İçine çektiği duman aralık dudaklarından süzülüp loş ışıkta gri bir bulut halinde etrafa yayılırken sonata bakıp onun duymayacağı bir şekilde fısıldadım.
İçine çektiğin duman olayım isterdim. Her nefesinde sana karışan bir duman..
Emekleyerek yanına gittiğimde kaşlarını çattı."Çocuk gibisin." Göğsüne doğru yaslanırken cevap verdim.
"Yalnızca senin yanında çocuklaşıyorum. Hem çocuklar masumdur.. Sevgileride öyle.."
"Çocuklar şımarık ve gevezedir." Sigarasından bir nefes çekip dumanı yüzüme doğru üfledi.
"Sevgileride cıvık."
"Böyle düşündüğünü bilmiyordum."
"İyi işte öğrenmiş oldun."gözlerinin içine baktığımda gözlerini kaçırdı. Elimi yanağına koyup sakallarını okşamaya başladım.
"İster şımarık de ister geveze, istersende cıvık de umrumda değil.. Sana olan sevgim bir anne şefkati kadar büyük,bir çocuğun sevgisi kadar masum.." bileğimi kavrayıp sıkmaya başladı. Kırılacağını hissediyordum.
"Anne şefkatinden bahsetme bana! Sen anne şefkatini çok biliyormuşsun gibi.. Hangi annenin şefkatinden bahsediyorsun? Senden nefret eden bir annenin mi?" Söylediği sözler bileğimi sıkan parmaklarından daha çok acıtmıştı canımı. Dolu gözlerimle, gözlerine baktığımda tısladı.
"Acıttı mı?"
"Senden gelen acıyı bile severim."
"Aptal! Bağırıyordu. "Aptalsın!" Çenemi ince parmaklarıyla kavradı. "Seni hiç sevmeyeceğim! Anlıyor musun?" Kolumdan tutup peşinden sürüklemeye başladığında bahçeye çıktık. Elindeki çakmağı salıncağın iplerine doğru fırlattığında bağırdım.
"Dur! Hayır!" Salıncak saniyeler içinde alev alırken dizlerimin üzerine çöküp hıçkırarak ağlamaya başladım. Çocukluğum gözlerimin önünde yanıyordu. Babamdan kalan tek şey kül oluyordu.. Yerden kalkıp göğsüne vurmaya başladım.
"Neden yaptın? Neden!" Hıçkırdım. "Bunu yapmaya hakkın yoktu!"
"Bana güvenmekle hata yaptın aptal kuş.." Dediğinde kül olmakta olan salıncağa bakıp bir iç çektim hıçkırırken.. Ne yaptım da sana bu kadar acımasız oldun sonat? ne yaptım içinde beslediğin o sinsi canavarı uyandıracak? Sadece sevmek istediğim için mi babama doğru uzanan kanatlarımı kırdın? Babamdan kalan son şeyi yok ederken sonata baktım. Gri irislerine yansıyordu alevlerin yansıması.. Ve o gözlerde tek bir pişmanlık kırıntısı bile yoktu. Öylece donuk ve duygusuz bakıyordu.. Arkamı dönüp uzaklaşırken enkaz yerinden içimden geçen sözler kalbimi cayır cayır yakıyordu.
Birine güvenmek.. Bu kadar acıtmamalıydı..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gözlerindeki Girdap
ChickLitArevin tek sevdası..biricik Sonatı.. Sonatın duvarları.. etrafına ördüğü dikenli telleri.. Ve kalbine vurduğu kalın zincirleri..