24.Bölüm

243K 10.9K 742
                                    

24.Bölüm

"Sen de kimsin?"
"Ben Çetin. B'lerdenim. Sen de şu yeni gelen çocuk olmalısın."
"Ezra."
"İlginçmiş. Yani ismin."

Onlar el sıkışırken Çetin'e kötü kötü baktım.
Bu arada Ezra'yla bakışlarımız kesiştiğinde ona da kötü kötü bakmaya devam ettim.

"Ne işin var burda Çetin!"
"Sana da merhaba Helin"

Yüzsüz!
Helin'in sorusuna cevap verse iyi olacaktı. Cevabı ben de merak etmiştim.

Bu arada ben niye ağzımı açıp da tek kelime etmiyorum?
Dilimi mi yuttum acaba?

"N'oldu Çetin? Neden geldin?"
"Geçerken uğrayayım istemiştim."

Hadi ordan.
Sanki biz kırk yıllık arkadaşız da...

"Yaa... Şüphesiz."
"Aslında ders çalışıyor musun diye merak ettim"
"Ne zamandan beri Alina'nın ders çalışması seni ilgilendirir oldu Çetin?"

Helin araya girmeseydin de olurdu.

"İddaaya girdiğimizden beri."
"İddaa mı?"
"Dün iddaaya girdik de. Ben ygs'de ilk 5bine girersem Çetin bana yemek ısmarlayacak giremezsem ben Çetin'e ısmarlayacağım."
"Her halükârda birlikte yemek yiyeceğiz yani"

Allah'ım o nasıl iğrenç bir gülüş ya!?
Of Çetin!
Bela mısın nesin?!

"Hakan Hoca da gelecek ama."
"Öyle dedi ama pek sanmıyorum geleceğini."

Helin kaşlarını çatmış bana bakıyordu.
Tamam biraz saçma bir iddaaya girmiş olabilirim.
Ama gaza geldim n'apıyım.

"Neyse Çetin, baktığına göre artık gidebilirsin."
"Tamam."

Çetin sınıftan çıkınca derin bi nefes aldım.
Helin açıklama istercesine bana bakıyordu.

"Helin akşam konuşsak olur mu?"
"Peki."

Sonra bir el omzuma dokundu.
Tahmin etmek zor olmasa gerek tabi ki Ezra'ydı.

"Evet?"
"Bir dakika konuşabilir miyiz Alina?"
"Hayır. Birazdan zil çalar. Belki sonra."

Oflayarak sınıftan çıktı.

Öğle arasına kadar olan bütün teneffüslerde başımı sıraya koyup uyuyor gibi yaptım.
Ezra tabi ki yemedi ama benle konuşmayı da başaramadı sonuçta.

Öğle arası mecburen sıradan kalktım.
Acıkmıştım.
Yemek yemek zorunda olmasam bir saat kafamı kaldırmadan bekleyebilirdim ama malesef midem buna karşı çıktı.

Helin'le birlikte yemeğimizi yedikten sonra sınıf kapısında Ezra'yla karşılaştık.

"Alina. Konuşabilir miyiz?"

Anlamamış gibi yaptım.

"Tabi siz konuşun ben bahçedeyim."
"Helin'le değil seninle konuşmam gerek."

Sesi fazla sertti.

"Alina siz sınıfa geçin ben buralardayım. 5 dk.'ya geleceğim ona göre."

Sağ ol Helin çok yardımcı oldun(!)

Sınıfa girdik.
Sırama doğru gidiyordum ki Ezra kolumu yakaladı.

"Ne oluyor?"
"Yine kafanı sıraya koyacağının farkındayım Alina. Lütfen, düzgünce konuşacağız."
"İyi."

Fazla tripli bi 'iyi' oldu tabi ki bu.

"Bak dün için özür dilerim tamam mı? Yani o an olaylar öyle gelişti ve ben senin de isteyebileceğini düşündüm. Benden kaçacağın aklıma gelmedi."
"Kaçmak?"
"Her teneffüs uyuyorsun(!)"
"Sadece çok yorgunum tamam mı?"

Yeni ÇocukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin