımı bahane ettin. Al işte yok kanatlarım. Düşüyorum ölümün ortasına.. Elveda sevdiğim bana yaşattığın herşey için teşekkür ederim sana.. Seni sevdiğim sokaklarda, denizlerin kıyısında, girdabının derinliğinde bir başkasını sevme olur mu? Buna dayanamam! Sızlar aptal kuşunun kemikleri sonsuzlukta..

&

Sonatın parmakları piyanonun üstünde yavaşça geziniyordu. O gün Areve çaldığı parçayı çalıyordu yine.. Aniden göğsüne saplanan ağrıyla durdu parmakları tuşlarda.. Ağrı öyle şiddetli saplanmıştı ki kalbinin ortasına.. Bir müddet yerinden kalkamadı. Parçalarının olduğu defterlerin arasındaki siyah zarfa takılınca gözleri uzanıp aldı. İçini açtığında bir kağıt ve bir tutam saç vardı içinde.. Ne olduğunu anlayamıyordu. Kağıdı alıp okumaya başladı.

Sevdiğim.. Bunu sana söylüyor olmak bile öyle güzel ki.. Ama birdaha söyleyemeyecek olmakta bir o kadar acı.. Sonat kaşlarını çatmıştı. Seni kendimden bile çok sevdim inan ki.. Yeryüzünden, gökyüzünden, herşeyden çok.. Beni unut bunu sakın unutma. Girdabını sevdiğim.. Grilerine yandığım adam.. Senin beni düşüremediğin aşk uçurumundan kendim düşeceğim şimdi.. Herşey başladığı gibi bitecek.. Ve ben sadece sana aşık olan, sadece seni seven aptal kuşun olarak veda edeceğim sana.. Hah tam unutuyordum. Ve benden geriye o çok sevdiğin perçemimi bırakıyorum sana.. Kalbimin en güzel köşesinde varolan adam elveda..

Sana daima aşık kalacak,
Aptal kuşun..

Sonat elindeki kağıt parçasını fırlattığında hızlıca çıktı evden Koşuyordu. Ciğerleri patlayacakmışçasına.. Yetişmeliydi aptal kuşuna..
Uçurumun kenarına doğru koştuğunda Arev orada yoktu. Zorda olsa baktı aşağıya gördü kıyıya vurmuş aptal kuşunu..

Titreyen bacaklarıyla koştu yine.. Yalvarıyordu içinden yaşıyor olsun lütfen diye.. Yanına geldiğinde kucakladı aptal kuşunun bedenini.. Geriye doğru düştü başı.. İki yana düştü elleri..

Aptal kuşu, Cansızdı.. Kırgındı..

Dili tutuldu Sonatın. Haykıramadı feryadını.. Geç kalmıştı. Yetişememişti. Ölmüştü aptal kuşu! Cansız bedenini taşıyordu kollarında.. Yutkunamıyordu. Nefes alamıyordu Sonat..
Deniz yarılıyormuşçasına bir ses duyduğunda denize doğru döndü. Denizin içinden çıkan kuş gökyüzüne doğru süzülmüştü.

Ve girdapta savaşan aptal kuş sonsuzluğa doğru kanat çıpmıştı..

*
Bu hikaye 5'e ithafen.. Herşeye rağmen iyiki sevmişim seni gamzeli.. *

Böyle bitirdiğim için üzgünüm.. Ama bitmesi gerekiyordu. Zaten en başından beri kötü sonu hakediyordu. Ve bu belliydi. Böyle olması gerekiyordu. 33 bölüm boyunca yanımda olan bana destek veren herkese teşekkür ederim. Bir gün Gözlerindeki Girdap kitap olursa acı dolu sayfalarında bir parçada olsa acılarınızı bulacağınızı.. Başrollerin yerine kendinizi koyacağınızı hissedebiliyorum.. Acı dolu kalplerinizden öpüyorum. Hoşçakalın..




Gözlerindeki GirdapHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin