49.Bölüm
Şaşkınlığını üzerinden ilk atan kapıdaki kız oldu.
"Ee merhaba! Ben birini arıyordum da..."
"Kimi?"Helin : Siz birbirinize ne kadar benzediğinizin farkındasınız değil mi?
Dayanamamıştı tabi.
Bence haklıydı da...
Şu hale bak!
Bu resmen aynaya bakmak gibi bir şey."Evet. Gerçekten de çok benziyoruz. Siz kimi aramıştınız bu arada?"
"Bence de ikizim olsanız bu kadar olur." dedi kız gülerek."Bu arada adınız ne?"
"Adım Alina. Arkadaşım Helin. Peki siz?"
"Hazal."Hazal!
Hazal!
Hazal!Kelime adeta beynimde sağa sola savruluyordu.
Dün Ezra bana Hazal demişti. Şimdi ise karşımda benden bir tane daha vardı. Bu tesadüfmüş gibi gelmedi bana.Helin : Kimi arıyorsunuz bu arada?
"Ezra'yı değil mi?"
Helin tek kaşını kaldırıp bana baktı.
Hazal ise başını sallayarak onayladı."Kendisi yan komşumuz."
"Kapı numaralarını karıştırmış olmalıyım."Kapının önünden çekilip önce bahçeye oradan da evin önüne çıktık ve Ezralara doğru ilerlemeye başladık. Helin şaşkınca arkamızdan baktı yalnızca.
"Ezra benim çocukluk arkadaşım bu arada. Hatta ilk aşkım."
Kız bunu söylediğinde kalbimin acıdığını hissettim.
İlk aşkı ha?
Dün adını sayıkladığı aşkı...
Uf! Benimle de sırf bu yüzden çıktı tabi. Çocukluk aşkının aynısı olduğum için.
Aslında evi gösterip geri dönebilirdim ama Ezra'nın yüzündeki ifadeyi görmek istedim.Kapıyı çaldık.
Ufuk açtı."Güna-..."
Kaldı tabi.
Arkadan Ezra'nın sesi duyuldu, sanırım merdivenlerden iniyordu."Ben hazırım. İki dakika beklesin kızlar Ufuk!"
Ufuk tek kelime edecek halde değildi. Bir bana bir Hazal'a baktı yalnızca.
Hazal ise gülümsüyordu Ezra'nın sesini duyduğundan beri.
Ezra merdivenlerden inip de başını kaldırınca bizi gördü.
"Ha-Hazal?"Hazal gülümsemesini tüm yüzüne yayıp boynuna atladı Ezra'nın.
"Ne-neyse ben gideyim." gibi bir şeyler geveleyip ayrıldım oradan.
Evimizin önüne geldiğimde Helin meraklı gözlerle beni bekliyordu.
Ona bir şey demeden içeri geçip çantamı aldım. Biraz beklese de mecburen bana uydu da birlikte evden çıktık.
Yolda dayanamayıp sordu."O kız kimdi Alina? İsmini söylediği an küçük çaplı bir şok yaşadım. Dün Ezra'nın sana söylediği isim değil miydi o? Anlayamıyorum. Birden bire nereden çıkmış bu kız?"
"Anlamayacak bir şey yok Helin. Hazal yani sabah kapıda gördüğün kız Ezra'nın çocukluk aşkıymış. Ve şu işe bak ki bana çok benziyor. Yani Ezra benimle ben olduğum için çıkmadı Helin. Benimle ona Hazal'ı hatırlattığım için çıktı."
"Ama..."Önce gözümden akmaya çalışan hırçın damlayı ardından da hâlâ konuşmaya çalışan Helin'i durdurdum.
"Lütfen! Bu konuda daha fazla konuşmak istemiyorum."
İlk iki ders güçlü durma çalışmalarımla geçti. Zaten Ezra gelmedi okula.
Tabi neden gelsin ki zaten. Bulmuş aşkını onunla oturup hasret gideriyordur şimdi.
Üçüncü dersten önceki teneffüste Efe yanıma geldi. Helin bu sefer bozulduğuna dair hiçbir şey yapmadı. O da moralimin sıfırın altında olacağını fark etti tabi. Üstüme gelmemeye karar verdi.