19.Bölüm

247K 11.4K 1.1K
                                    

19.Bölüm

"Ya, bu nasıl söylenir bilmiyorum ama..."
"Çabuk ol Efe!"
"Yeliz, benim kardeşimmiş."
"Ne?"

Kabul, bunu beklemiyordum. Yeliz diye biri yok sen şizofrensin dese bile daha az şaşırırdım herhalde.

"Nasıl?"
"Ya babam annem bana hamileyken başka bir kadına yönelmiş. Işte ihtiyaçlarını onunla karşılıyormuş."
"Iyh!"
"Bence de iğrenç ama babam sonuçta. Neyse işte ben doğup da annem müsait hale gelince kadından ayrılmak istemiş. Kadın bunu anlayınca korundum deyip korunmamaya başlamış ve bum!"
"Nur topu gibi bir Yeliz olmuş."
"Aynen öyle. Aramızda bir yaştan daha az var. Ama yıl olarak bir yıl tabi."
"E bugün niye sarılıyordunuz?"
"Abilik yapıyordum biraz. Beni biliyorsun sen de ben de hep kız kardeşimiz olsun istemiştik. Benim isteğim meğer zaten gerçekleşmişmiş."

Doğru. Efe de ben de hep kardeşimiz olsun istiyorduk.
Meğer onun zaten varmış.

Birden Efe'ye sarıldım.

"Ne diyeceğimi bilemiyorum. Hem senin adına sevindim. Hem de çok şaşırdım."
"Ben de çok şaşkınım"
"Ne zaman öğrendin?"
"Dün akşam. Aslında bugün sana söyleyip söylememek arasında kararsızdım. Birden sen Yeliz deyince neye uğradığımı şaşırdım."
"Ben de Helin anlatınca çok şaşırmıştım. O da görünce çok şaşırmış zaten. Neyse şimdi durumu açıklarım o da anlar."
"Orda dur bakalım."
"Niye?"
"Helin'e açıklamak yok. Madem ben onun umrunda değilim o da benim umrumda olmayacak. Bırak sevgilim sansın Yeliz'i."
"Ama..."
"Aması ne Alina? Ne zamandır peşinden koşuyorum. Bugün yüzüme bile bakmadı. Mesafe koymayı bilmem lazım artık."

Aslında haklıydı. Ama bi bilse ki Helin'in de kendine göre sebepleri var.
Aslında Helin olanları anlatsa Efe koşa koşa gider Helin'e ama anlatmıyor işte.

"Tamam canım sen bilirsin. Ama Helin biraz üzülmüş sizi öyle görünce."

Biraz da laf mı, kız ağlamaktan helak oldu resmen.

"Ben de üzgünüm Alina. Ama yapacak bir şey yok. Eğer benden ayrıldığında bi açıklama yapmış olsaydı şimdi ben de ona bir açıklama yapabilirdim."
"Haklısın ama büyüklük sen de kalsın. Ya da sen söylemeyeceksen ben söyleyeyim."
"Alina! Biraz daha ısrar edersen kalbini kıracağım."

Dudaklarımı büzdüm.

"Tamam. Bir şey söylemeyeceğim Helin'e."
"Söz mü?"
"Of, söz!"

Gülümsedi.

"Bugün yanınızda dolaşan kılkuyruğa da bir şey demek yok."

Kılkuyruk mu?

"Ezra'ya mı?"
"Evet."
"Tamam. Söylemem. Ama Helin çok üzülmüş bak."
"Hani birazcıktı?"
"Çok üzülmüş çooook."
"Tamam. Bana Helin'in benden neden ayrıldığını söyle sonra git ona Yeliz'la aramda bir şey olmadıgını söyle."

Ao!
Bunu söylersem Helin beni boğazlar gibi geliyor. Çünkü söylersem Efe duramaz. Helin de anlar.

"Sıkılmıştı işte. İlişki yaşamak ona göre değilmiş."

Yalanlar, yalanlar ah yalanlar...

"Tabi ben de bunu yedim zaten. Madem sıkılmış benden niye şimdi merak ediyor, üzülüyor?"
"O Helin'le senin aranda nerden bileyim?"
"O zaman Alina lütfen bu konuya da karışma."

Of! Ama bunu Helin'e söylemem bir şeyleri değiştirebilirdi.
En azından Helin surat asmayı keserdi.

Somurtarak sınıfa girdim.
Ezra'yla Helin konuşuyordu.

Hayret. Araları iyice düzeldi demek ki.
Yanlarına gittim. Sirama oturup onları dinlemeye başladım.
Helin Efe'yle ayrılma nedenini anlatıyordu.

-

Okuyan herkese teşekkürler :)

Yeni ÇocukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin