9.Bölüm
Ezra'nın ağzından :
Anneanneme koyulan teşhisle yıkılmıştım. Sanki bir filmin içindeydik ve birazdan doktor gelip raporlar karışmış diyecekti. Bekledim. Çocukça bir umutla doktorun yanlış yaptığını söylemesini bekledim. Ama olmadı. O lanet doktor yalnızca "Metin olun. Ve son günlerinde onu yalnız bırakmayın" diyerek çıktı. Sanki ne yapacağımızı ona soracaktık.
Sinirlendim. Anneannem gözlerimizin önünde eriyecekti ve ne annem ne babam ne de ben buna dur diyebilecektik.
Acizliği iliklerime kadar hissettim.
Okulu bırakmayı düşündüm. Annemse onun yerine başka bir okula gitmemi teklif etti. Böylelikle anneannemin hep yanında olacaktım ve onun istediği gibi hayatıma devam edecektim.
Hayatına devam etmek deyince aklıma Hazal geldi. Hazal benim çocukluk arkadaşım aynı zamanda ilk aşkımdı. Birlikte çok mutlu zamanlarımız olmuştu. Öyle güzel anılarımız vardı ki. Evleniriz sanıyordum. Hiç ayrılmayız... 6.sınıfın yazında ailesinin işi nedeniyle yurtdışına gittiler. Teyzesi buradaydı. Ona burda kalmasını söyledim ama yapmadı. Bu kadar büyük bir fedakarlıkta bulunamayacağını söyledi. Ben internetten görüşmeye de razı oldum sonradan. Ama o ayrılmak istedi. Bütün ortaokul hayatım ders çalışmakla geçti. Kimseyle arkadaş olmak istemiyordum. Hatta kimseyle konuşmak bile istemiyordum. Kendimi yalnızca derslerime vermiştim. Bu da İzmir Fen Lise'sini kazanmamı sağladı. Lisede biraz daha normale döndüm. Sonuçta yatılı kalıyordum ve ister istemez birileriyle konuşuyordum. Şimdi tam her şey yoluna girdi demişken anneannemin haberiyle yıkılıyorum.
Ama hayır ben güçlü biriyim. Hayatıma devam edeceğim. Yine de son günlerinde anneannemin yanında olacağım.
Bu düşüncelerle boğusurken yeni evimize ne zaman geldiğimizi anlamadım bile. Annemler zaten her şeyi ayarlamıştı. Tek yapmam gereken kolilerdekileri dolap ve çekmecelere yerleştirmekti.
Akşam yemeğinin ardından yan evdekilere oturmaya gidecektik. Misafirlikleri oldum olası sevmem. Ama mecburen gidiyordum işte.
Kapıyı benim çalmamı söylediler ben de zile bastım. Kapıyı genç bir kız açtı. Bi an gözlerime inanamadım. Karşımda resmen Hazal duruyordu. Hayır o değildi tabi ama ona o kadar çok benziyordu ki. Açık kahve saçları, uzun boyu, uzun parmakları ve koyu kahve gözleriyle onun bir kopyası gibiydi.
Allah'ım bu bir işaret olmalıydı. Allah anneannemi elimden alırken bana Hazal'ı geri veriyordu. Ne yapıp edip bu kızı elde etmeliyim. Hazal'ı bir kez daha kaybedemem.
-
Okunma sayıları çok az :(
Hem okuyup hem votelayanlara sonsuz teşekkürler :)))